September 15, 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 9

September 15, 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 rıh indi. huzuru hümayuna le duğu yer | sıçradı : ALAN — Bire kesin şu kâfirin başını! di- yin. Etrafdan bostancılar seğirtti. İçle- Padişah onu görünce otu den Tuluzcu lâkabı ile anılan bir bos- . icı İlyas paşayı bir yumrukda yere 'di, paşanın üstüne bindi ve bıçağını terek zavallı vezirin başını birkaç iiye içinde kopararak ortaya attı. — ; “ik ER Vİ Dördüncü Muradın Emir Çelebi is- nde bir başhekimi ve musahibi var- Emir Çelebiyi çekemiyenler, müte- diyen onun aleyhinde söyleyorlar, adisinin afyon kullandığını iddia edi- gdan dağa sürükiğ, d,, Padişah bir gün üstünü aradı İn: zayıf cebinde altın bir hokka içinde 15 ölüyor, Boyaz Bem e çi Emir Çele- ll Padişahım, ıslah edilmiş, zararı b afyon hülâsasıdır, dedi. Padişah: — Per zararı gitmişse ye bakalım! gırıyordu. 1619 da da iştirak, İ — © — < v a m A idam edilmişirzamanda zuhur edecek mehii benim!.. i “yağma eden "lada. Sonra karşısına oturttu, üç mirlerini yerinin satran mç oynandı. i, Üsküdarda 'İsip “Derin bir ıstırap içinde çadırına dö- a Emir Çelebi buzlu şerbet içtik- sonra ölüp gitt * .. gün dördüncü Murad tevabii ile iyi Şu an başını kes! dedi, içbir suçu olmiyan zavallı araba- bostancıbaşı Obile acıdı, yerde çinde yatan pa ölümden kur- > için: Padişahım, sen sağ ol, onun ca- ok değdiği gibi gittil.. dedi. J m # paşaya Deli İbrahim iki buçuk ndaki kızını verdi. Mutantan ve ii pi gın uh hteşem düğünler yapıldı. j slâm olmak üre ı ulema... a da Girit serdarı ve kaptan olan Aradan sekiz ay geçmeden Padişah Yusuf paşayı huzuruna çağırdı. Girit seferini bahane ederek bostancılara : — Kaldırın! diye bağırdı. Bostancılar, Yusuf paşayı dışarı çı- karıp boğdular. Ertesi gün Deli İbrahim Yusuf paşanın cesedini görmek istedi, getirdiler. Zavallı vezirin üzerine doğ- ru eğildi. Sonra merhametle — Ne güzel, kırmızı elma gibi ya- nakları varmış. Yazık oldu ki kıydım | dedi. 1627 de İstanbulda tütün yasağı, kah- veye ve geceleri fenersiz sokağa çık mağada teşmil edildi. Bir gece dördün- cü Murad tebdil geziyordu. Hocapaşa civarında, Hocapaşa camii imamının fenersiz eyine gitmekte olan genç oğ- luna ras geldi. Kaşlarını çatarak: — Sen benim tenbihimi işitmedin- mi? diye bağırdı. Sonra delikanlının Hocapaşa camli İmamının fenerir.... cevabını beklemeden kendisini hemen oracıkta boğdurdu. * ». 1600 yılında Anadoluyu eşkıyalardan temizlemeğe memur edilen Kuyucu Mu- rad paşa Halep civarında Oruç ovası denilen yerde Canbulat oğlu ile harbe tutuşmuş, esir ettiği 26 bin kişinin 26 cellâda boyunlarını vurdurmuş, 26 bin kesik baştan büyük bir ehram yaptır- 1! Pi 1632 de emire Ahmet isminde bir şeyh çık Alar zuhur edecek Meh- di benim! diye iddia etti ve etrafına sekiz bin kadar serseri toplayıp orta- lığı altüste başladı. Dördüncü Murad, bu sahte peygam- beri yar huzuruna getirtti ksana, sen Hazreti İlan de- miş imişsin, doğru mu? diye sordu. an şeyhi: , ben ümmeti Muhammed denim ve ye Aleyhüsselâmı bekliyen- lerdenim! dedi. Şeyhi derhal işkenceye yatırdılar ; Vücudunun muhtelif yerlerinden kemik- leri çıkarıldı, parmakları mafsal mafsal kesildi. Fakat şeyh bir defa olsun; “Ofl, demedi. Hattâ bir aralık cellât Kara Aliye dönüp : — Acele etme cellât ağal.. bile dedi. ilâhare pis bir eşeğin sırtına bin- dirildi. Burnu, kulakları, elleri, ayak- ları kopartıldı. Öylece bir yere atıldı. . #a Başta Şeyhülislâm olmak üzere bü- tün ulema, paşalar, ağalar ve devlet erkânı bir salı sabahı saraya geldiler. Alelâcele karar verildi. Yeni hâl'edilen Deli İbrahim öldürülecek!. Fetva yazıldı. Cellât Kara Ali ile yamağı bulundu. Hep birden Sultan İbrahimin mahbusuna geldiler. Deli Pa- dişah içeriden Emir Celebi isminde vi erimi ve muhasibi — Bu zalimler beni göz göre göre katlediyorlar, amaaaaan! diye haykırı- yordu. Bu canhıraş çığlıklar ulema ve vü- zerayı müteessir etmiyordu. Fakat cel- lât Kara Alinin içi sızlayordu. Bu yür- den kalabalık arasından sıyrıldı, kaçtı. Bu sirada sadrazam sofu Mehmet pa- şa Kara Aliyi aradı, bulamadı. — Bire hani o mel'un! diye yerin- den fırladı. Kara Aliyi buldurdu. Şimdiye kadar binlerce kelle uçur- muş olan cellât ağlıyor, yalvarıyor, tir tir titriyordu: — Devletlim, beni öldür! korkudan elim ayağım tutmaz! diyordu. Sofu Mehmet paşa, elindeki sopayı Kara Alinin sırtına yapıştırıyor, kapı- ağası hadım Abdurrahmanın yardımile çellâdı tekme, yumruk sürükleyordu. Kara Ali mahbesden içeriye ağlaya ağlaya girdi. Ve yamağı hammal Ali ile Padişahın işini tamamladılar! 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: