24 Eylül 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

24 Eylül 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS - SAROL DAVASI Devlet Bakanı yazılanların delilleriyle ispatı teklifini Dr. Mükerrem Sarol muamız sanı Devlet Bakanı fi olunmuştur. Basın Mahkemesi daha evvelce dâva mevzuu olan yazıların üçünde suç unsuru bul- duğundan dolayı Toker'i 9 ay 10 gün hapse ve 9333 lira para cezası- na mahküm etmiş, fakat Te çüncü Ceza Dairesi yazıların ikisini ten myiz Ü- kid mahiyeti gördüğünü, <«kâğıt ü- zerinde devir» başlıklı yazıda ise Dev- let bakanının şerefini kırıcı imâlar ol- kü duruşmasında toplu esi Temyizin bozma kararına uymuş, müteakiben sa üdahil ve ıIı e- sas hakkmdakı ıddıalarını söylemişler- errem Sarol'un avukatı es- «kâğıt il etmesine ra muvazaa isnat olunduğunu ileriye sürerek Met To- ker'in cezalandırılmasını — istemi ve Bakanının gazeteyle alâkası kal- madığını söylemiştir. Bunun üzerine Metin Toker aya- da! - hararetle övüyor, adına kabaca kal- kınma denilen ve aslında hükümetin ik- tisadi polıtıkası olan harekete inanma- yanları, onu id edenleri haşlıyordu. Anadolu A]ansı kendi bültenlerinde bu haberleri yaydı, Ank; gazete- ocaman başlık- larla okuyucularına bıldırdı. Anlaşılıyor- du ki 6/7 eylül hadisele mevzuunun dışında politikacılar kendı faaliyetlerine - asayişi 'tehlikeye düşürmemek şart ve kaydıyla © devam edebileceklerdi. Zaten sadece seçimlerde rey — vermek veya vermemek politika yapmak değil miydi? Seçimler ise 25 Eylülde yapıla- ca Üniversite Şapa oturan gemi Bu haftanın başında sah günü, dün- üniversitelerinin yüz kadar İstanbul'da toplandıklarında ken- dilerine sunacak bi ğundan dolayı detmeliydik. İkinci <«Milletlerarası Ü- niversiteler Derneğinin e Konfe- ransını Millf Eğitim Baka Celâl Yar- dımcı açmıştı ama kolaylıkla tahmin e- dilebilir ki bu kadar mümtaz ilim adam- I nduğumuzdan bahsedilen vesi- mcının nutku değildi. Ha- ordu. Altında üç profesö- imzasını taşıyordu ya rektörü iyar ad- rümüzün 10 reddetti ğa kalkmış ve şunları söylemiştir rem Reis beyefendi, hu- zurunuzda şu bu »noktadan eşi bir başka dava gorulmektedır Za- fer gazetesi Dünya gazetesine muva- etmiş, bunun üzerine Dünya, dâva açmıştır. nya'nın kanaatince gazete muvazaa r iftiradır. İftirayı Muvaza k— isnadının bir hakikat değil, bir iftira olduğunu ortaya koymak için de Dün- ya gazetesi Zafer'e ispat hakkı tanı- mış, buyur muvazaayı ispat et, demiş- tir. müdahil vekiline lütfen is- pat etmemiz hakkını bize tanıyabilir- ler mi?» Dr. Mükerrem Sarol'un avukatı Metın Toker'in bu teklifini kabul et- e mecmu muvazaa isnadından mahküm mesini mahkemeden istemiştir. Duruş- ma sanık avukatlarının esas hakkında- ki üdafaalarını yapmaları için baş- ka güne bırakılmıştır. Rapor, bir tahkik heyetinin raporu- ur. İstanbul Üniversitesi Senatosu ken- disinden İktisat Doçenti Osman Okyar'- umu hakkında mütalâa isteyen Eğitim Bakanı Celâl Yardımcı'ya h— Bakanına göre İktisat Doçenti Okyar başlıca iki suçla itham edılıyordu. Politikaya karışmış ve Ameri m faatlerini savunmuştu. Okyar'ın yazılarını incelemiş ve görüşü nü bir rapor halinde Senatoya bıldırmış- ti. İşte, Üniversiteler Derneğinin karşı- sınla bu rapor sayesinde şeref ve ıftıhar- la çıkabilirdik. Bay Yardım: gelince ona, ancak böyle bir raporun ve- rilmesine sebep oldu diye Üniversitemiz minnet ve ü ildi ilirdi Komısyon Osman misyon evvelâ, umumi olarak siyasti dan biri sokakta yapılan gandaydı ki, kabaca mitingler bu sınıfa dahildi. İkinci bir sınıf, devlet adamla- rınım ve parti liderlerinin faaliyetiydi. Bir de ıiçuncu sınıf var , ilim daml nın ihtisas konulan i ve milletlerarası siyasi objektif olarak tahlilleriydi ki man 'ın faaliyetini içinde meseleleri işte Os- sınıfa dahil atlerinin müdafaasına gelince, buna ma kemeler karar verebilirdi. Komisyon, «tamam, diyordu, Osman Okyar siyasetle bahis mevzuu tekilde uğraşmıştır ve böylece vazifesini yapmış- ır, zira bu bir ilini ada ın vazifesi- - nin ta kendisidir». Rapo s D ül- rulduğu anlatılmaktadır. D kendi tedri yeleri bu vazifelerini yap- madıklarından dolayı lâğvedilm v Ü- niversi b zife yapılsın diye - uştur. imdi, gariptir. Üniversitenin bir mensubu kendisine — Üniversitenin kuruluşuyla verilen vazifeyi yapıyor di- İsta 1 Üniversitesinin içi ku- lunduğunu gizlemeye imkân yoktur. misyon Üniversite hocalarının, si- ' faaliyetlerin ancak birinci ve ikinci çınırsa, hak kazanır. zaman cezalandırılmaya 1 Raporunun kıymeti İstanbul Üniversitesi Senatosunun bu rapora uyacağını tahmin etmek için bir kahın olmaya lüzum yoktur. Zaten oku yucularını dısesınden ilk defa yar hâ- larak haberdar ettı- seçmeyece- ğıne dair kuvvetli belırtıler vardır. KİS'in daha evvelce de sadece vazifesini Okyara ilişildiği takdirde bir ço ör ve doçen ıstıfalarını vere- cekle rdır Zır bahis mevzuu olan, Üniver sitenin sadece muhtariyeti değil, manda şerefidir de... Tıpkı tarihte ken- dilerinden evvelki bütün ilim adamları gibi İstanbul ve Ankara Ünîversitelerin— deki hakiki ilim adamla da «meslek» lerinin itibarını ve haysıvetini her ne pahasına olursa olsun korumak karar ve azmindediler. Dünya Üniversitesi rapordan haberdar ola yoktur. Pek az şey Turk Üniversiteleri- nin tarihine bu kadar güzel k bir sayfa ilâve edebılirdı. Hakiki ilim adamlarının bir takım baskılarla sustu- k biz de inşallah laşılır ve çeşi tlı yollardan buna tevessül edenler ümitlerini kaybederler. Bir ilim adamı, kendi dalına göre, ekonomik do- rektörlerinin bu aklarına şüphe an- mu da, reji tika hadiselerini celemeli, ilmin insanları anla- ve korkarız geç- Üniversitenin duyurduğu ibret çanı olması en bü- temennidir. AKİS 24 Eylül 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: