8 Ocak 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

8 Ocak 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Oynayanlar Bir başarılı temsil oldukça zayıf 'bir tenordu. Bununla be- raber temsilin umumi havası içinde ra- hatsız edercesine aksamadı. Oyunun en muvaffakıyetlı elemanları nay ve Basilio rolünde basso Hilmi Gir- ginkoç gelıyordu Şımdı diyar diyar do- laşan bir barito n Güney'in rolundekı başarısı hafızalardan 3 Bartolo da bariton Vedat Gürten ve Berta da mezzo - soprano — Necdet Demir gene, operamızın başlıca kıymet. lerinden olduklarını isbat ettiler. Adolfo — Camozzo idaresindeki or- uvertürdeki derbederliğine Tağ- men perde açıldıktan sonra temsile iyi bir destek teşkil etti. Koro da formun- ayd e Sevil Berberi herhalde, bu mevsim Devlet Operası sahnesinde en olgun ic- raya kavuşan operalardan biri oldu. Caz G]enn Miller'in hikâ - York Times gazetesının film münekkidi — tarafından senenin en iyi on filminden biri olarak zikredilen «Glenn Miller Story» son haftalar zar- fında «Unutulmaz Melodiler» adıyla İs- tanbul ve Ankara sinemalarında göste- rildi. Amerikan dans musikisi sahasının en parlak şahsiyetlerinden biri olan ve caz musıkısıyle de az çok alâkası bulu- n Glenn Miller'in hayatı bu filmin mevzuunu teşkil etmiştir. Şimdiye ka- dar cazı mevzu seçen filmlerde veya AKİS, 8 OCAK 1955 bir caz musikişinasına rol veren filmlerde büyük zevksizlikle- rastladıgımız oldu. cazın KAPAKTAKİ SANATKÂR MUSİKİ Ferhan Onat 1 951 yılı kışında, Ankara'nın sanat çevrelerinde yeni bir isim dola- şıyordu. Herkes, Rigoletto operası- nın o sıralarda verilen ilk temsilinde biliyetleri olan bir soprano. O ge- ce salonda bulunanlar, batılı münek- kitlerin sık sık kullandığı bir tâbir- le, «melek gibi» şarkı söyleyen fa- ndan meleklerin herhalde çok iyi beslendiğini dü- ü i saprano dinlemişler- Ferhan Onat'tı. Tadı rete ulaşmış, dillere destan olmuştu. Fakat bu şöhreti haklı kılmak, devam ettirmek için çok titiz dav- ranması lâzımdı. Tabiat vergisi ses kaabiliyetlerine malik olmak bir ses sanatkârı için -hele bir opera sanat- kârı için yeter vasıf değildi. Çok çalışması, çok dinlemesi, tetkik et-, mesi, şöhret sarhoşu olmaması, Zze- kasını ve aklını kullanarak kendine silini ikmâl etmemiş — olması buna mani olmuş ve viyolonsel sınıfına ka- bul edilmişti. Bununla beraber yar- dımcı olarak şan dersleri (önce Frie- da Böhm'den ve sonra da Elvira Hi- dalgo'dan) almayı da ihmal etmıyor— du. Fakat Konservatuarı muvaffak olamadı. Talebe i Doğan Onat ile, arasında bir aşk liyetleri derhal dikkat çekti. sine Rigoletto'da baş kadın rolü ve- rildi. Eseri sahneye koyan Aydın Gün genç sopranoyu yorucu bir ça- lışmaya tâbi tuttu. Netice, tam bir muvaffakiyetti. Devlet Tiyatrosu onu görgüsünü arttırmak için İtal- ya'ya gönderdi. — Orada, öğretmeni Elvira Hidalgo'nun vasıtasiyle, Na- poli'nin meşhur San Carlo opera- sında Rigoletto'ya çıktı, — muvaffak oldu. Kahire operasından kendisine yahut grubuna bilgisizliklere ve mantıksızlıklara Tarihi vakaların ve hususiyetlerinin hiçe sayıldığını teklif yapıldı. Fakat o şuralarda Ka- hire'de vuku bulan büyük ayaklan- malar temsile mani oldu. Fakat San Carlo'da kazandan muvaffakiyet kâ- fiydi. Memlekete daha da büyük bir lü teganni etti. Verdiği konserlerde salon tamamen doluyor, onun oyna- yacağı geceler operada yer bulmak muşkulleşıyordu Sahnede göründü- ğünde, daha ağzını açmadan bir al- kış tufanı başlıyordu. Ferhan Onat'a gösterilen bu bu— yük sevgi ve alâkada, ses vasıflarının olduğu kadar, rek- bulunduğunu İleri sürenlere muka- bil onu Amelita Galli . Pons, Patrice Munsel gibi bugünün şöhretli koloraturalarıyla kıyas ederek neticenin Ferhan Onat aleyhine tecelli ettiği kanaatine va- ranlar eksik değildi. Bu sonunculara göre Ferhan Onat'ın — tegannisinde musiki zekâsı, dramatik kudret, mü- zikal mana gibi vasıflar güçtü. Teknik hâkimiyeti mel olmaktan uzaktı; sesi tiz nota- larda parlaklığını kaybediyor, pes sahada renksizleşiyordu. Bir münek- kit ondan «yontulmamış elmas» diye <«Allah ver- gisi sesine biraz da kul yapısı bir- şeyler katmazsa çok yazık» olacağı- nı söylüyordu. Bir subret koloratura olarak Ferhan Onat'ın Trepertuarı gayet dardır. Muvaffakiyetle teganni ede- bileceği partilerin sayısı azdır. Fa» kat —repertuarının mahdut oluşu belki de onun için daha iyidir. Böy- lece, teganni edebileceği birkaç par- tidetam bir mükemmeliyete vara- dan gerektıgı gibi faydalanabilmesi için bol zamanı ve -herhalde- vardır. Tabiat ona böyle bir hançe- re bağışlamakla üstün kalite bir mu- siki âleti hediye etmiş olmaktadır. Kendisinden bütün istediğimiz, bu âletten istifade etmesi re iyi musi- ki yapmasıdır. ğunun son delili, Sevil Berberi'ndeki muvaffakiyetidir. gördük. «Glenn Miller Story», bu şöh- retli dans orkestrası şefinin hayat hikâ- yesini oldukça romanse etmiş. Bununla beraber yukarda bahsettiğimiz zırvalar- dan kendini "korumuş. Gerçek hâdiselere 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: