22 Temmuz 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

22 Temmuz 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ö—VAKIT 22 TEMMUZ 1934 Meraklı birsergüzeşt romanı Edgar Pip'in son maceraları Yazn : Arnold Galopen Tam rahata kavuşacağım sırada tekrar meçhule doğru yollandım. id Yakışıklı ve sedası kuvvetli bir) Bakmız hangisi hesabınıza elve- boyacı genç halkı ayaklandırıyor -| rirse... du. Buna kadınlar da müzaheretl (o — Birinci mevki istiyorum. ediyorlardı. Kadınların. kocaları — Alâ! bir tek kamaramız var, üzerindeki nüfuzlarını kimse in -| o da on üç numaralı. kâr edemez.. Hele Santa — Luci- Nisefor'u yanıma çağırdım. ada kocalar karılarını değil; karı -| O — Paran var mi? lar kocalarını O beslemektedirler.. o — Var ama çok bir şey değil. Bunun için kadınlar Bellacoşia de-| (o — Elli doların olmalı. nilen boyacıya şiddetli taraftarlık! Oo — Eh. O kadar bir şey var. ediyorlardı. . Kocalar, huzura ve: © Bunu üzerine zenciye de ikinci süküna mazhar olabilmek için ye-| mevki bir kamara tuttuk. İşte böy ni reis ile harekete hazır bulun -| Je... Tam rahatlığa eriştiğimi, ka” duklarını beyan ediyorlardı. dınlar arasında Hint mihracesi gi Pilkomayoya bütün bu cereyan-| bi dolaşacağımı zannettiğim bir ların haber verilmeyişine o hayret| sırada bir zenci ile yol arkadaşı ediyordum. Bunun için istitlâatı -| mı kendisine bildirmek için sara- ya gittim, Fakat Pilkomayo saray» da değildi. Hizmetçilerden biri reisin bir saat evvel ( otomobille gezmeğe gittiğini söyledi. Bu hal (O bana bir dubara tesiri yaptı, Reisin yanında Karmençita dahi varmış.. Bunun üzerine Pil - komayonun dairesine çıktım. Odasında herşey altüst olmuş, bir halde idi. Açık dolaplar, sağa sola atılmış eşya ve çamaşırlar an! sızın yapılmış bir kaçmayı göste- riyordu. Pilkomayo bir dövüş yap- mıştı, Velhasıl onu taklitten başka ne yapılebilir?.:» Bundan sonra odama gittim. Fakat kapıyı açar açmaz donakal- dım. Kasam zorla açılmış ve bü- tün servetim uçmuştu. Santa-Lu- cia hükümet reisiPilkomayo tara- © fmdan soyulmuştum. Herif, Maliye Nazırı sıfatile yükümü yaptığımın farkına var- mşr... Ve kaçarken, elindeki ser- © — veti kâfi görmediğinden benim © paracıklarımı da aşırmağa karar vermiş. İşte gidinizde dostlarmı- za inanınız. Cüzdanımda topu topu sekiz © bin frank kalmıştı... Sefalet vesse- © üm! Şimdi hâlim ne olacaktı? © Amerikada baş gösteren buhran yüzünden paranm kıymeti gittikçe azaldığından Baron Stanley Fre- goryo nın hâli ne olacaktı?, Benim için yapacak iki şey var- © dı: Ya baş gösteren yeni harekete karışmak ve yeni bir mevki yap- mağa çalışmak ve yahut kaçmak... “Hem vakit kaybetmeden kaçmak, “Ben bu ikinci yolu daha hayırlı buldum. Benim Nesefor'u bulup © hemen limana koştum. Tam vak- © Otinde yetişmiştik. Çünkü bir va - 'pur Kareket etmek üzere bulunu- .yordu. Hemen köprüyü atlıyarak kaptanm yanına gidip: — Affedersiniz, dedim, ben... © — Sözümü ikmal etmeme mey- dan vermedi. — Evet, dedi, siz defolup git- mek istiyorsunuz ve hakkmız da var, Çünkü tahminimde yanılmı- .yorsam (o Santa-Lucia'da ortalık pekte süt liman değil. Ben de bir hangi serseri kulşuna maruz kal- © mamak için hemen hareket ede- .ceğim. — Affedersiniz ama hangi isti- olarak meçhule doğru yollandım. .. Vapurumuz limandan ayrılır» ken Santa-Lucia'dan ilk silâh ses- leri gelmeğe başlamıştı, Harp tek- rar bazı kahramanlar zararma ve bunların adedinden çok daha faz- la kurbanlar düşmesine sebep ola- cak! Hoş... Yeni gelecek reis de Pilkomayo gibi bütün kasaları tam takır bulacak ve para bulmak için, tabii, her çareye baş vuracak. Fakat selefi bütün yağir parçala» rı yuvarlamış yutmuş olduğundan yeni reisin ancak pantalon düğme lerile iktifa etmesi icabedecek. Bu gibi şerait içinde riyaset kol tuğuna oturmanın ne keyfi olur? Maamafih yalnız kartdövizitleri- ne “Sabık Nazır,, ibaresini yaza- bilmek için ortaya atılacak merak klar bulunur. İşte ben de şimdi “Sabık Nazır,, lardan değil mi- yim Sarajos'a eşyasız fakat bera- berimde şahane bir zenci olduğu halde vasıl oldum. Bu zenciyi oda bizmetcim olarak göstereceğim. Böyle bir zenci yanında olduğu halde seyahat eden bir adamın cepleri servet ile dolu olmadığını kim tahmin edebilir? Yalnız rolü- mü güzelce yapmalıyım. Bu işte de Baron Fregoryo'nun yerine Ed garpip iş başına geçer, . Vapurda Nisefor'a nasıl hare- ket etmesi lâzım geldiği hakkında dersler verdim. Bizim zenci büyük bir çocuktan başka bir şey olma - dığı için sözlerimi dikkatle dinli- yor ve vapurda mükemmelen eğ - leniyordu. Bundan başka yalnız seyahat eden ellilik ve fıçı gibi şiş man bir kadınla mercimeği fırma vermişti. Vapurdan çıktığımız zaman Ni seforu çağırdım. — Dinle, dedim, bir saat son- ra gelir ,beni Kozmopolitan ote - linde bulursun. Orada sana da bir oda kiralıyacağım. * — Hacet yok efendim, deme - sin mi, ben sizden ayrılmak mec - buriyetindeyim. Ve sonra mânalı bir surette göz kırparak ilâve etti: — Şişman kadın benden çok memnun, bırakmak istemiyor. nuz ya, böyle bir fırsatı kaçıra- mam, EE anlıyorum, haydi ba- ; kalım sen de şişman madamınla Hangi ( İstikamete ola - © cak? Sarajos'a! Birinci mev - mev SV git!.. Fakat Sarajos'ta kalacaksı- nız? (Devam: ver) Çök zengin bir şey. Anlayorsu * Memleket Haberleri Urlada Bir çocuk Kuyuya düştü, boğuldu Urlada inhisarlar idaresinin ge- ce bekçisi Adalı Mustafa efendi dairenin yanındaki evde oturmak: tadır. On beşaylık bir de çocuğu vardır. Mustafaeferdi vazifeten dışarı çıkmış, çocuğun annesi de ev işle- riyle uğraşıyormuş. Çocuk, bulun- duğu yerden emekliye (emekliye daire bahçesindeki havuza kadar gelmiş ve havuzun içine düşmüş - tür. Bu hadiseyi gören olmamış” tır. Aradan bir müddet geçince çocuğu aramıya başlamışlar ve ni- hayet havuzun içinde çırpımmak- ta olduğunu görmüşlerdir. Havuzdan çıkarılan çocuğu a- yıltmak için tedbirlere baş vurul- makla beraber (o bir taraftanda doktor aramağa başlamışlardır. Fakat maalesef hemen doktor bulunamamış ve yavrucuk ölmüş- tür. Bu haberi veren İzmir Ticaret Postası gazetesi bu münasebetle diyor ki: Hükümet doktoru bir sene evel Bursaya tahvili o memuriyet eyle- miş yerine hâlâ bir doktor gönde- rilmemiş, koskoca bir kaza uzun müddet doktorsuz bırakılmıştır. Fethiyede On yaşında bir bir hadise olmuştur. Köyünden yayladaki sayfiyesine gitmekte o- lan Hamdullah ağa, bir su başında konaklamış, bir müddet istira- hattan sönra hareket edecekleri sırada on yaşlarındaki kızı Hatice- nin meydanda olmadığını görün- ce telâşa düşmüş, derhal taharri- yata başlamıştır. Yapılan araştırma © neticesiz kalınca zavallı baba bir istida ile müdelumumiliğe müracaat etmiş ve istidasına çocuğun o sırada lâ- bis olduğu elbisenin kumaşından bir parça da raptetmiştir. Müdeiumumilik derhal faaliye- te geçmiştir. 27 gündenberi ço- cuğun ne bir köylü ne de bir çoban tarafından görülmemesi (o birçok tahminlere meydan vermektedir. İki sene evel de ayni çocuğun böy- le ortadan kaybolduğu ve birkaç gün sonra bulunduğu öğrenilmiş ise de bu defa gaybubetin uzaması ümitleri kırmaktadır. Gazi Hz. ineboluların tazim telgrafına cevap verdiler. İnebolu, 21 (A.A.) — Halkevi mensupları tarafından şehitlikleri ziyaret maksadiyle Çanakkaleye yapılan seyahatten (o sonra Reisi- cümhur Gazi Hazretlerine kafile reisi tarafından (gönderilen arzı tazimatı havi tel yazısına müşari» nüleyh Hz. “Asil o ruhunuzun yüksek heyecanını gösteren telg- rafınıza memnun oldum. Hepini- ze teşekkür ederim.,, cevabı ile il tifatta bulunmuşlardır. Reisicümhur Hazretlerinin bu iltifatı halkevi salonunda mera simle okundu ve sürekli alkışlarla karşılandı. İneboluda çok iyi te- sirler bırakan bu seyahatin müna- sip fırsatlarda İnönü, Sakarya ve Dumlupmara kadar uzatılmasına karar verili. tığımız mukaddemede “Maten,, Birinci sayıfamızda bü bahse dair yap- gazete sinde Ayştayn nazariyesine ve bu na“ zariyenin ne suretle kıymetten düştüğüne! dair yazılan bir makaleyi işaret etmiştik. Bu makale şudur: EİNSTEIN in “relativite — nis- biyet,, nazariyesinin başlıca esa -| sını anlamak için demirli bir gemi ve bu gemiden, gene demirli di - ğer bir gemi üzerinde, muayyen bir uzaklıkla birbiri ardınca ko -| nulmuş bulunan iki levhayı delip geçecek olan bir mermi atılmasını tasavvur etmeliyiz. Merminin hızı, iki hedef ara - sındaki mesafenin ve birinci he - def ile ikinci hedefin delinmesi a rasında geçen zamanın mukaye - sesi ile ölçülür. Bu suretle “mut- lak sürat,, elde edilmiş olur. İki levhayı taşıyan gemi mermi önünden kaçmak suretiyle uzak - laşırsa, birinci hedefin delinme - sinden sonra merminin ikinci he - defe isabet edeceği ane kadar ikinci hedef bir az uzaklaşmış o- lacağından, birinci hedef ile ikin- cinin delinmesi arasındaki zaman daha büyük olacaktır. Binnetice bu suretle ölçülecek olan sürat “nisbiyet — relativite,, olacaktır. Merminin iki hedef arasındaki mesafeyi alması daha uzun bir za- man işi olacağından bu sürat “mutlak sürat,, in aşağısında ola- caktır. Eğer hedefleri taşıyan ögemi merminin geldiği tarafa dex ru ilerliyecek olursa netice de mepsuten mütenasip olur. Mişelson'un meşhur bir tecrü - besinden doğan Einstein'in büyük prensibi “ziya süratinin değişme - mesi,, dir. Ziya, bir mermiye kıyas oluna bilir. Eğer ziya arz üzerinde bulunan bir merkez veya menfez tarafın - dan neşrolunmakta ise, iki lehva arasındaki mutlak sürati saniyede üç yüz bin kilometredir. Eğer ziya güneş tarafından neşrolunu - yorsa arz, güneş medarı üzerinde saniyede otuz kilometre yer de - ğiştirdiğinden nisbi süratin, ar - zın intikal hareketine göre istika- met takip eden ziya süratinin mutlak süratten saniyede otuz ki- İometre arttırma ve yahut azaltma ile, yani merminin hareket balinde bulunan bir gemi üzerindeki iki hedefi mürtesem kavsi dairesinde mütevaziyen delmesi hadisesinde olduğu gibi, vücut bulmuş olur. Halbuki Miselson, hareket ha - linde bulunan kürrei arza nisbe - ten “mutlak sürat,, ve “nisbi sür- at,, mevcut olmadığını daima id- dia etmiştir ki “ziya süratinin de- ğişmemesi,, prensibi bundan doğ- maktadır. Pariste Politeknik mektebi fah- ri direktörü M. Carvollo gibi meş- hur bir âlim “Fen,, mecmuasında, Mişelsonun talebesinden Miller'in Amerikada Mişelson usulleri daire- sinde yaptığı tecrübe ile Paris ra- sathanesi müdürü Eselangon'un Fransada diğer usuller dairesin - de yaptığı tecrübelerin neticeleri" ni izah etmektedir Bu iki ayrı tec- Balon gibi sönen bi: deha | Aynştayn'ın nazariyesi kıymetten düştü! prensibinin mevcut olmadığını is- bat etmektedirler. ö J) Şimdi bu hakikat tesbit edilmif” bulunduğundan Einsteinin, Mişe! son tecrübelerinden almış oldu bütün neticeler de kendi kendin* kıymetten düşmektedir. Dem oluyor ki akli selimin hükmü ni Me hayet yerini bulmuştur.. Bundafj, sonra “nisbiyet,, in harikulâde tceleri karşısında boyun eğmek ve ziya süratine malik bir mermi içinde iki sene seyahat ederseni# döndüğünüz zaman kürrei arzt iki asır ihtiyarladığını göreceksi By niz. 730 defa yemek yemiş ola caksınız, fakat dönüşünüzde oğ'İ; , lunuzun oğlunun oğlunun oğlu nun oğlundan başka bir şey bul#'İn mıyacaksınız,, diyenlerin sözleri “İk... ne inanmak mecburiyeti yoktu! Bundan sonra: “Credo gula ab surdum,, sözünü (mırıldanmati mecburiyeti de yoktur. Şu halde bu kadar harikal#! yaratmış olan hakiki fenne dön lim ve zamanla bu'du mücerref nazariyelerini hakikatler nazari |. yesi olarak kabul ettirmek ist ş hayallerin hüküm sürdükleri ay ni entelektüel sis içinde bunli karmakarışık etmek mecburiye * tinde kalmıyalım. Fakat, M. Carvello gibi, bir s9 “B al sormak zarureti vardır: geçici ikbalden hayrete düşecekti, olanlar “nisbiyet,, in bir fen de' er ee ize İğ gğY İm zannetmiyecekler mi? ———— — Adapazarında elektrik işinde ihtilaf , Adapazarı, 21 (9.9.) — Beled ye ile ticaret bankası arasında lektrik işinde tahaddüs eden ihti lâfatı halle memur hakem he elektrik şebekesini tetkik için dü! şehrimize gelmiştir. Muhafız gücü bisikletçile! Ardanuş, 21 (A.A.) — Muhaf gücü bisikletçileri 110 kileme lik çetin bir yürüyüşten sonra Ü Bi k b vi ây 2 Ye h danura varmışlardır. i Bisikletçilerimiz nahiye müf rü ve erkânı ile halk tarafı , samimi surette karşılanmışlardı” Gündelik, Siyasi Gazete İstanbul Ankâra caddesi, (VAKIT) TELEFON NUMARALARI; Yazi işleri telefonu: 24819 İdare telefonu 2 34810 Telgraf ötesi: İstanbu) — (VAKİ Posta kutum Na 46 ABONE BEDELLERİ: Türkiye Senelik M0 Er. gı 6 aylık we , 1450 3 aylık “0 » s4 1 aylık 180 g0 TLAN CURETLERİ: Ticari Ylnların ilân sayıfalarınÖf, gi umi 30 kuruştan başlar. yy” sayfa» kuruşa kadar çıkar, pi Büyük, fazla, devamlı tan veresi”” Ayrı tenzilât vardır . Restmil iiânların bir satırı 10 KUÇUK ILANLAR Bir detası 30, 1x) de'ası 0, VE”. dört defası 75 ve on datası İÖ Üç aylık ün verenlerin bir dersi nendir. Dört satırı geçen gt satırları beş kuruştan Merdim g

Bu sayıdan diğer sayfalar: