15 Temmuz 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 8

15 Temmuz 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meşhur Kadınların Genç Kızlıkları : On Dokuzuncu Asrın Tanınmış Kadın Ressamlarından : VIGEE LEBRUN Matematik Dersinden Meydana Çıkan İstidat ! aima gülen, ışıklı, mavi gözleri D vardı, dudaklarından bir söz çık- madığı halde bin bir hareket balind: bulunan gözlerin- den dolayı, mektep arkadaşları, hakiki ismi olan (Vigöe) yi kullanmıyarak. onu, karakterini çok iyi ifade eden (Güneş) İakabile çağırırlardı. bir mana ile daimi Cidden güneş gibi iç açıcı, en dertli insanların bile bir gülüşile kederlerini hafifletmek kudretine malik gerek şöbret bakı: olan bü küçük kızın babası, mından, gerek paraca fakir bir ressam» dı. 1765 senesinde Pariste çok kuvvetli ressamlar vardı; onların tablölarının yanında babasının eserleri pek sönük emekleri takdir edilmiyor, para cüzdanı ailesini geçindirmeğe bile yelişmiyecek kadar hafif kaliyordu. Fakat küçük kın parasızlıklarından dolayı kendisini üzmezdi. liklerinden bir Prenses kadar etmekle kanaat ederdi. «Milyoner olsak a nimetlerini başka gözle mi göre' görünüyor, ceğiz? yine ayni güneşi, ayı, denizi, weşilliği derdi. Yaldız ve ay ışığının seherinde, şafağın Sen parkların sık seyrelmiyecek miyiz?» ve gurubun yumuşak renklerini, kıyılarındaki ağaçlıklarını sadece kendine hasretme- ğe İmparator bile muktedir değile di. — halde, Vigöe'nin günlerini neşeyle g nehrinin çirmemesinin bir sebebi yoktu. Bir sabah sınıfta, - dersleri ME ve muallimleri M. Cauhape kaidelerini her ili ağır ve tavrile izah ediyordu - Andre isminde bir kız kendini sesle güldü. Kızların hepsi, gözlerini tahtada hocalarının olduğu rakamlardan ayırarak, hüyret ve korku bak. muallimin dersinde böy” tutamıyarak yüksek yazmakla ile kahkahanın duyulduğu sıraya tılar. Bu sert le bir hadise ilk defa vukubuluyordu. Matematik muallimi, tebeşiri atarak süratle yüzünü sınıfa döndü. Sert bir le! — Matmazel! Diye bağırdı. Bu tek kelimelik ih- tarda: «Bu terbiyesizliği, nasıl cesaret 8 o Yazan : İlhan S. TANAR Ş edip te yaptınız ? niçin güldünüz? se bep neydi? kim güldürdü? sunllerinin toplandığını hisseden Andre ayağa kalktı; — Affedersiniz, kendimi tutama- dım — Sizi güldüren sebep neydi ? Küçük talebenin rengi soldu, tebes” sümü duruldu. Kendini güldüren se- bebi söylese, en yakın arkadaşını ele verecek, söylemese, şiddetli bir cezaya çarpılacaktı. Biraz düşündükten sonra, arkadaşını şikâyet cezayı almağı tercih etti... Titrek bir sesle: mektense en ağır Mari Anluvanetin Vigde Lebrun tarafından yapılmış bir potresi — Söyliyememi diye mırıldandı. Si. nıfta gürültü ettiğim için çok müteer- sifim, Muallim Cauhapâ kürsüsüne doğru yürüdü, masanın üzerindeki ince değ. neği eline aldı. Değneğin acısını bilen çocuklar, bu hareketi görünce korku ile titreşmeğe başladılar. Ağlıyanlar bile Id sınıfta başka bir ses du. — Rica ederim, Andreyi cezalandır- mayınız. Ünü güldüren bendim. Resim yapıyordum. «Güneş» ayağa Ki ışıklı göz“ lerile muallime bakıyord Muallim değneği eltaden bırakmı- yarak, ((Güneşin ) oturduğu sıraya yak: laştı. — Dersine o kadar az ehemmiyet ve- riyorsun, resim yaparak hem kendin dikkat etmiyor, hem de başkalarını ra hatsız ediyorsun. Ben şimdi sana .. Cümlesini tamamlıyamadı. Değnek elinden düştü. Vigte'nin defterinde AÂndreyi güldüren resmi görmüştü. Ke- puk kuyruklu bir köpeğin etrafına top- lanarak, türlü maskaralıklar yapan yedi çocuğu tasvir eden bu resim, usta bir ressam elinden çıkmış kadar mükem: masına fevkalâde hayret etmişti : — Size resim yapmağı kim öğretti? Diye sordu. ç kimse, efendim. Babam çi lişirken, yaninda durur seyrederdim. Bazen onun tablolarının eşini yapma ğa çalışır, bazen de etrafımda gördü düm eşyaların veya insanların resimle rini çizerdim. Sınıfi rahatsız ettiğim den dolayı çok müteessifim, Fakat bir denbire hatırladığım bu sahneyi defte rime çizmekten ke Şiddetli bir yaz fırtınasından sonra çıkan güneş gibi, muallimin yüzündeki hiddet ifadesi, yerini birdenbire tatlı, müşfik bir gülümsemeye terketmişti. Küçük kızın defterini eline aldı. Her sahifenin kenarı irili ufaklı resimlerle ndimi mennedemedim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: