24 Eylül 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

24 Eylül 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN ralli dolap olur. En küçük, en dar ev biraz muhay- yele ve emekle kullanışlı, şirin bir hale sokulabilir. , yaptığı resimler, küçük plâs- tik heykellerle süsleyen çocuklar vardır. Her ne olursa olsun «can sıkıntısı» ile, mücadele etmek, bunun için de her- günkü vazife haricinde, zevkli bir meş- gale bulmak şarttır. Çünkü <«can sıkın- tısı» insanın ve aile hayatının en birinci düşmanıdır. kıııci Dünya Savaşında, N: Al- manyası, bir yandan kamplarda esırlere eziyet ediyor bir yan da, konuştur- mak istedikleri münevverlere, ilim adam larına cezaların en büyüğünü veriyor, nuştu. Can sıkıntın amansız bir düşman- dır. Aile Çocuğunuzu seviyor musunuz? Bu suale hayır cevabını verebilecek e babayı tasavvur etmek güçtür. Halbuki sevmesini — bilmek arasında çok fark ardır. evgi çok defa, tamamiyle egoist bin histir. Kendi kendini tatmin etme esa- sına dayanan şuursuz bir sevgi, çocuğa faydadan çok ziyan verir. Anne şefkati, annelerin çocukları için katlandıkları fedakârlıklar, herkesçe malümdur. He kesce malüm olmayan şey, birçok anne- lerim <yanlış bir sevgi sistemi» ile ço- cuklarının hayatlarını mahvet kleı'ıdır. Hayatının her dakikasını çocug nun ihtiyaçlarını temin etmeğe çalışan anne, muhakkak ki, takdire hak kazanır fakat bu fedakârlığa mukabil, çocuğu- un aynı şekilde kendisine bağlanmasını ıstıyen, kendisinden başka birine herhan- gi bir alâka duymasına tahammul ede- miyen, her dakika, onun üstüne titreye- rek, onu korumak, onu sevmek, onu ka- yırmak gayeleriyle de olsa, onun şalısı- yetini bogan, daıma onun yerine müca- dele edi ayat muharebelerin- den uzaklaştıı'an, hatta hatta çocuğunu kendisine lüzumundan fazla bağlayan anne, çocuğunu kendi kendini için seven ve hayatta ona en büyük fe- nalığı yapaıı insandır. sevgisinin tezahürleri daha çocuk kundakdayken başlar. Çocuk uyurken, kendi kendine elindeki çıngı- rakla oynarken, dayanamayıp birdenbire çocuğu uyandıracak, tedirgin edecek şe- kilde ona sarılmak, çocuğu yerli yersiz bir azardan sonra <«anne- vermek, mantıkla değil hisle hareket etmek, annesinin, ga- yet bencil hıslerını tatmin etmekten baş- ka ne işe yarar' undakdal kı çocuğunu, rahatsız edi- ci süslü, ipekli, dantelli kıyafetlere so- anne de, aslında, çocuğunu kendin- den az sevmektedir. Çünkü çocuk isle- meli, organtin bir elbise içinde değil, tülbentten yapılmış, 'tertemiz bir zıbın- da rahat edecektir. Ona lâzım olan şey temizlik ve rahatlıktır, süs ancak anne- nin gözlerini tatmin eder, gururunu ok- şar! Sıcak vaz günlerinde, parkının için- de çıplak ayak, bir gömlekle oynuyan ço- cuk ne dar mesuttur! Kendi kendine duşer kalkar kendı kendisini koruması- işlemeli patikler içinde, kucaktan kucağa geçiri- lirken tasayyur e enin, yaptıgı fedakârlıkları sık sık çocuklarına hatırlatması, onlara de- vamlı bir sevgi ve borç mecburiyeti açı- laması,, onlar yüzünden katlandığı mah- rümiyetleri, uğradığı sıkıntıları tekrar ederek küçük yaştan onlara — «suçluluk Anne ve çocuğu Ağlamak, gülmek-Gülmek, ağlamak. ve ağır mesuliyet» hisleri aşılaması, en korkunç neticeleri doğurabili Anneler bilseler ki, bu şekilde, üs- tüne tıtreyeı'ek, itina ile büyütülen bir- çocuklar, hayatla temasa ge- dileri yüzlünden evlenememiş, normal in- san hayatını yaşıyamamış, veya kurduk- ları yuvada, tuttukları işte, sırf bu şu- e şefkatinin 'tesiri altında kal- dıklarından muvaffak — olam bed- baht olmuşlardır. Ve bils eler ki, onları en çok sevdiklerini zannettikleri anda, bazen onları ne kadar fen kadar eksik, ne kadar yanlış bir şekılde sev- mektedirler!. İşte mekteplerin açılmasına çok az bir zaman kaldı! İlk açılış <sünü mektep kapılarına gidiniz v uklarını ilk de- fa mektebe gönderen anneleri tetkik e- diniz... Ekserisinin rengi sapsarıdır, ekserisi heyecanını gizliyemez: Son d cuğa üst üste yapılan lüzumsuz tembih- ler, tam çocuktan ayrılırken birdenbire o- na sarılıp öpüşmek arzuları, endişeli, his- li bakışlar. Bütün bunlar çocukların çö- zünden kakmaz! Bütün bunlar tehlikeli şevlerdir. Çünkü mektep onuna ana kuca- gından sıyrılıp, girdiği ilk hayat sahnesi- dir. Çocuk kendi haline bırakılırsa, mek- tebe gitmek ona en ufak bir heyecan, en- dişe, korku vermivecektir! - ama çocuk herşeyi anneden öğrenir, anne böyle his- lenir, heyecanlanırsa, çocuğun havatlailk teması mütereddit, müphem, şaşkın a- dımlarla baslar kaçmıvan yerinde bir şefkat, l)askısız bir dikkat, tazviksiz bir dısıplın progamlı bir hüviyet zaafa kaçmayan bir anlayış" İşte çocuk aileden bunu bek- ler. Bunları bulursa, mesut olur. müca- deleye alışır, hayattaki muvaffakıvet şan- sı fazlalaş Çocuğunun, manevi veya maddi, hiçbir eksiğini gözden kaçırmayan anne, her dakika çocuğunun basında <hazır ve bir mesafeden takip etmelidir! Bu mesa- fe çocuğun muhtaç olduğu hayat saha- sıdır. Esaslar tesbit edildi Dior'un meşhur bir sözü vardır, der Şi ki: «harp sonraları hariç, moda hiç- bir zaman, ihtilâllere uğramaz!» Ve bir kadın, her yaptığı yeni elbiseyi son mo- danın mübalâğasız biçimlerinden seçerek yaparsa, elbiselerini rahat rahat, altı sene giyebilir. Artık sonbahar ve kış modasının bütün teferruatı ile meydana çıktığı bu- 956 senesinin bütün ye- rağmen, geçen mevsim elbi- selerinin rahat rahat bu kış da gıyılebı- leceği anlaşılmıştır. Yalnız yeni lacak elbiseler ıçın yenılıklere dıkkat' Üç nokta çok mühimdir. . Moda kadının tabii şekline uy- maya çalışıyor. 2. Moda ilhamım Şark tan al- mıştır. (Bu sene kadınlar şapkalıdır. AKİS, 24 EYLÜL 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: