26 Eylül 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

26 Eylül 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vakti yerınde olan bir adamın Fan- çağırmış defedersın veyahut gün onu tekme ile ben buradan kova- rım, demiştir. Bu sözler üzerine Fanny hiddetlenmiş ve : "Onu ne ben bırak- mak niyetindeyim, ne de senin kovma- ğa hakkın vardır. Çünkü biz karıkoca- yız; bir sene evvel gizlice evlendik." demiştir. Bu cevap üzerine büsbütün si- nirlenen Tom Roger: «Şu halde bir seneden beri, üstüne başına, eğlencele- rine, hattâ yiyip içtiklerine harcadık- larını muhterem kocan öÖdesin» demiş, ve Harry nin böyle şeye yanaşmadığı- ni gorunce mahkemeye — müracaat et- . Mahkeme kızın üstüne başına ve eğlencelerine harcadığı — masrafın ödenmesine karar vermiştir. (New York Herald Tribune) * I alya'da bir hapishanede bulunan azılı kaatillerden birine, bundan bir müddet evvel ıyı hareketlerınden dola- yı bir aylık bır izin verildiği halde, bu Ü in müddetinin Aancak bir haftasını kullandıktan sonra hapıshane— ye dönmüş ve müdürün suali üzerine, hapishanede sürdüğü hayatı, yanındakine nazaran daha sakin likesiz bulduğunu söylemiştir. (New-York Times) ve teh- B ombay polısı ıkı seneden beri tam teakip , içinde mysotis çiçeği bu- mektup göndermektedir bu cüretkâr ve küstah işini bir izzeti nefis meselesi yapmış Bhaut'u yakalayana veya bulunduğu yeri bildirene on bin Türk lirası Vadetmıştır — (A.P.) am polisi şehirde şüpheli kimsele- rin toplandıkları mahallere yaptıgı bir kastan esnasında gari adam dilenirken yakalamıştır. Adam karakola götürülmüş, İfadesi alınmış ve hüviye- man hayretle ti tesbit edilmiştir. ÖTÜ ü Fransız para— dilenci Hoşunuza gittiyse hemen Abone olunuz AKİS. 25 EYLÜL 1954 ASKERLİK Avrupa Batı Müdafaası Krizi B atı Mudafaa Teşkılatı büyük sanayi, ilim vı nik kudre- tini; en kudretlı hava ve den kuvvet- lerını Ğ ern lAh ve techizatlı ra k tlerını ve azimli milli toplulukları ihtiva ettıgı için tari- hin en büyük bir koalisyonu manzara- sını gösterir. Gerçekten, ulu dört milletin bü- tün maddi kuvvet ve güçlerini topla- yınca hürriyet dünyasının garanti altı- a alınması imkanlarının mevcut oldu- ğuna hükmetmemek mümkün degıldır ıttıfakların asıl kuvveti mütte- fiklerin kuvvet yekünunda değil, arala— rındaki birlik ve tesanüdün sağlamlığın- dadır. Batı müdafaası ve dolayısıyle dünya barışı ancak müttefiklerin —ve hususiyle Amerika, İngiltere ve Fransa- nın— sıkı bir beraberlik ve anlayış ha- linde bulundukları müddetçe emnıyet te olabilir. İttifakların en zayıf yeri, müttefiklerin hususi menfaatlerini fakın umumi menfaati üstünde tutacak kadar egoizm göstermeleridir. Bazı mil- letlerin; —bir defa ittifak içine girince kendi menfaatlerinden — fedakârlık et- mede çok ileri gittikleri görülmüştür. Fakat bunun aksine olarak bazı millet- ler de hususi menfaatlerinden fedakâr- lıkta âzami hasislik göstermişlerdir. İşte ıttıfaklar bu gibi egoist hareketlerle zaafa uğrar. Bugün Batı Müdafaası bundan muztariptir. Batı ittifakının en kuvvetli azaları arasında, umumi politika üzerinde t bır fıkır bırlıgı olmadıgı müşahede l ile İngiltere arasında —gorunuşun butun guzellık ve samimi- yetine rağmen— bir fikir ayrılıgı hattâ aykırılığı, mevcut olduğu aşikârdır. İn- giliz umumi efkârı komünist dünya ile ticaret ve munasebetlerını çoğaltmak is- tiyor. Avrupa müdafaa teşkilâtı toplu- luklarına da — diğer Avrupa devletleri dunyanın en — m kadar katılmaktan kaçmı Avrupalı— lar ise, moral, psikolojik Ve polıtık des teklerden ziyade maddi manlara muhtaçtırlar. İngiltereni bu çekıngen— liği Avrupa devletlerının moralini boz- duğu için aralarında cesaretsizliğe uğ- rayanlar çıkıyor. Amerika, Batı Müdafaa hareketinin lıderlıgını bırakmış vaziyettedir. Orada mi efkâr, Avrupadaki hâdiselerden hayal sukutuna uğramıştır. merikan benzıyor bazı müttefikler aldıkları yar- dımlar nisbetinde kendi gayretlerini art- tırmamışlardır. Avrupa — müdafaasının, i n kuvvetli elemanını teşkil edecek olan — Almanların silahlandırıl- masına, türlü yollardan, açık ve kapalı engeller çıkarılmaktadır. lttıfaka dahil bazı devletler, aradaki işbirliği ve tesa- nüdü arttıracak yerde karşı tarafa kur yapmakta ve gevşemektedir. Bu durumda Amerika umumi efkâ- rında yeniden kendi içine çekilme ce- reyanı kuvvetlenmektedir. Artık Ame- rikanın — uzak yerlerdeki muharebelere angaje olması ıstenılmemektedır İtti- fak içindeki bu ayrılık ve aykırılıkların ilk neticesi Hindiçini'de Batı hezimeti- dir. Fransa, ne kendi müdafaa kudreti- ni lüzumu kadar arttırabiliyor, ne de Almanyanın silâhlanmasına razı oluyor. Bir taraftan komünist tesiri, diğer ta- raftan ezeli ve Alman korkusu sam ebedi imi ve müessir bir Alman - Frans işbirliğine imkân bırakmamaktadır Bu iki millet, süresi tahmin edilemiyecek bir zaman için, hangi şekil altında olur- sa olsun, bir askerı ittifak içinde gerçek amimiyet V bir s: emniyet havası, içinde çalışamazi Almanya lehine Fransanın feda edilmesi NATO nun iflâsı demek olur. Almanyanın — iştiraki olmadan NATO'"- nun Avrupa müdafaasını kafi derecede bir emniyete alamıyacağı da bir beda- het haline gelmiştir. Bu iki milleti bir bütün içinde toplamak için nasıl bir tedbir alınacağı henüz belli olmamıştır. Fakat şu muhakkaktır ki, bulunacak tedbir ne olursa olsun bu kadar çok zıd elemanlar elif emek suretiyle meydana getırılecek bir Alman - Fra sız işbirliğinin, matlüp olan saglamlık ve emniyet derecesine varması için her halde çok zaman geçecektir. Bu ger- çekleşınceye kadar Batı Mudafaası kriz inden kurtulamıyacak Bat dafaasının asıl meselesi belli başlı mılletler arasında samimi iti- mat bağlarım yaratmaktır. Bu yapılma- dıkça NATO ordularının çoğalması, si- lâhlarının mükemmel oluşu, yeni me- todlarla yetıştırılmesı pek büyük bir mâna ıfade etm udafaası tek cepheli ve tek maksatlı bır teşe ud ür. Bütün men- supların ayni hedef yolunda tam bir anlayış ve ışbırlıgınde bulunmaları şart- ü müdafaa olmaz. Batı me- deniyetinin ve hürriyet alemının istik- bali, atı müdafaasındak rizin palyatıf ve oportünist tedbırl rle di ğgil— esaslı ve devamlı olarak halledıl mesıne baglıd r. — Amerika Orduda selâm. Amerikan ordusunda el selâmı yalnız kışla ve garnizon içinde mecburi o- lup hizmet dışında Ve şehırde mecburi değildi. Hem rduların— çok ehe mmıyet Veril n el selâm Amerika'da, böylece en az kullanılır bir halde idi. 1 Eylül 1954 den itibaren Amerika ordusu da, diğer orduların bu çok eski gelenegını kabul etmiştir: Bu i n askerler rastladıkları bütün üstlerini el ile selâmlıyacaklar- dır. Yalnız umumi nakıl Vasıtalarında, tiyatro ve sinema gibi umumi yerlerde ve diğer tatbiki mümkün olmıyan yer- lerde selâm mecburiyeti yoktur. 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: