11 Aralık 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

11 Aralık 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Aile Çocuğunuzdan zevk duyun Hiç bir çocuğun yüzü başka bir ço- cugunkine benzemez. —Aynı şekilde her çocuğun gelişme kabiliyeti birbirin- den farklıdır. Kımı ocuk vücut kuv- yürür, adeta küçük bir atlettir, halbu- ki diğer taraftan parmaklan becerik— sizdir veya geç konuşur, hattâ erken- den emeklemesini, — yuvarlanmasını bi- len küçük atlet geç yürüyebilir. Kimi çocuk ise her şeyi o kadar geç öğrenir ki acaba bir kusuru mu var diye insanı şüpheye düşürür, sonradan da sınıfında i bakarsınız çok vasat zekâlı bir çocuk çok erken konuşmuştur. Bütün bunlar gösteriyor ki, her in- san ayrı ayrı vasıflar ve tekamul saf- halarına haizdir. Kimi çocuk iri kemikli, iri yapılı kimi çocuk ne yese bile zayıftır ve en mesu gününde dahi iştahsızdır. Bütün bunları bilirken çocuğunu- zu olduğu gibi kabul edememek, ondan şikâyetçi bir edâ takınıp onu sevmiyor- muşsunuz hissini vermek elinizden gel- meli mi? Siz çocuğunuzu yüzü, ahlâkı, hareketleri, noksanlıkları ne olursa ol- sun sevin. Ondan zerk duyun. Çünkü evvelâ çocuğunuzun «tipi» ni değişti- remezsiniz, ikincisi; bu hissi bir tavsiye olmayıp son derece mühim bir nokta- ya temas etmektedir. Olabildiği kadar için takdir edilip sevilen çocuk kendı— ne emniyeti olarak büyür ve mesut ol- mak ihtimalleri daha kuvvellıdır. Öyle bir ruha sahip olur ki kabiliyetlerini azami derecede geliştirir çıkan bütün fırsatlardan istifade etme- ğe cesareti vardır. Eksikliklerini kendi- ne dert etmez.. Fakat anne ve babası tarafından olduğu gibi kabul edilemi- yen, daima bir kusuru, bir noksanı ol- duğunu hisseden çocuk kendine karşı güvensiz olur. «Bizim Hasan — çok geç yürüdü», diye sık sık bebekliğinin bu normal hâdisesinin başına kakıldığını doymak, «Kardeş, bu çocuğa bilsen ne kadar kalsiostalin iğneleri yaptırdık, ne vita- minler, ne kuvvet şurupları içirdik, na- file, bir türlü toparlanıp normal bir ço- cuk kılığına giremedi hep sıska, hep sıska» diye Zzavallının kabahati olmıyan bir şeyden suçlu oymuş gibi bahsedil- diğini işitmek, «Babası da ben de sarı- şınız, bu nasıl böyle kara kuru çıktı bilmem» diye dudak büküldüğünü gör- mek çocukta durup dururken suçluluk duygusu ve aşağılık duygusu — gibi 18 kompleksler yaratılmasına sebep olur. Ruhuna bu gibi kompleksler gizlenen ocuk hiç bir zaman akli ve bedeni ka- bılıyetlerırıden tam olarak istifade ede. mez. Hayatının başlangıcında maddi ve mânevi bir noksanlığı olduğunu his- seden çocuğun bu hissi büyüdüğü za- man on kere daha kuvvetli olacaktır, ve aşağılık duygusu ve suçluluk duygu- su onun şuuraltına yerleşecektir. Bu duygular ise insanları huzursuz, kıskanç, ilmi ün ma: Boylelıkle hem iyi çocuk yetiştirir, hem de çocuğunuzun zevkini çıkarırsınız. Moda Dagınık saç hıkayesı H saçlarım kesme arzu duyarlar. Günden güne saçlar kafatasına da- ha yakınlaşır ve kenarları gittikçe da- ha iğri büğrüleşir ve nihayet maymun tüyüne benzemeğe başlar. Kadınlar saç kesme hususundaki deliliklerini, «daha rahat veya daha ekonomik» diye ma- zur göstermeğe çalışırlar. Fakat bera- berlerinde defterlerini tetkik edecek olursanız kadınların saçlarım - kırptır- akla ne vakitten ne de paradan ya_na kârlı çıkmadıklarını — görürsünüz. eden biri varsa o da berberlerdir. Ha- nımı, yatağından henüz kalkmış ve ge- yatmağa hazırmış gibi gösteren dağınıklığı haiz zarif saçı edinebil- mek için «şekil verme» denen es- rarengiz merasime tâbi olması lâzım- dır. Tabii, bu görenlerin kalbini çarp- tıran dağınıklığı ancak ve yük bir artist yaratabılır buyrun berber masrafın: u kadar olsa iyi. leri çok derine inmekte ütün tarih yunca görülmüştür ki, para sağlam, politika sahnesi sakin ve kadınlar el üs- tünde taşındığı — zamanlar, berberlerin en fazla böbürlendikleri — zamanlardır. Herhangi bir tehlike sosyal nizamı tah- dit ettiği zamanlar ise modaya bir dur- gunluk arız olur ve eski halinde kalır. Vaktaki tehlikenin arkasından bir kaos doğar kadınlar ekseriya başlarına vu- uluş için — dayanılmaz bir ncak, bü- Binaenaleyh, Kısa saçın kök- ran kurt havasım koklamağa baş- larlar Fransız ihtilâlinin — dehşet devre- sinden sonr: n asrın 1920 seneleri- nin ateşli gençlıgını hatırlatan bir çığ- rından çıkma hali kendini gösterdi. Ka- dınlar evvelâ saçlarını — kestiler sonra da elbiselerini — çıkardılar. (O devirde kadınlar göğüslerini' 1920 tipinin ba- Kısa saç Ama ne - kadın... caklarını gösterdiği kadar gösteriyor- lardı) Korselerini attılar. Tarihi müşa- hedelere göre — korselerin — atılmasını daima birbirile ilgili iki hâdise takip etmektedir -ahlâk düşüklüğü ve enf- lasyon. O zamanın laübaliliği, Fransız ka- dınlarının «a la victime» (kurban mo- dası) dedikleri ve giyotinle uçurulma- dan saçları kırpılan — mahkümları kor- kunç bir şekilde hatırlatan bir saç mo- dasını benimsemelerinden pek âlâ an- laşılır.. Bununla ilgili fakat nisbeten daha az ürpertici bir reaksiyonda ka- dınların harp sonrası Kalyasında sokak- larda dolaşan annesiz çocukların saç- larım taklit etmeleridir, 1920 nin «rüz- gârla dağılmış» dası kadınların yeniden haşarılığı elle- rine alacaklarının vahim bir işaretidir. Sosyal hayat Masraf yaratanlar E rsan Taksi mi? Selanik — Caddesi <x» numaraya bir araba gönderir misiniz? Derhal, efendim Bırkaç dakika sonra pırıl pırıl bir- araba kapıya dayandı. Dünyanın ancak birkaç şehrinde bizdeki gibi lüks taksi- ler mevcuttur T a bir hanım güçlükle ara- baya yerleşırken gideceği yeri söyledi; Demirtepe, Fevzi Çakmak so- kak. Hanım şoförün para bozamadığını görünce ziyarete gittiği evin kapısını çaldı, ya elindeki parayı — bozmalarını veya otomobil parasını vermelerini ri- ca etti. Mesele halloldu. Salonun ra- hat koltuklarına oturdular. Ev sahibi AKİS, 11 ARALIK 1954

Bu sayıdan diğer sayfalar: