15 Temmuz 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 9

15 Temmuz 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

n : torku ile lar bile ses dü. zalandı- . Resim ıklı göz” bırakmi- aya yak" yet ve kendin arini ra esimlerle | bitmisti. doluydu, ağaçlar, çiçekler, hayvanlar ve çocuklar, her biri ayrı bir mükemmeli. yetle çizilmiş çocuk resimleri... Matematik muallimi ressam değildi ama, bu krokilerin büyük bir istidadın müjdecisi olduklarını takdir edecek ka- dar sanattan ve resim tekniğinden an- lardı. Yüzünde derin bir hayranlık ifa» desile, resimlere uzun uzun baktı. Ta. lebeler şaşırmışlardı. alimin biddetini böyle umulmıyan, korkudan titreştikleri bir anda teskin edivermişti ? Tekrar konuştuğu zaman, sesi, biraz evvelki hiddetli adamın ağzından çıktı» ğına şüphe edilecek kadar yumuşaktı. — Matmazel Luiz Vigde'yi bu de- falık. affediyorum Ve sözünü bilimde kürsiye çıkarak, gibi, dersine bı- raktığı yerden devam etti. Hangi mucize mu sanki birşey olmamış Ayni sonbahar gününün akşamında, matematik muallimi Mösyö Cauhap&, bütün hayatını semeresiz bir san'at aş- kına vakfetmiş olan bir ressamı, gün- düz derste arkadaşlarını © (Gü- Dnâş, in abasını, ziyare Ressam tablölarile o lir meşgul. dü ki, kızını ancak yemekten yemeğe görür, boş vakitlerini nasıl geçirdiğini, kabiliyetini, istidatlarını bilmezdi. An: nesiz büyümüş; çocul için, aralarında yakınlık yaratacak bir kadın da mevcut deği'di. m, munilimin getirdiği defter: deki krokileri görünce hayret ve sevinç içinde kalmıştı, — Muhakkak, diyordu, muhakkak kızım büyük bir ressam olacak, Onun küçücük parmaklarında benim bu koca gövdemin ve kafamın tekmilindekinden daha fazla istidat varmış ta haberim yok, Yarın ona bir resim sehpası alacağım. Sözünü hemen ertesi gün yerine getirdi. Cebindeki son meteliği bile harcıyarak küçük kızına bir sehpa, fır- çalar ve boya takımı aldı. Davesne is” minde bir ressam Lülze ders vermeğe başladı. Lüiz o kadar hevesle çalışıyor. du ki ders saatleri hocası için büyü bir zevk oluyordu. Küçük ressam bü- olduğu başlıyacağını düşünerek sevinçle yata» ğına giriyordu. Pasılasız, sebatlı bir çalışma ile geçen üç seneden sonra, Lüiz küçük bir atölye açtı. Artık öğrenme devresi Yaptığı küçük tablölar rağ- bet görüyor, yüksek fiatla satılıyordu. Babasının bir senede kazandığından fazlasını bir ayda kazanıyordu. Ön üç Yaşını bitirdiği zaman, ismi tanınmış, bütün Paris istidada harikulâde bir Birinci Napolyon imparator olunca, Fransaya dönmesinde bir mahzur kalmamıştı, malik olan çocuk ressamı takdir elmeğe başlamıştı. O zamanın meşhur ressam” larından Greuze, La Tour, Suzanne ve Nattier onunla alâkadar olarak ücretsiz ders veriyorlardı. On döst yaşındaki küçük kız, Fransanın meşhur ühsiyekleriaen biri olmuştu. enç ressam, hayatı parlak bir ala- imisema kadar parlak ve renkli görü- yordu; Prensesler, Duşesler, büyük ai- lelere > kadın ve erkekler akın akın atölyesine giderek portrelerini yioliriy Geliri, Herhan mevzu üzerinde mu” silkliygie- işleyebilecek kadar ustaydı, fakat en ziyade, senelerce evvel hesap dersinde yaptığı gibi, çocuk resimleri çizmekten hoşlanıyordu. Lüiz en muvaffak eserleri, e ve güzel kadın portreleridir. Sanati ve kabiliye ti sayesinde paralarını ie asızadele rin iyi kalplil iği, zekâsı ve samimi ile lele da kazanmağa mu e fak Lüiz, on beş yaşına bastığı zaman; kendine ve ailesi ine rahat bir hayat te. ebilmiş, mes'ut bir insandı, yal- bir tek arzusunu benüz yerine ek inen Gl Erin veliahdile evle- nen Avusturyalı Prenses Mari Antuva- neti, düğün alayı ile Parise Xi m gün görmüş ve “ an n üzel kız portresini yapabilseml,, diye avar maktan kendini mennedemem Ressam kızla hi ayni güzelliğini muşamba üzerinde ebedileş- tirmekten daha büyük bir saadeti tah- ayyül edemiyordu. Nihayet bu muradına il Yağmurlu bir gündü. Ver civa: rinda bir şatoya ii ide Lüöiz Vigee, o sabah, gezintiden dönerken, ani ve şiddetli bir yağmura yakalan mış, o başı sırsıklam bir halde EE şarak eve dönüyordu B ib e başından gümüşi renk. te bir ade vöründü. Atlar fırtınadan ürkmüş gibi çılgın koşuyorla rdı. ari V —Ği dire seslendi, bü yağmurd. ie gidilir mi? Talihsiz Kraliçe ile res kızın tanışmaları e baş ladı ve sür'atle ilerledi. sut ve sakin günler çabuk geçti. Kral's on beşinci Lüi ölmüş yerine İo minde bir m evle Eniş lerine Vigi run imzasını almağa bö ai m Kraliçesinin bir değil beş portresini yapmıştı. me mahküm elti, Vigde'de üçük kızile t i hiç “nphesiz ki, li dostu olduğundan dolayı in akıbete uğrıy adalı. Pali va” ziyet düzelinceye kadar, senelerce Rus- yada, ii Belçikada dolaştı. Nereye gittise, san bie siyesiide, rahat- ca ya v7 dar a kazanıyor, iti- bar ve hürmet görüyi e B rinci pon imparator olunca, Transaya dönmesinde bir mahzur kal ıştı, içenin 1s en) ee ee e eve yer- leşerek ö sonun. ar, lerde lan iaşe “gibi muhafaza edilen Sakir vücude getirdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: