18 Eylül 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

18 Eylül 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<ekti 1820308 3Az 0N 'DIZIY “ZĞYYIYE EP LUŞARUI AYUNG Va , “EPP U9 ULyoğ “Jipplstmsd « ZNUNApaluU eZetijo Ipyanuusu Hu aptes ng Ozuzğıpak ng ERUĞNEZAZ na Za Ç TmuNsTU JOANINA Yzlg — savsept GESEZ EL EÇMİPEK vA BAPGLEÇ NO ZEfUO “up sRULAŞI ÇÖUÜZE ANUALU SUU Pzye ve “yes US ULYOR UUL Şit «BU EZEÇMİPEY SA BlE(ZO| İLSZ URYO SR123803 Tulpepisı YesiyyiS ynay «4 *BIZDYİ UEpPJOA eplejumng “ANPYOA Epaez İi Dy Opyara AAPUĞZ LEJUNPE JEAPĞI SA UD <4 Süpayad UHGŞATP Epzaaş Na "APJOALIŞ H YApajıkölI SZDİMAK eptajz vaz <YUPAP GUEÇUO JERYEKLERU Lepfiz «düa BİY(ZDİ SA Wdt|HipPp e VÜS ULU sEptARU, BO ÇO IKUĞ JUPGLA <4 SPUR3SN LUŞYUPNP “ULTO Grüğin X VEŞBEPL DA VEPELALI YEYAR YK «AZ TP3UYACARO SUÇDEYISLL ÇILIMA Upı YOKLAROZ EOA Nizop ÇuNoJIP -M33| “JEYTOALPIİ ÜYIĞ deYLipeY sep “uJp ada JZARIŞ WüYE3 IK EndUslü BUylUsS YRLIYOPUE UpiyYak UBi ge “geges VUMUR ULTEfLİPEK HEYO BUDURYUZTY EZEUDYÖİ YUYLA “Binu -e Geşseğ NG UAĞ 'Np3oANUN) SAÇ AÇ SEJUEYO SIKLIRII GRUYİ YU <HapogıHl33 Hİ ŞADU 13 ÜZYLA «EY 3520328 EpLİSELE JEJUNG PİZENİ “patA - ep Leyeykeg eğep eper “AE TPIRİP ZUÇEA ZO İUDİ DPULA a Uyuyep FZIPURİ URUPENE “p3ayzatmspo gpeaLuşy “EŞ SUU YU NST PAYIYE d9 xnögay VS EpULayzır “Bgeğ “eve BĞ Gejo ÖNUNLLEZ O|L Kapajı 'a SA|SNLEN 'IPİKASOYASA SUfAS U *GISIP ÜG ÜEJO ENSYELİ D0tsaA)0LA3 WURZEŞ Suad Uadd33s0İ Tpepiyst xesdes — UEPÇoA miğop Uapapeık Eiyos UN2 İeyne asdey FU 388po YRİLÂLARI ucpunyoy Hunz D WüPey Uadnmapo upçso) şunap “PEY SNt Jopanyy edurdyr5 na Şa “EYİN TPEJUrS aplarusaşPIstı un3 -N4 Jötimınaı Twçi3 vepüizğe anap Ni K O olanlar kendilerinden aşağıda ©- lan memurlar üzerine tahakküm ederler; memurlar silsilesinin en alt tabakasında bulunanlar — ka pıcılara saldırır. Kıpuıaı iş ta kip eden balktân öç alır, İnsan- lar içinde en sefil ve biçare vazi- yette olanlar ayaklarına gelip ya'. varan çocukları haşlarlar, çocuk- lâar köpeklere musallât — olurlar. Hayat dediğin baştan aşağıya ka- dar böyle bir haksız kötülükler- den başka bir şey değildir. Bi- zim hepimizin kendimizden daha aşağıda insanlar ve mahlüklar bu- sunduğunu düşünmeğe — ihtiyacı- miz vardır. Lokanta gürsonu müşterinin tabağı içerisine tükü. rür. Böylelikle kendisine emir veren, bah$iş uzatan adama ha- karet etmiş olduğunu zanneder.. İhtimal ki sen daha bir takım ma- natız düşüncelere kapılarak İlo- kantada garsonluk etmeği, müş- terilere yemek vermeği hoş gör- meyorsun, Fakat herkes bu âlem- de biribirine hizmet etmekten baska bir şey yapmayor. En yüksek memurlar gibi bir telefon ile kasasına yarım milyon frank koyan banger bile başkala. rının hizmetçisidir. Hattâ artist- ler, hekimler, avukatlar, papaslar hep böyledir... Benimle beraber gelip çalışmak ister misin? Ben sana birkaç gün İcinde sol elle sekiz, sağ elle on iki tabak nasıl götürüleceğini öğretirim. Sonra kafandan bin bir türl! şevler ge- çirirken müşteriye yirmi beş ye- mek adını söylemeği de öğrenir- sin.” 'Tito cevap verdi: — Hayır, Tesekklir. ederim Ben ne vakit tükürmek istersem Yyere tükürürüm. ... 'Tito küçük bir otelde oturuyor- du. Montmar mahallesinde ©- lan bu otelin merdivenini kısmen tazyikli hava ile işleyen bir asan. sör işgal ettiği için fevkalâde dar v *pPlâ SA Şöppiy “Tpeldik Buskeğ u «B3 TPUYEYLA Öfyei NO Pupiyusz BEZİĞİ 'N ÇAYALHYUĞ — BüefEp a -29408 JG SÜRYİSE PLNUSZ 199 Hop Hç>0)9939)63 19SIYALUI 2490997 Hafap “eWC Üğe 3iğ JP SpUnKAMNY Uti eX 39319 Usaşuusığap ezse pafala “Wadd Pigfiye UrUged SA EVE üg “dpyeiye NGPO3 İszey SUMaANHYA SuayDAd NG 920pEs *Aa8 Yyudoypa ŞELAIP OPUJSSA Ç 13 ULUYZIA GP3 HNUO aNO elze; eyep yt “de di 'UR3 Böğ H0 SAfALAPOZ YEÇEMİNEP dd0 dödey PU SJdedd 3İXADIS Liüld YeyeY np SESEÇEP — B0 JÖYalk 3 A Upiş *İP “İzJSEY USPANAUYPDAİ UdyusU “ab aa Uağür 239Yar UNİAG Hlöş Sejzo, Suany inpAn$ sopsu iğipye Uapunaağnıday gedey Unuo “APALIRYRN VAÂLA “ey KĞS Sipta dp9 AŞANPUAI Eseper VEYECE YOLAS ZHA DEOPULLA p 313433 EULADREİ OIğdANne Zötuusyç -M Zödiğiğ HUZÜL BsiNyo Yeseyer Bağl BApÇep Böğ LAPIYES Üejo yeşmu YaPPE N UNİ JK HÖdEĞ “ipsayyag PUŞSAUÇOİ ar2 UTİZDY “ley) dus -BE3> GüNUOE ELİSEDL Depyenused “eye) UNİNiZeİ sUNZO3 Lieyurek SW Ypsöps desoay öyr seyesed vryo sasgeci SULM3p ünye gışy Fpurü HDA Sğe DÇ TPP Hiğ Hepaeyuesuı AISULU di7 PS0 Ep TSEgEY Uiz -DYj TPledeA dodıs punsğoz pusx EWPE Uöş ezeyeymi Uapdayzp 3 DUBÇEA TUYZOY GESLUR UYO p eX Aşg nysnamü X o3 Spurraymuiz -3 papun3 sezea MĞRLIO3 yurı -apslap HEAİOAYEPONAE İsIPL3 Y YPL YARPEN İPE Uiziz Suso “dvurA Upöş ULSŞ XoddUNĞNP TULİzpalapa apejisI 9p92339p HEY ÜURİEL Na “JEVE 2f39REY IĞEA O 'reyeg dnu -©P SUŞEPLSSİ Vesuy çu 9593 beX na 2337 NO yEYEğ OTpISLAAĞ Urİeyo 221250 ppU TPANI VO UŞÖY 2905001 urp “ey da 4öX1a Urjo EiĞel g Ğ “ewaseg Dünsnarm A yeyar Grün l BUJĞUA ENYOP UO aP çErPUSAE “pt nsnSaloyY UNUCMLL ZD4 SU28 ng Y o x E &KMN ve dikti; 6 kadar ki aşağıdan en yukarı katâ çıkarılacak eşyayı binanın dışındcan iple çekmek ve odaların pencerelerinden içeriye koymak lâzımgelirdi. İçeriye giren kimse havayı işba haline getirmiş olan sabun, â- di lüvanta, kadm te.i, askerlere mahsus kayış kokularından bu- rasının fakir kimseli halk tabaka- larına randevuculuk yapan bir yer olduğuna derhal hükmederdi. Otelin binası © kadar ince, o kadar yüksekti ki en yukarı kat- taki odalar bir sismoğraf iletinin ihtizazları kaydeden endeksi gibi daima hareket halinde idi. So> kakta dolaşan bir adamın kuüvvet- lice bir öksürüğü ile Titonun yen den otuz metre yükseklikte bulu- nan karyolası sarsılırdı. Mahallenin polisi buraya her gün pelir, odalarda arastırmalar yapardı. Bu otelde Mmuntazam müşteri olmak Üzere gadece iki ki- Şi vezdi. Bunlardan biri Tito, i- kincisi de elli yaşlarında bir to- pal adam idi. Adamın bir ayağı kesik olduğundan verine bir tahta ayak takılmıs idi ki her yün k#ba ve ağır bir gürlültü ile gelip gidisi anlaşılırdı. Yalnırz ihtiyar bir deniz kurduna benzeyen bu tor palm bösiyetini kimse bilmezdi. 'Tito bir gün bunu merak etmiş, ötel müdürüne sormuştu. Aldığı cevap su oldu: — Ben de bu adamın neecl ol- duğunu bilmiyorum, Bildiğlen şey her hafta pazartesi günleri mure tazaman oda kirasmır — verdiği- dir.” Saat sabahın dördüne gelince bu adamın tahtadan ayak sesleri de otelin meardiveninden tırman. dığı işitilirdi. 'Tito ile topaldan başka olâan müşteriler otele çifter çifter pe- Nrlerdi ve hiç bir zaman burada varım saatten fazla kalmazlardı. 'Tito her gece dört, beş defa oda- sına birleşik olan ikl odaya bu «pese epdeyedno yeyey 'NöRuza3 TupayasA — Sönalpo UyAna watnaky Uyüşsöyeyecı — AzAMLU0O YÇ — ONL « APJOĞJP? Je <yaş NunŞnppo (499pP Mt 4âA) atuüy) (AEYEĞAT WNyeL) TUEH Ipe 'nuzğ “Apğop #pewueyoxor 'nunİnpun; Ha EMRARY NO Hağgurple İryızg xeour ep wpey İvan npzodrı -08 nuZipstüdel dide£ vuspn) pagweano3 *0 pp yod aydad İYH.. tIpısa deas) durpusy şpuay bi -408 “ApunNöNp S4Ip .ç aaoAsIsı yaLLap dU aylayzes Na ELIPEN Na X2439 N,, SUEPUSY IPUOA OYLL “npıci -mibes EpmAs3 39 üpyes öprey nğ *Nppo vapssaga) Işa Hedey Bpurrej -Yepnop HYessenli wepe İuso “PBİ Y91â aöf «SPEeji GiltP ao Tpresslu Uatumuu «—) snsyevi eyle pyues eAol1, dayzos ng “AlIĞI Tünlepynyünuor 22)â26 z69 Epünejelse açI turpey aodef esuos UaYIP Nİ vAvpo p “123 nodef ng iİrpruri vayımöeyop WPULEYŞEYOR KU ÇAMAD Şappolu ga 'nNaSnurı93 Turdıpıa3 araa0 alı Nendsos ütedef Sus3 iiğ ürumek -wodef 5U29 319 ON 2293 NA TAP3OANEN 993891 VEPUNSELUZO GlLu pdek emios ynyeLdAa AAA yeRk YYEK YRSUL BiTEŞ UOPUNALNAL Urmapayareıy aA dağfey ng 'Npsol -ewiyo Kağ n eydeğ vepursekdoy atuutgürg sadeyin Hapayasey 'ir “rey uyuyeday geyeğ — Npiodisir -e$ eömudek aydpıdş Üyumunn| “Da “Syuzataymg103 İyy npiodypon -wez Yutğüya yest KĞ g tuaK op süyekey Ypusr yayra op Pa «<oğ uapı3 dipa masaya) etarep ayıg dapoyadey ÜaET HAL3 tyyey “adyöddamyep — KIPÖYEİEK — “arlık —& dus? U2 uyurtopoğosecsmuu vü “İP SA YOYIŞT İP3 Tede uşuyag Lit JEYCA 200 JEŞBİRZURUN TrRpEİNET p53 opyouna anssereş treyepo ytüniğ udaxıyop YOönN sadıg petayaas3 umnang vi tıdtuna 59(A9ya1 sepey o nd0 L epieryellez A PONaNOrey DA L N Horss Upon gd VOPığ İOy8İ ur5) HeslZ IĞ duş ranul BAÂBING upLeykedeyış Ojr ej ue ağg4 Güuusuğı3 epziğe Hapfıl -ap Na dağıs yezedd ŞEYEŞ APAel Siwade d9pIHSP ANİNA tüNER Ja 'epifese 9A #preynA 9197 B409 234 39ye60üA GüLNEZ KG PARLOLU epünejidex ULUyEDO YNÇ NE “70ununAoş — UPEtEJLA ZTÜYEA TprMYeYeL 2| ©9 2203 399 Tepra aAıpunğ — Ha Upmö33 yiyeysey g — *Xe 21995 — *"HOĞUSPUNUMZ TEPEN ON — *npuoA “uKeH — ZDS YEPEĞ “SpVı — iaupon zıuıpy — tanço Wmubnuoy mde ep “Wtsede Uipoo dta dadTp ae Yoyda z19 JağIp epepo Drezese) 19GO *znunundos Oprey O — 1unss0Any4o8 9N — çütu YoK miğiyersey NE — 'Baguapauss JG — 1Wns aa eyyeXey ng Höguepyoğ — 'edrey — g91 VPW —- “UUP,TUNL —— 3 uysuapayoruduz (İueH — odmyiyes diviye 'aymloy tude eunep Âd Uağyusp xöy CJoAgıps seryaı oplaypatmya X rüZe döay dapoğgaseumlr npmı na PÇEPLİSELE DOPÇOYAS SA İEÇLİPE M “züde uşulaşgpya dötç ep zepen Su “döpiyaoremy na “daçses n — inpinunönp 31X06 OLI, TELEA O “Tpzopo nz12ya) sapayorey TuKe *19)Kas Tüde gUK B3u0$ yoppya a ““Duedü tsayıs -B JB0x2) İdeyi “1S0S UİPEN '1s0n xaxd “inyo Kepyun ne 'ayyuıdr Hopsopsu vesut Örusi aa ULSP Bİ H0s 'jTaysak SEmg DA ürpen ephdr “ıS$eyop öpuyiı deyepo amunpe n? «& 1ğe Ürvedey duuns prepursey “de Üyise ideyi iTPARIĞI tuHOpIN “49 öLmDA Gye Söğgeymu Wpesma ğ? dp23 upayuoNĞNE NUN x o0 3 KD n fçif 3 tın neticesi olan birer canlı misal gibi gösterilmelidir. Disiplin evinde ihtiyar nasihat çılar gittikten sonra uzun zaman danberi orada bulunan - tecrübeli yosmalar Madelene hocalık edi. yorlardı: Ona âşifteliğin en ince kaldelerini öğrettiler, Çocuk dü- şürme üsüllerini talim ettiler, Hülüâsa baskı altında disiplir dairesine girmek icin bu eve ve rilmiş olan genç kız orada ser. best hayatın türlü âmeli dersle rini Pörmüş öldü. Bununla be- raber bir sene kadar bu 4A'sinlin evinde kaldıktan sonrz babasının, anasının ocağına dönen Madelen kendisi hakkında tatbik — edilen sıkı terbiye sisteminden dolayı teşekkür etti. Buna mukabil a- Ş#ine vererek affetmişlerdi. Bur. dan sonrası için âahlâk ve namut mefhumları haricinde en küçük bir hareketine tahammül edemi yeceklerini de açıkca söylemiş- lerdi. Aradan çok zaman gecmedi. Madelenin adı Mod'a çevrildi. Zi- ra genç kız fevkalâde zengin bir fabrikatöre metres olmuştu. Ba- bası ve anası namuslu insanlar ol- makla beraber kızlarının veni eir- diği meslese muhalefet etmediler. Okadar ki kızın annesi hemen her gün Fidiyor, İazının hayatı — ile alâkadar oluyordu. Babasr “havır, hayır. Olmas: Asla kabul edemem.” demekle beraber fabrikatörün imzasivle banka seklerini kabul - ediyordu Sonra Bayan Mod giydiği çorar. Tarr ve ayakkahılarımı yepyeni bir halde iİken attığı isin yine babası hunları wecyz Fivatla — satrvordu. Bu satıştan aldığı paraları da ikive bölerek yarışını kendisi &- Çin ayırryor, diğer yarısını da ka- rısıma veriyordlu. 'Tito'ya setince. © Madelen'in sıkı bir disiplin altına alındığını haber alır almaz yesinden kendi »Sini bir trene attı, on sekiz saat sonra Pariste bulunuyordu. Titonun yanında parası olma- dığı gibi hiç bir taraf- bir tavsi ye mektubu da yoktu. Hayatta büyük muyaffakıyet kazanan a" damlar daima memleketlerinden çıkıp giderlerken tavsiye mektie bu aramazlar, Parise varır varmaz derhal bir hakkâke gitti. Kendisi için bir kartdöviz ısmarladı. Dr. Prof. Tito Arnodi Dr. Prof. Tito Arnodi kartları birer birer birer eline alarak okudu.â Imş eline alarak okudu. Yüzüncüye gelince kendisi de doktor profe- sör olduğuna kani oldu. Başka- larına kanaat vermek için — bir kere insanın kendisi kani olması Yâzımdır. Sonra bu kartlardan bi rtanesi- ni bir zarfa koyarak, gözünden monokluyu çıkarmadığı için ken- disini tibbiye mektebi şahadetna- mesinden mahrum eden ukalâ mu- allime gönderdi, Bir kartdövizit bir adamın re'. mi Ünvanını göstermeğe kâli o lunca ayrıca bir diplomaya ihti- yac kalır mı? Tito Arnodi artık Parisin so- kaklarında kaldırım mühendixliği etmeğe başladı. Bir pün büyük bulvarlardan birinde dalgın bir halde dolaşryordu. Gözleri sanki bir ip takarak yapışacak yer arar gibi etcafı araştırıyordu. Bu s- rada karğısına eski kollej arka- daşlarından biri ilişti. — Evet, seni tamamivle hatır" İryorum. Sen mektepte iken tarih rakamlarını telelon numaraları gibi ezberlerdin: Şarlmanm tab. ta çıktığı tarih: Sekiz, çift sıfır.. Amerikanım keşfi: Bir, dört, de- kuz, iki... Ne vakittenberi Paris- te bulunuyorsun? Yemeklerini nerede yiyorsun?

Bu sayıdan diğer sayfalar: