8 Mayıs 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DESERDE Va Bir hava faciası “Hindenburg,, balonu Amerikada düşüp yandı Büçü (Başı 1 inci sayfada) b“Yu.k gayretler sarfederek yaralılarla iır kaç cesedi çekip çıkarmağa muvaf- ak olmuşlardır. Balon ateş yığını halinde Felâketten sonra, vaka yerine bir îok.itfaiye alâyları gelmiştir. Bir kaç saat geçmeden balonun ya- Nina yaklaşmak mümkün olmıyacağı Sa- Rılmaktadır. Bu ateş yığınının etrafın- a bir kordon vücuda getirilmiştir. | Ticaret bakanı Roper ile alman el- ç*sğ Luther, enkazı görmek üzere tay- Yare ile Lekhörste gelmişlerdir. - Kaptan Lehmann ile Pruss'un pek ağır bir vaziyette oldukları söylenmek- tedir, İlk patlamadan sonra bir çok küçük Patlamalar olmuştur. Felâketzedelerin haykırışları âşikâr surette işitilmiştir. Tesadüfen kurtulan 70 kişi Polis kesif halk kütlesini ve felâ- ketzedelerin akrabalarını yerlerinde tut- Mağa uğraşmaktadır. Facianın şahitlerinden biri, patla- Manın balonun ön tarafında vukua gel- - Miş ve balonun topraktan 100 metre kadar yüksekte bulunduğu sırada pala- Mar direğine takılmış olduğunu söyle- Miştir * Hindenburg balonu, gece yarısında, Yani oraya vardıktan bir kaç saat SOn- Ta Avrupaya hareket edecekti. Bir çok- ları İngiltere kıralının taç giyme töre- ninde bulunmak üzere Londraya gide- cek olan yolcu, balona binmek üzere tayyare meydanına geldikleri zaman balon yerine onun tütmekte olan iske- letini görerek hayret ve korku içinde "kalmışlardır. olmak üze- İkisi balonun kaptanları bir çok Te hastaneye kaldırılmış olan Yolcuların vaziyeti çok naziktir. Ölenler, kaybol"_"v'“' Felâket kurbanlarına aid son Şudür ; M 32 ölü veya kayıb, 2 Hastanede ölen, 24 Kurtulan yolcu, 42 sağ ve salim olan mürettebat. Şimdiye kadar enkaz arasından 26 cesed çıkarılmıştır. Parçalanan balonun içinde 6 cesed daha bulunduğu zanne- dilmektedir. Ölü veya — kayıblar Stockholm gazetesinin baş m olan Leger Brinck bulunmaktadır. Kaybolanların büyük bir kısmı mandır, liste arasında bir uharriri al- Felâketin sebebi Vaşington, 7 (A.A.) — Amerikanın yarı resmi mahfilleri, zeplinin uğramış olduğu felâketin sebebi balonun mü- vellidilma ile şişmesi olduğunu söyle- mektedirler. Bu mahfiller, Kumandan Eknerin balonun ilk seyahatlerinde he- lium kullanmağı düşünmüş olduğunu ha- tırlatmaktadır. Kâfi miktarda bu gaz- dan verilmesi için her şey hazır idi. Fakat Almanya helium satın almak za- Turi olan dövizlerin çıkarılmasını ya- sak etmiştir. Bilindiği üzere helium'un tabit menbaları yalnız Amerika ve Ka- nadada bulunmakta ve suni olarak ima- li ise pek pahalıya mal olmaktadır. Kumandan Ekner, yangın - tehlike- Sine rağmen müvellidilma kullanmak Mecburiyetinde kalmıştır. Ticaret bakanlığı tayyare şubesi ka- za hakkında bir anket yapacaktır. Bütün dünyada heyecan Berlin, 7 (A.A.) — Hindenburg ba- lonunun çok acıklı bir şekilde yanma- sı bütün dünyada ve bilhassa Alman- yada büyük bir heyecan uyandırmıştır. G ler arızasız olarak bir çok seya- hatler yapmış olan Hindenburg balo- nunun uğradığı felâketin alman mille- ti için beklenmedik bir darbe olmakla beraber, milletin bundan ürkmediğini Ve Fridrihshafen'de yapılacak yeni ba> lonların kısa bir zaman sonra Atlas de- hizini yeniden aşacaklarını yazmakta- dırlar, Salâhiyetli mahfiller, kurtarma Servislerinin seri ve azimkâr yardımı sayesinde 66 kişinin kurtarılmış olma- Sını tebrike değer görmektedirler. Almanyaya taziyeler gönderildi n Düsül felâket GK SŞ A ge Hindenburg balonunun evsafı Harab olan Lz 129- zeppelin'i Frid. rihshafen'de 1932 de yapılmaya b'aşlan- mişti. Uzunluğu 240 metre, kutru ise 41 metre idi. İskeleti Dura!min’dı.:ıı yapıl- mıştır. Şişme kabiliyeti, 290 blîı metre mikabı #di Önce hedum gazı ile şişi- rilmek üzere inşa edilmiş, fakat sonra- dan bundan bahalılığı dolayısiyle v'ız geciıııu';ti. Her biri bin beygir kuvvetin. de—dört m.*örle müteharrikti. Sefer b_a. şına dört ilâ beş bin kilo karbüran k_ar edilmesi için ağır yaç ile i;hyen motör- lerle techiz olunmuştu. Hiadenburg, Ya— sati ve normal olarak, saalte 150 kilo- da üç ka! üzerine nüş ler, elli kişi alacak genişliği .v_ konforu boradi. Ayrıca sigara içilen bi dahi vardı. Kabinlerde sıcak ve ı:ag'.xk su da bulunmakta idi. Şimali Amer_ıkıya seyahat ücreti bin, cenubi Au’wnkaya bin beş yüz mark idi. Frınkfmıt dan_ Lek. hörst'e ikt buçuk, Rio'ya ıse dört E::nde itmekte idi. Şirket, bugün en mükem. fnel balonunu kaybetmiş bulunmaktadır. Halen servis halinde yalnız “Graf Zep- ki, on seneliktir. lâanları üzerinde ya- bir dirijabl balon e bütün eri pelin” vardır Hindenburg'un p pılmakta olan başka halen Fi ridrihchafen tagâhlarmda bulun. maktadır. dolayısiyle her taraftan taziye telşraf— ları gelmektedir. B. Ruzvelt B. Hitlere, B. Hul da B. Fon Noyrata taziye tel- grafları göndermîşlerdir. B, Hitler, teşekkürde bulunmuştur. Alman devlet re;si ayrıca muhtelif amerikan vatan- daşlarından bir çok taziye telgrafları almıştır. i Kaza Amer uyandırmıştır. Balonun aynı za! bir dostluk ve anlaşma mesajeri oldu- ret olunmaktadir. B. Delbos lçiliği vasıtasiyle taziyede bu- r. B. Kot'da alman hava baka- telgrafla bildirmiş- ikada büyük bir teessür zamanda ğuna işa fransız € lunmuştu B nına taziyelerini Tahkikat yapıla:ak : i£ teknisiyenlerden mürek- kele:;î'ı t::nan heyeti kaza .l_mlıtkmd_n tahkikat yapmak üzere Lekhörs'te gi- decektir. Bu sabah Hamburga hareket etmiş olan bu heyet, orı.dan Emîa Transatlantiği ile Amerikaya geçecek- tir. : rikan senatosu ticaret kw.;g;c:u ı;;hnmm reiıliğ_i .ıltmda bir heyet de kazanın sebeblerini araştı- racaktır. Suikast var mı? j — Bu amerikan heyeti, kaznnm bir sabotaj hareketinden ilefı gelip geımî. diğini de tahkik edecektir. Baloı-ı'un büs ük bir kısmı, Londrafh hava sigorta- lariyle iştiğal edeşı ıî" 'k“mk:ınyağî sigorta ettirihnişuı Şundıy; ırcak patlama ihtimali düşünülmüyor, a:h a bir çarpr! korkııluyordu. Le örs hava meydanı direktörü, 21 senelık. mf' rübesine istinaden, pat!nıîn h'âdîıesı- nin pek garip olduğunu söylemiştir. Dr. Ekner tehdid mektupları almıg Royter Ajansının Graz muhabirine beyanatta bulunan kııınndln Ekener kazanın suikast neticesi vukuı gelme- si muhtemel olduğunu, şimdiye kadar balonu Lekhörste yanaştır- ye eden bir çok tehdid gelmiş olduğunu, balonda gok modern emniyet a.em'hıtı olduğun- dan, yıldırım düşneflyle pıthmı_nın yukua gelme! in mümkün olmadığını ser taraftan Kont zeplinin Şikağo ö Seni de kazanın bir kundak- şüpheleudiğini söyle- olu baloncuklar ortada bulı.m- de kabili iştial hiç bir kendisine Kapitiilâsyonlar mukavelenamesi .. * bugün imzalanıyor (Başı 1 inci sayfada) rıldığını bildirmektedir. İkinci madde, yabancıların tâbi olacağı kanunların, modern vergi kanunlarında umumiyetle kabul edilen prensiplerle telifi imkân- sız olmıyacağını ve bilhassa yabancıla- rın veyahud mühim yabancı menfaatle- rine malik şirketlerin aleyhine bir fark gözetmiyeceğini teyid etmektedir. Üçüncü madde, muhtelit usulü muha- kemenin, nizamnamede tahlil edilen ad- It şartlar içinde, on iki senelik bir inti- kal devresi içinde müuhafaza edileceği- ni bildirmektedir. Konsüler mahkemelerin sivil ve tica- ret hususlarındaki salâhiyeti muhtelit mahkemelere intikal edecek ve fakat arzu eden akid devletler için hukuku şahsiye bahsinde konsüler hakkı kaza ihtiyarı olarak muhafaza edilecektir. Bu hususda Mısır hükümetine haber ve- rilmek İâzımdır. Adli teşkilât nizamnamesi Birinci madde ile, muhtelif istinaf mahkemesiyle Kahire, İskenderiye — ve Mansuredeki üç bidayet mahkemesi br- rakılacaktır. İkinci madde ile istinaf azâsı sayısı on biri yabancı olmak üzere 18 ve bida- yet azâsınım da sayısı 40 1 yabancı ol- mak üzere 61 olarak tesbit edilmekte- dir.Mısır hükümeti, ikisi yabancı olmak üzere üç yeni istinaf azâsı ve üçü ya- bancı olmak üzere altı yeni hâkim tayin etmek hakkını haiz bulunacaktır. İstinaf mahkemesi yabancı azânın ve bidayet mahkemeleri de, ekseriyeti yabancı veya mısırlı azâ teşkil ettiğine göre ya yabancı veyahud mısırlı hâki- min başkanlığında olacaktır. Lisan meselesi Ni in ikinci i dört lisan derpiş etmektedir: arahca, ingi- lizce, fransızca ve italyanca. Hükümler arabca olarak veyahud diğer bir dille verilecektir. Tefsirde güçlük çıktığı takdirde, hükmü veren hakimin lisanın- daki esas metin muteber olacaktır. Müddeiumumi yabancı olacak ve i- ki muavininden biri bilhassa sivil işler- le mükellef olmak üzere misirlı olarak müddei umumi bulunmadığı zaman ona yekâlet edecek, ve bir ecıı_el__ıi olan öt;kı' muavin ceza işlerile mükeltef buluna- caktır. Müddei umumi hapishaneyi teftiş hak- kını haiz bulunacak ve bir yabancı tev- verilecektir. Konsoloslar, polis nizamlarına saygı göstermek şartiyle, kendi tâbiyetlerin- den olan mahbusları ziyaret edebilecek- lerdir. 3 Muhtelit mahkemelerin salâhiyetleri 23 üncü madde, muhtelit mahkeme- lere kadın ve erkek bütün yabancılarla hakkı kazaları milli mahkemelere aid bulunanlar arasındaki her türlü davâ- lar için salâhiyet vermektedir. Bunun- la beraber yabancı mahkemeler, salâhi- yet hakkındaki hüküm mucibince mu- vafakat eden bir ecnebi hakkında hakkı kazalarımı tatbik edebileceklerdir, 24 üncü madde, eski rejimde ihdas edilmiş olan mühtelit'menfaatli şirket- lerin, statülerinde hilâfı yazılı olmadı- ğı takdirde, muhtelit mahkemelerin hak- kı kazasına tâbi olacaklarını bildirmek- tedir. Muhtelit mahkemeler keza muhtelit menfaatleri alâkalandıran — iflâs halle- rinde de salâniyetlerini muhafaza ede- ceklerdir. Merbutlar: Merbutlar, ezcümle dini müessese- lerle mekteb ve hastanelerin şimdiki re- jim altında faaliyetlerine devam edebi- lecekleri, yabancılar hakkında intikal devresinden sonra bilhassa vergi mese- lesinde farklı bir muamele tatbik edil- miyeceği hakkında Mısır hükümetinin mühim beyanatından maada konsüler masuniyetine, tebide, iadei mücrimine dair beyanatı ihtiva etmektedir. kif edildiği zaman kendisine malümat . 81 yaşında bir doktora göre Çok yaşama çareleri Otomobillerine karşı büyük bir itina gösteren bir çok kimseler, kendi vücudlarına karşı affedilmez hâtâlar işliyorlar Hastalara hastaneler, hırsızlara da hapishaneler yapıyorlar, Böy- le hareket edecekleri yerde, sağlam kim. selere senatoryomlar, kanunlara riayet eden uslu akıllı halka da pratik krimi- noloji kursları açsalar daha iyi eder- ler. Sulhun kıymeti harbte takdir edi- liyor; hasta yatağında da her vakit ih- male uğrayan sihat n değeri anlaşılıyor. Öğle yemeğini çabucak yiyip bitiren bir kimse başlamadan önce ve yemek- ten sonra bir veya iki bardak su içmeği acaba aklımna getiriyor mu? Yediği ye- meğe icabettiği nisbette su veya diğer içilecek mayileri ilâve etmeden hazme- debileceğini sanan, hareketlerini bir in- tizam dahilinde yapmadığı halde, pa- zar gelince, bünyeyi lüzumsuz yere yor- maktan ve hayatı manasız bir şekilde kısaltmaktan başka hiç bir işe yaramı- yan yorucu yürüyüşlere girişen bir kim, seye ne yapılabilir kil! Büyük babalarım-zın bilmedikleri, işitmedikleri düzünelerle hastalık te- zahürleri bugünkü yaşayışımızın sey- rini tayin etmektedir. Bunlar, insanın, dış zoriyle ve kötü âdetlerle hayatın tabif seyrini, muhitine yabancı vaziye- ti bir gündelik programa uydurmasın- dan doğan medeniyet hastalıklarıdır. Çocukların büyük bir kısmı sihatla- rı yerinde olarak doğuyorlar, Yani, bü- yüklerin ellerine fesada uğramamış, ter- temiz ve hayat: sapsağlam bir yavru veriliyor ve bu yavrunun mukadderatı bu ellerde şekil alıyor. Terbiyenin parolası “kendini temiz tut!,, olması icabeder, Her ana, çocuğu- nun sofra başına oturduğu zaman eli yüzü temiz olmasını, onun her gün sık sık yıkanıp temizlenmesini, akşam olun. ca banyo yap elbise ve çamaş larının temiz olmasını gayet tabit bu- lur. Fakat, bu anaların pek azı, iç ciha. zın temiz tutulmasını düşünür. 'Terbiye, insanları daha çocukluğun- da iken günde bir defaya mahsus ol- mak üzere muntazaman ve muayyen bir zamanda hazmetmelerini dikte eden bir sistem (tamamiyle yanlış bir sistem) içine' girmek zorunda bırakmaktadır. Sade gıda, boş olan borudan geçtik- ten sonra, ifrazlariyle eritilip daha ile- riye sevkedildiği ve gene boş olan mi- deye gelmektedir. Eritip dağıtıcı mik. roblar bu sevkiyatı ancak bağırsaklar- da yakalayabiliyorlar. Bu gündelik ta- yin 24 saat müddetle yoğrulup yığıl- dıktan sonra, eriyip dağılmış olan ye- mek artıkları, organizmanın, değerli gi- da maddelerinin vücude tevzi edil- dikleri kısmıma tazyik icra ederler. Bu itiberla, temiz olmryan maddeler de bu ameliyeye karışarak kanın devranına ka- tılmaktadırlar. , Bu yaşayış tarzına devam etmenin kötü akibetleri, sivilizasyon hastalıkları adını verdiğim türlü türlü şikâyetlerin başladığı yaşlılık devrinde kendini gös- termektedir. T abif bir şekildeki yaşayış tarzı her yemekten sonra mideyi boş tutmayı emretmektedir. Bunu yapabil- mek için çok su içmek lâzımdır. Aç karnına iki ilâ dört bardak ve boşaldık- tan sonra bir o kadar bardak su içmek kandaki pisliğin ve kan'n devran saha- sını temizlemekte ve bu süretle de hücrelerin hayatını yiiheltmektedir. Memedeki çocuklarla vahşi kabile- * ler ve ayrı bir şekilde inkişaf etmiş olan hayvanlar bilmeden bu kaideye riayet etmektedir. Fakat, medeni insan tekmil şey bulunmadığını tasrih etmiştir. Enkazın içine girilebildi Lekhörs, 7 (A-A.) — Amerika sa- atiyle 19.50 de kurtarma işiyle meşgul olanlar balonun enkazına girebilmişler- dir. Bunlar önden kumandan kabinesin- den girmişler ve oradan müthiş surette kömür haline gelmiş bir cesed bulmuş- lardır. Eı;kaıın büyük bir kısmı dumandan görülmemekte ve bir taraftan da halâ vaziyeti fena Nevyork, 7 (A.A.) — Hindenburg'un enkazından hala ince bir duman çıkmak- tadır. Kaptan Pruss, başından ayaklarıma fenadır. Lehmann'ın vaziyeti de fena- dır. kanser, romatizma, Arterio - Skleroz yarım baş ağrısı ve yaşlılık tezahürle- rinden olan dâaha bir çok hasta. İrkların önüne geçen bu mükemmel ha. yat kaidesini ihmal etmektedir. İnsan, yeni satın aldığı otomobilini pis benzin ile işletir intizamsız ve ki- fayetsiz olarak yağlarsa, çok geçmeden bu otomobil felce uğtar. İnsan cihazı- nn faaliyeti, iştialli motordan çok daha nazik olduğu için, iki kat dikkat ve itinaya, daha iyi bakılmaya muhtaç- tır, Fakat, otomobillerine karşı büyük bir dikkat ve itina gösteren bir çok in- şanlar, kendilerini unutarak bizzat ken- di motorlarına karşı afedilmez günalı- lar işlemektedirler. Ben bugün 81 yaşında olduğum hal- de, bundan kırk yıl evvelki gibi kendi- min sağlam ve çalışacak kabiliyette ol« duğumu hisediyorum. Kırkıma kadar ben de günah işleyerek insan motoru- nun kullanma talimatı sayılan en ehe, miyetli amel kaidelerini ihmal ettim. O yaşıma kadar sık sık hastalanıyor- dum. Fakat o tarihten sonra artık has- talık yüzü görmedim. Benim sırrım fev« kalâde basittir: Vücudümü, gerek iç- ten gerekse dıştan temiz tutuyorum. Banyodan evvel, sabahleyin aç karnına bir kaç bardak su ve vazifesi hazim ci- hazını yağlamak olan bir kaşiık parafin yağı, içiyorum, Hoşuma giden her şeyi bol bol yediğim halde, bu son kırk yıl içinde bir defa bile midem bozulmadı. emekleri ufak gezintiler takib etmektedir; eğer bu mümkün ol- mazsa, esaslı ve muntazam bir surette hava değiştirmek maksadiyle hiç yorül- madan teneffüs hareketleri yapmakta- yım, Hemen hemen altmış yılı bulan cer- rahi tecrübelerime, istinaden diyebili- rim ki, kanser, cihazın temiz tutulma- ması yüzünden en ziyade yaşlı insanlar- , da teşekkül etmektedir. Mevcud ve yeni teşekkül halinde olan kanserin te- davisinde, öldürücü!bir mahiyet alma- sının önüne geçmek için radium teda- wisi kadar therapie'nin de tesirli oldu- ğu kanastindeyim ki, anlaşılan, söyle» diğim gibi çok basit ve ucuz bir usul olduğu için üniversel bir surette tatbik edilmemektedir. Bir ziyafette yahud bir lokantada bu: lunduğum zaman ameli tecrübelerim- den istifade ederek, beni çeviren insan- ların ömürlerini tayin etmek bana zevk« li geliyor. Hele insan, yanı başında o- turanların adlarını bilince, bu zevk da« ha büyük oluyor, Dün büyük bir kulu- bün ziyafetine davetli idim. Davetlile- rin, sofradaki yerlerini gösteren liste önümde duruyordu,;Yemekten — sonra pek de iyi bir manzara teşkil etmiyen göbeklileri bir gözden: geçirdim ve sıra ile notlarımı yaptımı"Uzun yıllardanberi bu üsulümü tatbik ve bu suretle teşhi- sini koyduğum insanların hayat sırları- nı takib ediyorum:*Ve maalesef, çoğu- nun pek uzun sürmeyen ömürlerinin müddetini tayin edişimde isabet oldu- ğunu tesbit ettim.u” Mümkün olduğu kâdar fikir işleriyle uğraşan, yaşlanıncaya' kadar durmadan çalışan insanların, Bernar Şov -ve Oli- ver Lodge ve daha bir çokları gibi, hiç değilse, seksen yaşıila kadar tam sihat- te kalabilmek imkâtiları olduğu kanaa- tindeyim ve hususiyle tedavi etikleri hastalarını ikna ve yaptıkları kürlerde kendilerine itimad telkin edebilmeleri için, hekimlerin bu yaşa kadar yaşama- ları lâzımdır. Fakat ne kadar yazık ki, suyu en çok ileri sürüp, kendileri şarab içen, tedavi ettiklerine iyileşmesini isteyip kendilerini unutan gene hekim- lerdir. Ve bu unutkanlık cinayet sını- rıma kadar var.yor; Çünkü, kendilerine milletin sıhati itimad edilmiş olan bu insanlara insanlığin'ihtiyacı vardır. KTUL.

Bu sayıdan diğer sayfalar: