14 Ağustos 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

14 Ağustos 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Migro'da deneme satışı Kadınlarımız Avrupa malına meraklıdır çalışacak olan Migro, yeni elemanlar yetiştirecek, — İsviçreye yetışmelerını temin için elemanlar gönderecek. kümetin kredi vermesi, — Ziraat Ban— kası tarafından S milyon lira — Migro işi üzerinde — hassasiyetle durduğunu gösterir. Yakın gelecekte Migro faaliyete geçecektir. Kamyonların gelmesi bek- lenmektedir. Migro teşebbüsünde muvaffak olun- du, denilebilir. Fikri tatbik mevkiine koyan Çelikbaş'ın Dördüncü enternas- yonal Migro teşkilâtının toplantısına davet edilmesi, kongre başkanlık et- mesi, teşebbüsün isabetini, muvaffa- kıyetını ortaya koyar bir delil olmağa yeter Ve hakıkaten 1950 seçim afişleri gibi, — pahalılığa — : yeter!—C.A. Ticaret İş ahlâkı nsanın — teşkilâtlanmış bir cemiyet içinde yaşaması bazı hareketlerinin kıymet bükümleri çerçevesinde de- ğerlendirilmesini icabettirir. Zira hu- kuk iki kişinin bir arada yaşadığı yer- de başlar bu da asgari ahlâk diye ta- rif edili Demek oluyor ki hareketlerimiz bır deger olçusune vurulmakta ve göre manevi bir kıymet kazanmakta— dır. Bazı kimseler bizatihi değer mü- essesesinin indi olması, ferdden ferde değişmesi dolayısiyle herkesin ittifak edebileceği müşterek bir iyilik kısta— ında — anlaşabilmenin güçlüğünden baysetmışlerdır Zira burada iyi diye tavsif edılen bir şeyin başka bir ma- halde hiç de iyi olmaması ve hattâ kötü diye tavsif edilmesi pekala müm- 16 ndür. Onun için değil midir ki bazı ahlâk ulemaları Pirenelerin Fransaya akan yamaçlarında ahlâk başkadır, kan yamaçları 1nda başka demışlerdır Bunlar cevap olarak meş hur Alman filozofu Kant "kıymet hü- kümlerinin memleketten memlekete değişmesine rağmen insan oğullarının uzerınde ittifak ettikleri müşterek ah- normları mevcuttur ve bunların ahlakıhgı hakkında kimsenin zerre kadar yoktur, cesur olmak, r şüphesi k, sever olmak gi- durust olm mukabelesinde bulunmuştur. undan sonra hangi hareket tarzla- rının ahlâki olabileceği üzerinde fikir yoran Kant bunlar hakkında güzel ka- ideler vazetmiştir: "Başkalarının sana yapmalarını istemediğin bir şeyi sen başkalarına yapma' O şekılde hareket et ki hareketlerin beynelmilel kanun- lar halınde Vazedılebılsın' Kendın ka- iken, yapacagın kanunlara tabı bırısı gibi düşün Bütün bunlarla 1fade edilmek iste- nılen şudur: Hükümet tarafından alı- n kararların muvaffakiyet derecesi, her şeyden evvel hepimizin bu karar- lara karşı göstereceğimiz saygıyı, bu kararlar karşısındaki davranışlarımıza bağlıdır. Kararlar ne kadar zecri ted- birleri ihtiva ederlerse etsınler hiçbir zaman hâdiselerin tamamım kucaklı- yamazlar, her şeyi teker teker ele a- larak bir neticeye bağlıyamazlar, çün- kü hayat canlı bir varlıktır, daıma bir oluş halindedir. Bu olaylar ve oluşlar muvacehesinde insan zekâ ve ay- yülü ise mahduttur. İşte bunun için degıl midir ki iş dönüp dolaşıp hepi- mizin vicdanımıza dayanmaktadır. O- radan duyacağımız ses menfaatlerimiz hilafına da olsa ahlâkilik vasfını almı- yan bazı teşebbüslerden bizi alakoya- bilirse o zaman dâvanın büyük kısmı halledilmiş — olacaktır. Zira o zaman herkes dürüst olacak, ticaret dalave- re demek olmaktan kurtulacak, iktisa- di ve ticari faaliyetler iktisat ve tica- re kanunlarına uygun olarak cereyan edecektir. Böyle bir halde olayların yu karıdan bakmak daha kolay ge- lecek, — hadiselerin ilim zavıyesınden tetkiki kolaylaşacaktır İktisadi munasebetlerın önemli bir kısmım kucaklıyan ticari münasebet- ler aslında itimat üzerine müessestir. Yabancı bir memleketten mal ithal e- den bir ithalâtçı ithal edecegı kalitesinden eminse onu gogsunu ge- re gere müşterisine daha m ye gelmeden satış muamelesıne girişe- bilir. Bu ona faaliyetlerinde sürat te- min eder. Sürat zaman demektir. Zamandan kazanma muamele hac minin genişlemesini sağlar. Bir de ak- sini düşünün; ithal edecegınız malın cinsini biliyorsunuz amma kalitesinin iyi olup olmadığından emin değilsiniz, urum karşısında bir iş adamı ola- bir iş adamı olarak gırışecegınız iş, ne kadar mahduttur. Özümüzü etrafımıza çevirip sağa sola baktığımız vakit bazı şöhret inhi- sının şöhretinden bahsolunuyor. lar meyanında da bu memleket tacır— lerinin dürüstlüğü zikrolunuyor. İyi kalitede mal satıyorlar, mektuplarındı yazdıklarını hareketleriyle hemen ye- rine getiriyorlar deniyor. Bir memleketin iktisadi kalkınma meselesi muayyen bir devrede bir se- viyede istihsal hacmine kavuşma me- selesi değildir. Bir memleketin iktisa- di kalkınma meselesi sağlam temellere dayana bir düzen içinde sı hhath bir ekonomik bunyeye sahip olabilme me- selesıdır Böyle bir ekonomide 1st1hsa1 faktorlerı faal olacaktır decektir, böyle bir ekonomide iş adam- ları normal kârlatıyla işlerini devam ettirecektir. Memleketimizde artan is- tihsal hacmiyle ihracat hacmi de ge- nişlemiştir, — Genişliyen bu ihracatın istikbalde daha büyük hacimlere ula- şabilmesi — ve kendine uyan pazarlar edinebilmesi her şeyden önce iş adam- larımızin yüksek ahlâki meziyetlerine bağlıdır. Zira devlet hepimizin — iktisaden kalkınmamız için gereken tedbirleri düşünür, hepimin uzun veya kısa va- deli krediler temin edebilir amma ik- tisadi va ticari faaliyetlerin — hepsini bizzat kendisi düzenliyemez. Düzen- lemeğe kalktığı vakit cemiyetin nizamı değişir ve adı başka bir şey olur İşte onun için bir kaç yüzyıl sonra Türk semalarında tütecek Türk fabri- kalarının — bacalarını görmek istiyor- sak iş adamı olalım ve iş adamı ola- AKİS, 14 AĞUSTOS 1954

Bu sayıdan diğer sayfalar: