8 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

8 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ER —— !0— VAKİT 7 Teğrinisani 1934 — Bir Italyan gazetesi ve inkılâbımız Gazi büyük bir kuman- dan, eşsiz bir diplomattır yarice Lemsine'in Mustafa Kemalin Samsuna ayak bas- tığı tarih, yeni bir âlemin doğuş başlangıcı oldu Cümhüriyetimizin on birinci yıl dönümü münasebetiyle Tiryes- tede çıkan İl Piccolo Della Sera | gazetesi, inkılâbımızı anlatan bir yazı neşretmiştir. Dikkate değer bulduğumuz bu makaleyi ruz: Bugün Türkiye cümhuriyeti hükümetinin İl inci yıl dönümü- dür. Hatırlardadır ki; Osmanlı İmparatorluğu Alman diplomasi- sinin tazyiklerine, vaitlerine. ni - hayet hilelerine kapılarak büyük harbe Almanlar lehine girdi ve 20 alıyo»; birinci Teşrin 1918 de Mondrusta | mütarekeye talip oldu. Bu suretle müttefikleri arasın» da sonuncu © olarak büyük harbe nihayet verdi: o Tekarrür ettiri - len mütareke şartlarına, bilâhare itilâf hükümetleri. tarafından iti - bar edilmedi. İstanbulun ve A- nadolünu mühim vilâyet merkez - lerinin itilâf kuvvetleri tarafından işgalile Osmanlı © imparatorluğu bahtının karardığı, dünya harita- sından silinmiş olduğu açıkça ilân ediliyordu: İstiklâli çok seven Türk mille » tini, bu bal uyanıklığa davet etti, | tekrar harekete getirdi ve bu sıra» larda Türk cömiasında' kuvvetli, gür bir'sük Yiseldi. Bu Mustafa Kemalin sesiydi.. “Ya.-istiklâl ya- wak.,, Bir gün, henüz açılmaya başlı - yan bir babâr sabahı, o İstanbulu, bu cazibesine dayanır) - mıyaz şehri, herkes (o aşk ve zevk gecelerinin derin ve ezgin uyku - larında iken küçük bir tekne üze- ripde, sessizce terkle büyük eseri- ni kurmağa, muztarip Türk mille- tini kurtarmağa, kara taliini çevir- meğe gidiyordu. 19 Mayıs 1919 da “Samsun,, a çıktı. İşte bu çıkış, yeni bir âle- n İn, doğuşunuun başlangıcı oldu. Büyük harpte, oAlmanerkânı harbiyesini mütaleaları ile mat e- den büyük kumandan Hindenbur- ğu mukabil cevaplarla düşündü « ren bu genç, ateşli Türk ceneralı elbette İngilizlerce de malümdu .. Zira; Çanakkalede itilâf kuvvet « lerini mağlüp eden, onları denize döken, gene oydu. i nmı hut Türkün tarihini şerefle kapa - | Türk inkılâpçıları sahasında da milletini kurtarmağa azmederek çalışmağa bâşladı, ev- velâ engelleri yıkmak lâzımdı, o- nu yaptır. Son halifeyi toprakla - rmdan çıkaraka Türkiye cümhu » riyetinin lâyik bir cümhuriyet ol- duğunu, sultan idaresine nihayet verliğini, 29-— 10—34te âleme ilân etti. Bu veçhile eserine ihtilâline a- zamet verdi. Türkün hiçbir zaman milli bir serpuşu olmayan kırmı - 21 fesi, Türk toprakları (o haricine attı. Bu hareketile Türk milletine müteassıp deyenlere güzel cevabı- İ nı vermiş oldu. Arap harflerini de | milletinin lisanından atarak lâtin hurufatını kabul etmek gibi çok nazik bir mesuliyeti üzerine aldı. Türkün kabliyetinden, makbul ye- nilikleri kabul edeceğinden, şüp - hel olanlara ibret dersleri verdi. Filhakika; genç Türkiye Cum - huriyetinin 14 sene içinde emsal - siz cefalar iktiham ederek yaptığı eserlerin büyüklüğünü tarih kay - da hazırdir. Durmak, yorulmak bilme- yen Kemal, şimdi Türkiyede ilim seferberliği yapmıştır. © Gazinin yüksek hocalığı altında ve bütün medeniyet âlemi muvacehesinde Türk milleti çetin inkılâp imtiha - muvafafkiyetle vermiştir. artık hiç bir seyden korkmuyorlar, Çünkü he- i deflerine ulaşmak üzeredirler. Ke- selami İ malin vücuda getirdiği eserlerde zihinlere gelen en küçük bir tered- düt yoktur. (Bugün Fransa bile lâikliğin hududu şartında, Türki - ye Cumhuriyetinin dunundadır.) Gazi, Türk milletinin gizli ka- biliyetini eşeleyip meydana ko « yuyöor. Türk mleltini yeni medeni bir âlemin pişdarlığına hazırlıyor. Türkyede kadın, erkek, çocuk, kız, | ! şehirli köylü herkes milli vazife - nin, milli kültürün işçisidir. Ta - rihi, coğrafi, içlimai, ilmi etütler, Tisan inkılâbı ve faaliyeti şayanı hayrettir. Vücuda getirilen muaz- zam fabrikalar, yollar, demiryöl - ları, medeniyeti sevenlere ferahlık veriyor. Gazi Türkiyesinde herkes seve seve okülyor, bilmiyen öğre - niyor, bilen öğretiyor bu milli bir İ şiar olmuştur. Anadoluda İngilizlerin vasıtai ! icraiyesi olan Yunan (ordusunu baş kumandaniyle birlikte esir e- derek (on üç günde) harp ordu- siyle Afoyn Karahisarında Akde- niz kıyılarma harikulâde bir hızla gelen Gazi; İngiliz diplomasisini de ayrıca mağlüp etmiş oluyordu. (En büyük İngiliz diplomatların- 'dan Loid Core de Kemalin bu za - fer darbesiyle 600 kişiden ibardet partisiyle dağıldılar, artık siyaset âleminden el çekiyordu.) Muzaf » fer ordusiyle İstanbul üzerine yü - rüyen Kemal, Sultanı kaçırıyor, anbulu ve Rumeliyi, Mudanya» a itilâf kuvetleri kumandanlari- le kararlaştırdığı mütareke şartla» rı neticesinde Türk vatanma ilha- ka muvafafk oluyordu. Kemal, büyük eserini tamamla- mak üzere, ihtilâl (o merkezi olan : ğ Ankaraya; sür'atle döndü Kültür Lâtince #öylenen “Oriente fu Uuce. Occidente fu Lepze,, sözü - nü, Türkler bir kerre daha, tahak- kuk ettirmeğe karar vermişler gi - bi gözüküyorlar. Mustafa Kemal, yalnız dünya tarihinin kaydettiği muazzam ku - mandanlardan biri değildir; aynı zamanda eşsiz bir diplomattır. hem de emsali bulunmıyan bir ve- formatördür. Türk inkilâbma ait bitarafane yazılmış eserlerde bu hakikat tebarüz eder. Kemal, de - hâsını, prensiplerini, akidelerini milletine aşılıyor. Milleti de ona sadıktır ve onun herhangi bir işa - retine hazırdır, milletini her nevi çetin mücadeleye hazırlamıştır. İki buçuk asır devam eden mü- temadi harplardan Türk milleti - nin meler çektiğini, ne büyük za » rarlarla karşılaştığını bildiği için, sulhu her şeyden üstün tutuyor, her şeyden ziyade on İ yapılmıştır. Staviski'nin metresi işlediği cinayet Fransada devam etmekte olan cinayetler Fransız efkârı umumi» yesini heyecan içinde tutmakta - dır. Violette Noziere davasından ve henüz meydana çıkarılan polis | Mariani hâdisesinden sonra şim - i di maktul Prince'in intihar etme- diğini isbat eden mukabil rapor günün meselesini teşkil etmekte - dir. Bu rapora bakılacak olursa Prince her halde katledilmiştir. Bu suretle Staviski o rezaleti bir türlü kapanamıyor. Bundan birkaç gün evvel | Staviskinin dostlarından ceneral Bardi de Faurton gene ceza mah - kemesi huzuruna odavet edildi. Malüm olduğu veçhile bu ceneral Staviski ile bir takım işlere giriş- tiğinden dolayı ordudan ve Legi- on d'Honneur nişanı cemaatinden çıkarılmıştı. Ceneral bu sefer de bir otomo- bil satışı meselesinden © dolayı mahkemeye çağrılmış (ve bu işte hükümetin zararına yüzde 17 ko- misyon (aldığından dolayı 18 ay hapse ve 200 frank cezayı naktiye mahküm edilmiştir. Fakat son günlerin acıklı hâdi- sesini ceneralin bu mahkümiyeti değil, Staviskiyi hatırlatan bir ci- nayettir. Bu cinayet Staviski - nin eski metreslerinden 24 yaşın- daki Marie Lemoine tarafindan Katledilen ise Pa - risli ressam Cormoun 84 yaşın - daki dul zevcesidir . Bu ihtiyar kadın zenginliği ile şöhret kazanmıştı. Ayni zaman - da onun parasını ve mücevheratı- nı bankaya yatırmayıp daima e - vinde sakladığı bilinirdi. Ayni apartımanda oturan Ma - rie Lemoine bunu haber alır al - maz gidip ihtiyar kadının kafası - nı keserek öldürmekten ve iki yüz | bin frank parasiyle kıymettar mü cevheratını çalmaktan çekinme - miştir. Cinayeti müteakip zabıta mak- tulün evine girdiği zaman apdrt man halkryle beraber katil kadın da orada hazır bulunuyor ve cina- yeti işleyeni kendi ağziyle teli'n edecek kadar soğuk kanlılık gös * teriyordu. Katil kadın soğuk kanlılığını o kadar ileri götürmüştü ki cina - yeti işledikten bir o müddet sonra bir komşu kadınla beraber sine - maya gitmiş ve orada komşusuna Madam Corman'ın bütün gün gö- rünmemesinden dolayı endişeye düştüğünü söylemekten çekinme - mişti, Fakat bu küstahlığı uzun müd- det devam etmedi. Çünkü cinayet duyulur duyulmaz cani Marie Le» moine'in sevgilisi olan Nicolai is- minde bir adam zabıtaya müra - racaatla (katilin kim oldu» ğunu haber verdi. Ve ayni zaman- da çalman paraları ve mücevhe « etti, Bu Nicolai'nin cinayet şeriki olup olmadığı ve korkusundan zabıtaya ihbaratta bulunup bulunmadığı heniz meç - huldür. - Katil M ratı teslim HANLAR ömrünüzü uzatmak yorsanız uyku uyuy Hanımlar!. Sizi güzelleştirecek ve? leştirecek şeyin uyku olduğun! biliyor musunuz? Meşhur sahne artistlerinden biri diyor ki: “Niçin genç kaldığımı, ibtiyarlamadığımı mı soruyorsu - nuz? Size bunun tılsımını anlata - yım: Çok uyuyorum da onun i -| çin!,, Gerçekten en tesirli gençleşme vasıtası uykudur. Muntazam bir hayat süren bir kimse, uyku saat- lerine ehemmiyet verir. Tabii bu saatlerinin adedi yaşa göre değişir, Büyük insanlar için vasati olarak sekiz saat kabul edilmektedir. Fa» kat, uyku saatleri, adamına göre değişir Meselâ (meşhur Alman filozofu Şopenhaur günde on iki saat uyurken, meşhur bir Alman doktoru yalnız dört saatle iktifa e- derdi. Uykunun. derin olması, ve bo- zulmamaşı ehemmiyetlidir. Derin olmakla beraber kısa süren bir uy- ku da, daimi surette olursa, kâ - fi değildir. £ İnsanlar uyuduktan bir buçuk, iki saat sonra derin uykuya dalarlar. Hayat için elzem olan uyku devresi asıl (bundan sonra başlar. Çünkü derin uyku içinde ge- girilen saatlerdir ki vücuda ihti - yat kuvvetleri toplar. (Bundan başka bir uyku nevi daha vafdır:' İnsan yavaş yavaş derin uykuya dalar ve bu derinlik sabaha karşı tamam olur. Bir kaç gece sırasiyle iyi uyu * mıyan bir kadın ihtiyarladığını, çehresinin bozulduğunu bizzat kendisi aynada görebilir. İyi bir uyku uyuduğu gecenin sabahı der- hal eski tazeliği yerine gelir, uy- kusuzluk itiyat haline gelirse, yüz“ de buruşukluklar Ohasıl olur. yorgun bir insanın nazarında uy- ku en sevimli bir yardımcıdır. Uy- ku denilen tabii ihtiyaç ihmal e - dilirse vücudun zamanından evvel cökeceğin: hiç şüphe edilmemeli - dir. sanuasaransasa doğmuştur. Namuslu o bir âilenin kızıdır. Serbest bir kadın olmak niyetiyle genç yaşmda babasının evini terkederek Parise gelmiştir. Güzel ve endamlı olduğu. için az zamanda kendisine bir mevki te « min etmeğe muvafak olmuş, Mou- | lin Rure'de oynamağa başlamış - | tır. Ondan Si bir terzide mane - kenlik etmiş ve orada Staviskiyi | ve bilâhare Staviskinin zevcesi o- lan Arlette (o Simons'ı tanımıştır. Ondan sonra dokuz senesini Pa - rişte tanıdığı zengin bir Meksika- lı ile Meksikada geçirmiş, orada çok para yapmış ve Meksikalının | başka bir kadınla evlenmesi üze- yine Fransaya dönmüştür , Katil kadın kazandığı parala- rı karışık işlere girişetek israf et- tikten sonra parasız kalınca iki ih- tiyar kadına iltica etmiş ve niha- yet orada otururken, paraya olan hırsına kapılarak, ihtiyar kadını ş boğazlamış ve paraları almış». Güdülen bir nazariyi”” cak olursa, uyanık ike? d hayat hâdiselerinden yi ri sanların vücudunda 78 la, cu maddeler hasıl o zehirli maddeler yal yok edilmektedir Bu bir nazari muhakkak olan şey, 8 raf edilen ve le ta geceleyin o zehirleti bir değişiklik husule Adalelerin yorgun” rahattan ziyade uyku il? i rilebilir. Dimağı dinlen” $ de kâfi derecede uyku zımdır. Az uyuyan! bi 1 hafıza kuvvetinden yi kaybettiği kat'i sureti? "ii muştur, Muayyen uyku © çırmamak lâzımdır. Çünkü o saatle berat) İ da kaçar, ondan sonr# zor olur. Uyku saatleri mai zararetlere tâbi yanlıştır. Sıhhatini kı ima genç kalmak isti uykusunu içtimai zari ğil, içtimai zaruretleri # lerine uydurmalıdır. . Kâfi derecede uyuf gençleştirmekle kalmaz: farda hayatı da uzatı” olan bir insan çalışırkef istirahat etmiş olan bir hiç.olmazsa yüzde elli fazla gayret sarfetmeğ? dur. Demek ki, kısa öm” bir kısmını uykuda ; lâzım geleceği iddiası değildir e Çünkü iyi *€ .yan, uyanık iken ” misli iş görmeğe, yani muvaffak olur. Fazl ise, genç kalır, hayatta” yi eder. Gençliği de uyku temin eder. İstanbul Üçüncü tera” gundan: ii. Mahcuz ve parays mukarrer sandalya ve /934 tarihinde saat 12“4 kadar Taksimde istas7"” ve birahanesinde ikin tırma suretiyle satıl | lerin mahallinde racaatları ilân olunur" * zAaYI ğü eb 3948 numarolu cüzdanımı zayi ettini ? i cağımdan eskisinin hak” tur, ü Mülga Darülfünün #8 memurluğundan ” Ra Recep F Ferik i se * 4 İstanbul ithalât 8 gi almış olduğum 5 nis? ve 3942 numarolu ait 55 fıçılık ra mazbata mahsup 7 : en zayi ettim dan hükmü yoktur. © me

Bu sayıdan diğer sayfalar: