8 Ocak 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

8 Ocak 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER ri bilinen, fakat söylenilmek 1stenılme— karşı cephe alıyorlardı. Amerikan yardı- mının damla damla gelmesinin sebebi buydu. Bahis mevzuu çevreler - yahu- dilerden muteşekkıl çevreler - bızım bir ziraat memle olmamızı istiyorlardı. Orta şarkın sanayi — bölgesi ise İsrail olacaktı. New-York Times'in bu men- faatleri kolladığı malümdu. Burhan Bel- ge, başvekil Adnan Menderes'in direk- tifi üzerine şöyle dedi: «Nitekim, neşredilen yazıda, Adnan Menderese asıl atfedilmekte olan ur, ne o «izm» ile nıhayetlenen felsef'ı temayuller ne de hat demokrasiye mütedayir olan noktalardır. Hayır. Baş- vekile atfedilen — başlıca kusur, Türki- i bir iktisadi New-Yok'ta çıkan gazete ama, bu ilâvecik bizdeki galeri seyircilerini ürkütmek içindir. Bizce bunun sebeple- ri basit ve barizdir! Bir kere, Türkiye ve diğerleri sana- yileştiler mi, ithalât tacirleri bir nevi tasfiyeye uğrayacaklardır. İkincisi, İsrailde bin bir emekle te- sis edilmekte olan bir transformation ve montaj sanayii yani yarı mamulleri bir miktar işliyerek civar pazarlara süre- cek olan cihaz, iktisadi hıkmetı vücudu- nu kaybedecek İf İşte New-York Times aleyhimizde — sistemli bir sevkeden hakiki âmiller, dır. gazetesini, düşmanlığa bizce bunlar- Ha ikaten sanayileşme yolunda, bil- hassa 1950'den itibaren attığımız sürat- li adımların sanayi memleketlerinde iyi karşılanmadığı zaten malümdu. Hele İs- railin bundan duyduğu endişe de giz- lenmiyordu. Türkiyedeki bazı yahudi ıthalatçıların da bir nevi sabotaj hare- ketlerıne giriştikleri seziliyordu. Türkiye eketi olarak kalsın... Oh, sanayi memleketlerı bizi satsınlar Asıl kapitülasyon, işte bu- . de senedi, de sepeti bulunan bır kapitülasyon Nitekim, anlamamazl halledebileceği güçlüklerimizi halletme- i ndır dikkati — çekiyordu. Zafer'in bu vesileyle — hakikati millete olduğu gibi anlatmasında fayda vardır. Eğer gerekirse bu millet, böyle bir va- ziyet karşısında icap eden fedakârlığı yapabilecek kırattadır Başka — hakikatler F akat, başmakalede Türkiye'ye ve Adnan Menderese izafe edilen her şey asılsız ve esassız mıdır? Hakikaten memleketimiz, bilhassa 2 Mayıs seçim- lerinden bu yana — demokrasi yolunda yalpa vurmaya başlamamış mıdır? Eğer, 8 İktidardakiler ne yapsın ? B ir adam düşününüz. Tahsilini El Ezher'de yapmamıştır. Amerika- da, serbest fikirlerin ve demokrasi- nin adeta havaya ve suya karıştığı memlekette yapmıştır. lisan bilir, yabancılarla temas eder. Bilmem şu kadar senelik gazetecidir. Üstelik ga- zetesinin üstüne «Eğriye eğri - Doğ ruya doğru» — vecizesini Kafa itibarile garplı Sonra, Vatan gazetesinin 1 Ocak tarihini taşıyan nüshasındaki başma- kalesinden şu satırları ibretle okuyu- vekı! Adnan Menderes de esnasında adamlarımız yok,> dıye gıpta ve saygı hisleri tel- kin etti İn af! rabbi, — bazılarımız nerelere kadar goturuyorlar şarklılığı E n iyi niyetlerle iş başına geçen- ler, iktidarı hakikaten uğraşarak ve tabır caizse bileklerinin — hakkile alanlar memlekete ve millete de- gerçekleştirmek vaadinde bulunanlar bir müddet sonra başka bir demokrasi anlayışına -halbuki de- okrasinin bir tek anlayışı — vardır kapılıyorlarsa kabahati nasıl sadece New-York Times'e kızgınlık için de bu hakikati gözden uzak tutarsak kendi kendimizi aldatmış oluruz. Zira eğer Türkiyede tenkid sesi yükselten gazete- ciler hakikaten tevkif edilmemiş veya takibata maruz kalmamış — bulunsaydı Amerikanın 1 numaralı gazetesini alâ- kalı çevreler kendilerine ve hasis men- faatlerine âlet edemezlerdi. Eğer bu- günkü iktidar, muhalefet yılları sırasın- da inanılmaz bir hafiflikle işçilere grev hakkım tanıyacağını vaad etmeseydi İzmirdeki müessif hâdise bu şekilde is- tismar olunamazdı. Eğer muhalefeti ez- mez ve akortsuz sesleri susturmak için gayretler sezilmeseydi o başmakale ya- zılamazdı. Bunların hatırdan çıkarılma- ması lâzımdır. Sanayileşmemiz bile de- mokrasiye bağlı kalıp kalmamamızla sıkı sıkıya alâkalıdır. Eğer biz, memle- ketin içinde hürriyet rejimini yerleşti- rir ve vatandaşları bunun etrafında bir- leştirirsek sırtımız kolay kolay yere gel- mez. Tenkid eden herkesi «bir avuç muhteris» diye vasıflandırmak faydadan ziyade zarar verir. 2 Mayıstan bu yana tutulan yokla pek çok hata yapıldığını itiraf etmenin zamanı gelmiştir. Belki o hatalar, o günün zarureti ve bir ka gün evvelkı seçimlerin tesiri sayılabilir. kendilerinde bulabiliriz? Kim olsun iktidara geçen, tıpkı şark mem- leketlerinde lduğu gibi biz B derhal zararlı bir halkayla çevrılıyor O insanın gözüne Yi kınında bulunmak için kendısıne ne- ler ve neler anlalılıyor Bir defa, Od defa, üç de kadar ki en sonda, bir Zamanlar başkasına soylenıldıgı— ni duyduğu zaman güldüğü sözler kendisi hakkında sarfedilince, inan- masa bile hoşuna gidiyor ve neticede mutlaka başka bir adam haline gel- menin yolunu tutuyor. İnsanlardan mutlaka ve mutlaka insanüstü — bir mahlük olmalarım talep etmek ha- tadır, insafsızlıktır. Dünyanın her tarafında diktatörler demokrat- ları muhitleri yetıştırır Muhıtler var- dır, mevcut cereyanlar insanı zorla demokrasiye sürükler, adeta mecbur eder. Buna mukabil muhitler vardır, aynı derecede kuvvetle diktatoryaya iter. Gönül isterdi ki temellerı atılan demokrasimiz sa: ece kalm asın ve cem insi arkın o ke rıyakarlık dalkavukluk, pohpoh- eker teker sökülüp leri tırdan çıkarılmasın. Hataları söylenir- ken nasıl demokratik ölçü gözden uzak tutulmamalıysa, aynı şekilde marifetleri övülürken de insafın hu- dutları aşılmamalı, batılı kıstasla gü- lünçün içine düşülmemeli. Ama, memleket daha sakin bir havaya kavuştuğuna göre partilerin elele verip müşküllerimizi, milli menfaatlerimizi ön vazifesidir. yarısında hâlâ bır totaliter d rak kalırsak, hürriyetlerimizin teminatı- 1 elde edemezsek, tenkit hakkım ta- nımazsak ve iktidardakilerin tek parti- ye doğru itenleri korursak aynı şekilde hata* etmiş oluruz. Bu bakımdan muha- lefetin gayretlerini desteklememek de aklı başında vatandaşlarm ictihap etme- leri gereken bir hus r S New-York Tımesın ölçüsüz başma- kalesi bizlere bu — hakikatleri öğretirse bir işe yaramış olur. Dış politika Arap içi mi, Arap dışı mı? B aşvekil Adnan Menderes bilhassa ısrar etti. Heyete, hariciyeden fazla kimse alınmayacaktı. Gerçi bu bir hari- AKİS, 8 OCAK 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: