19 Haziran 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

19 Haziran 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Haftalık Aktüalite Mecmuası P. K. 582 — Ankara Fiyatı: 60 kuruş AKİS Ortaklığı adına ve — yazı imtiyaz sahibi işlerini fiilen idare eden: Metin TOKER Bu — nüshaya —yazı — yazanlar: Dr. Mükerrem SAROL — Fazıl Ahmed AYKAÇ — —Mücahid TOPALAK — Cihad BABAN — Turhan DİLLİGİL — Seyfi KURTBEK — Avni BAŞMAN — Enver Behnan ŞAPOLYO — Türkân BAYDAR — Dr. Esad EĞİLMEZ — Nermin ABA- DAN — Orhan Remzi YÜRE- Cevdet KARATAŞ — Haydar ÖZAKMAN — gg Tevfik ÜNSİ Karikatür TURHAN Ressam: İzzet ÇETİN — AYHAN Fotoğraf: Mehmet SÜRENKÖK — Tur- han VANDEMİR Klişe; Kemal ONGAN * * * Abone Şartları: 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 24 lira 1 senelik (52 nüsha): * * * Dizildiği ve basıldığı yer Güzel Sanatlar Matbaası Kapak Resmimiz MUHAMMED ALİ Mümtaz bir ziyaretçi AKİS, 19 HAZİRAN 1954 Kendi Sevgili AKİS okuyucuları amed Ağaoglu, kendisinden bir ya- S zı istediğimiz zaman, bu ricamızı memnuniyetle karşıladı. «— Peki, dedi. Yazarım..» Samed Ağaoğlu'dan yazı isterken düşündüğümüz şuydu: Bu memle- kette, umumi efkârı alakadar eden her hangı bir meselede, Samed Ağa- oğlu gibi, fikirleri memlekette bir temayüle tekabül eden insanın kana- bıra- sayfalarımızda yer vereceğimiz fikrini dahi benimsedi- yurdan, muhtelif mevzulardaki düşüncelerini rica etmiştik; ondan sonra ayni şeyi Cemil Sait Barlas'tan ve Mü kerrem Sarol'dan istedik. Umıdımız şudur ki aynı kıymetli — tenevvüü, okuyucularımıza takdimde devam edebilelim. İlk sayımızda da bildir- m'ştik: Fikir onlarındır, biz aksettiri- yoruz! Bu dece — «Yurtta Olup Biten- ler» sayfamızdaki değil, mecmuada raslayacağınız her imzalı yazı için bsö yalmedeidı. Ağaoğlu'dan bahse dişimizin sebebi başkadır. Samed Ağaoğlu, yazışım tamamladıktan sonra tele- fonla bize şöyle dedi: «— Bir yazı hazırladım ama, bil- miyorum koyar mısınız? Ve izah ett <— Yazımın bir kiddir de...» Hiç bir şey bizi, bundan daha faz- la memnun edemezdi. Biz ki Sa- med Ağaoğlu gibi bir şahsiyetin her hangi bir mesele hakkındaki fikir- lerinin bilinmesinde fayda mülahaza ediyorduk, elbette ki bizzat AKİS'e dair düşüncelerinden evvela kendi- miz istifade edecektik. GEME” kendisi ilave etti: «— Bu seferki yazım siyasi olma. di> kısmı, sizi ten- Ama biz, Samed Ağaoğlunun, mektup dahi yazsa, şahsiyeti itiba- r'le onun da siyasi — veçhesi, olaca- ğından emindik. Ya nılmamışız amed Agaog]unun yazısını 4 üncü sayımızda — okumuşsunuzdur. Evvelâ bir hususu belirtmek isteriz: Samed Ağaoğlunun bizi tenkid eden yazısını, niçin memnunlukla karşıladık? Biz ki, hâdiseleri — tefsir ederken, en tarafsız şekilde, başkalarını ten- kid ediyorduk; biz ki şuna veya buna, zaman zaman ilişmeyi— ilişe- cek, ilişilmesi gerekli bir taraf bu- lunduğu -zaman — ihmal etmiyor- duk, elbette ki başkalarının da — bılhassa partılere sıkı sıkıya bağlı kimselerin — bizi tenkid etmelerini, bize ılışmelerını haklı bulacak, on- lara, bize gösterilmesini talep etti- ğimiz müsamahayı gösterecektik. Aramızda muayyep seviyede, bir muay- tarzda olduktan sonra, iyi ni- yapıldıktan sonra, nezaketın ve nezahatin, bilhassa zerafetin hu- dutlarını aşmadıktan sonra ne kadar ağır görünürse görünsün, tenkide tahammül gerektiğini biliyorduk. Samed Ağaoğlu'nun bakışta o kadar ağır görünmese bi- le, onu, lâyık olduğu veçhile, mec- muamızın en utena yerinde neş- retmek suretiyle iğneyi kendimize batırmadan — çuvaldızı başkalarına saplayanlardan — olmadığımızı — ispa ettik sanırız. Aynı yolda — devam e, hemen hatırlatalım. Aynı yolda devam edeceğiz; nı müsamahayı bekleyerek... Samed Ağaoğlu'nun tenkidi ney- di? edeceğimizi ay- nci sayımızda bir resim vardı. mebusun içinde bir tanesinin, elleri bağlı, alkışlamadan oturduğu TÜ- üyor, yüzünün ifadesinden de ha- tibin — sözlerini pek tasvip etmediği seziliyordu. Biz, işte buna işaret et- tik. Ağaoğlu, bu tesbıt" lerden edi “değersiz kaçınmamızı tavsiye hakikaten de- Başvekil Adnan alkışlamayan Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu ve Menderes ile Ka- araosmanoğlu'nun arasındaki müna- tenkidini haklı çıkarırdı. sim bir tesadüfün neticesi sa, o maksatla alınmamış bile bulun- u? âdise, yarım kilo mürekkep de ifade edilebilirdi. Doğrusu ıstenılırse AKİS az söz ile mümkün u kadar çok şey i- fade edebılmeye Ve bunu, kendisine has bir muayyen tarzda yapmaya gayret etmektedir. Bu itibarla mec- muada resim altlarının hususi bir ve rolü olması tabiidir. Her bir resim altı, bir tesbıttır Onlara *değerli" v "değ sıfatını Ö şunu hıs yahut bir hâdise hakkında tef- sir mahiyeti taşıdığını hatırlamak fay dalı olur. Resim altı, resmin alındığı anda ıfade ettiği manayı degıl gü- saymak, bızce daha doğru olur. Kimbilir, belki de frenkler o yüz- den bunlara "leğende" adını veriyor- ar. aygılarımızla, AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: