15 Temmuz 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 5

15 Temmuz 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sezbabasi p lilmiş ve bil diye, halka deri binalar Gazi vel ka hasti zm oteli # gibin di oder eserlerinde ikemmeliyel bri en günl buristik bi zminde oliğ ördüğü işle rda beheni ariyle zengi mıştır. Bu ve Lİ hi erin lacak, ir derun 3 Yeli ik ve oki bal abi olunacak iyalisi deği ve yeşile biklerini Ga ki iç ve âyetlerimirli NUFUS İŞLERİMİZ © Yazan: Hulüsi GÜNAY o H“ millet için en büyük mi das valardan birininde ,nufus” mese lesi olduğu muhakkaktır, Nufus işleri” nin, devlet teşkilâtında temel taşı gibi bir ehemmiyet taşıdığına şübhe edile- mez, Bizde bu teşkilât, Cumhuriyetin yüklüğü hakkında bize bir e kir vere ili OÖzmanlı o imparatorluğunu (idare memleketin ciddi davaları üzerinde biç duraklamumıştır. Eski ce miyet terbiyesinde, keza, sarayla ve sa- rayın faşıdığı zihniyetle, aşağı yukarı, imtizac eden geri bir zibn'yet hakimdi. uda yine sultanların ve sultanlara ya- kın ölan muhitin seyyiesidir. Zira, hal- kın gözünü açacakları, görgüsünü, idrak ve ihata kabiliyetini artıracakları yer» de bilâkis kör etmeğe, iptidai bir balde bırakmağa çalışırlardı. Öğle bir devirde öyle bir hükümetin nufus teşkilâtı el- bette sağlam esaslar üzerinde çalışabil- miş değildir. Keza, öyle bir cemiyette eden eller, e olduğu adı altında sendeleyen eline aldığı zaman, her şeyd gibi. teşkilât bir müessese ile karşılaştı. için ne güçlükler çektiğini Memlekette hakiki nufus teşkilâti getirildikten sonra yapılan umumi tahrir yoklama ve 9330 numaralı af kanunu, bize bil. mediğimiz bir yığın nufus kazandırdı, kadar cezasız olarak tescil edilmek suretile muazzam bir ye- kün irae eden gizli nufusun sön birkaç sene zarfında daba ziyade artmış olma» sı her Türke sevinç verici bir hadisedir. Bugün memleketimizde daha birçok gizli nufus bulunduğuna katiyetle ka- niz. Asırlarca ihmal edilen bir davanın birdenbire hal olunması her halde ko- lay birşey değildir. ufus işlerinde ihtisas sahibi eski bir memur tanırım. Bu zat, halihazır müşevveş Omu islâh hepimiz biliyoruz. vücude nufusumuzun yirmi milyona yaklaşmış olduğunu göğsünü gere gere iddia et- mekte ve şunları söylemektedir! “— Hükümet, bir haylı masrafa ve mühim fedakârliğa katlanarak, umumi bir sayım yapılmasına karar Veriyor, de emir ediliyor. Valilerle kaymakamlar, emir orum neticeyi » tayin edilen gün aat zarfında » bağlı Bulan la bildirmeğe borçludurlar. Bu itibarla, muhtelif elle e vazife tevdi ediyorlar. Nahiye mü- dürleri ile bilhsssa köy mubtarları sa“ yımda filen vazife alan insanlardır. Da- va, milli ve umumi olduğu için birçok dadır ğretmen, Dökter, Mühendis, Avukat, ilâh... « Tayin edilen müddet zarfında her yerde neticeyi istihsal etmek müm kün düşünelim. Bu bir faraziyeden veya tühminden ibaret kalsa mes'ele yoklur. Lâkin hakikat olunca şekil değişir, acıdır. Ve ben böyle şeyle- rin şahidi ollum. Sayımda gönüllü ola” olamadığını rak vazife almış bir münevver adam tanı” rim ki bir kapıyı yazmış, diğer kapının eşiğine bile basmadan geçmiştir. İşte oevdeki nufuslar gizli kalmış demektir!» — Bunu niçin yapıyor, derseniz ?. «— Müddet daralıyor; zamanında neticeyi bildirmezse tutarlar, diye çekiniyor ve işin bu şekline sa” Ppıyor.3 aczine “. Memur arkadaşımızın sayım şekline ait olan bu sözleri i bittabi bilmiyoruz. yon? k hoşumuza gidiyor. Hayallarden tevekki eylemek suretile bir bakımdan iddiayı mülâyim bulmak lâzımdır. Nufus dairelerinde sıksık tes sadüf edilen kaydsız vak'aların zaman- la artışından, memlekette daha birçok gizli nufus bulunduğuna kat'i doğuyor. Amma, bu kanaat, yirmi mil- yonluk bir rakkam üzerinde tevekkuf etmek için bir vesikaya malik değildir. akiki nufus vaziyetimizi tesbit için bükümetimiz elden gelebilecek fedakâr- lığı yaptı. Sayımda, hakikaten vazifele- rini ihmal etmiş insanlar varsa, muhak- kak ki, vicdanları titreyecektir. mumi bir sayim daha yapılacaktır. Ozaman, temenni rakam kanaat edelim, netice daha büyük rakamlarla karşımı- za çıkarılsın. Nufus işlerinde bugün için iki der. dimiz vardır. Biri: köy işlerinde, diğeri: kadro meselesinde, Köylerde doğum ve ölüm vak'aları, kendilerinde benüz vazife ve mes'uli- yet bissi uyanmamış bazı muhfor ve üyelerin gösterdikleri ihmal yüzlek b kötü bir vaziyette yürümekle ve gibi hallerden cezayı müstelzem netice» er doğmaktadır. Bu sahada yapılan ih- maller, kaydsız vak'aların çoğalmasında amil olmaktadır. Vazifesinde ihmali sabit olanlar en ERİ, çok uzun sürdüğ yı tayin ve takdir etmek Ni kii A hey'etla» rine tevdi olunduğu için, işin aylarca kalmasına badi olmakta ve bundan da doğrudan doğruya halk zarar görmektedir. Bize kalırsa muame- sürüncemede lâtın sürat ve selâmeti için ceza tayin- leri bizzat mülkiye amirleri! ve yahut nufus daireleri tarafından resen yapıl- alıdır. una mukabil »ufus teşkilâtında, zaten kifayetsiz olan; kadroyu genişlet- mek ikti tiza cücer. Biliriz ki nufus km mx yalnız nufus kay cilinden iba re değildir. Mi yi ve ye airelerinin nufus dairelerine yüklediği işler ve bunlara ilâveten askerlik şube- lecinin muamelâtı, nufus müessesesinin çalışma tarzında bir bunaltı busule ge” tirmiştir. Gerek vilâyetlerde ve gerek» se kaza merkezlerinde mevcut nufus kadrosu, bukadar kalabalık muameleyi cevaplamak kudretinden çok uzaktadır. Atatürk inkılâbı her sahada mem: İekete feyz ve nur saçarken nufus iş lerinde çalışan nen inkılâbın kendilerine tevdi eylediği vazifeyi ma- hiyet bakımından bihakkın e dır. Soy Ha tescili, muhakkak ki uazzam bir işti. Mufus ee eski Osmanlı impatrlağlı ndan devver teşkilâtla bundan sonra idare- sine ei imkânı yoktur. Gittikçe medeni insa n, medeni ve şahsi abvallerini daha düzgün bir çerçeve içi- ne almak, vatandaşı her yerde teshilât- la eyi lâzım geldiğine ire tahakkuk et- edilebilir . Bu arzuyu tirmek için in ulu Mide kadroyu ihtiyac nisbetinde genişletmek, bundan başka nu e muamelat prakikleştizi mek ie ri ve hatta aktır. Eski ei bu e ri idare eden ekserisi Yi ven saebil memurlar yer” ne şimdi £ tahsil, terbiye ve görgü sev yesi oldukça yüks Meri memurlarımız le işi düşe a tetkik eml pek iyi takdir ederler. Yıllardanberi duyuyorduk: Nuh iy ie esaslı değişiklikler De Bu rivayet, şim aha Kak etmedi. Belki m » me eline vekâletinden -ye- ufus zırlandığımız bir * dari benin te dilemek, bir memleket vazifesidir, kanaatindeyiz. sriini

Bu sayıdan diğer sayfalar: