25 Şubat 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

25 Şubat 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Osman Kapanı Bir değerli demokrasi n Menderes Hürriyet Par- tısının kurucularını Demokrat Parti- den ihraç ederken — bunların başba- kanlıkta gözleri bulunduğundan — şi- kâyet ediyordu. Fevzi Lutfiler atıl- mışlardı ama D. P. Genel başkanı Şikayet sebeplerinin ortadan kalk- madığını, başka gözlerin makamına çevrildiğini hissediyordu. Parti için- deki son hareketler hep bu endişele- rin neticesiydi. uhalefetin bütün topları kendisine çevrik olduğu gibi dahilden de hazırlık yapanlar mev- Genel başkan boyle duşıınurken yüksek çevrelerinde gün geçtikçe da- ha fazla taraftar buluyordu. Yanıklı- ğı taraf şundan ibaretti: işgal ettiği makamı kendisinin ebedi malı zan- netmesi! Demokrasilerde böyle şey B.M.M. Gelişen tahkikat Geçen cumartesi akşamı Ankara Palas salonlarındaki Gazeteciler balosunda Ekonomi ve Ticaret Ba- kanlığı Müsteşarı Munis Faik Ozan- skı bakanı Sıktı Yırcalı ıle bir iki i arkadaşının dilerini alamadılar. O sırada, bakan müsteşarım teselli ediyor ve kendi- sine üzülmemesini tavsıye edıyordıı Hakikaten Ekonomi ve Ticaret Ba- kanlığının yeni patronu Fahrettın U- laş Munis Faik Ozansoya Meclis tah- kikat komisyonunun bir kararını biz- zat tebliğ etmişti: Komisyon, üç sa- 8 Dış İşleri Bakanlığına Giriş Asıl Bay Zorluya Menedilmelidir! A Kİ S geçen halta D.P. liderleri arasındaki bası vehimlerden bahset- mişti. O yazıda adı geçen Coşkun Kırca bize son derece alaka uyan- dırıcı bir me tup göndermiştir. İçinde A KİS'e de serzenişler ihtiva et- mekle beraber dikkatli okunduğunda müânası kolaylıkla anlaşılacak bu güzel mektubu aşağıda bulacaksınız. Ankara, 19 Şubat 1956 sayısında çıkan bir yazıy- rginizin — okuyucuları, Geçen ayırmak külfeti altında bırakılmış lardı. Bu sebeble, yazınızdaki ba- sı noktalan cevaplandı rm ma mü- saadenizi rıca edıyoru 1. yeden Say n Zor- lunun Vekıllıkteıı ıstıfasıııdaıı son- ra 27 Ocak 1956'da ayrıldım. Bun dan da anlaşılacağı üzere Harici- yeden ayrılışımın kendisiyle ilgisi yoktur. Müşarünileyhin temsil et- mekle “tanımım olduğu iktisadi politikanın taraftarları arasında hiçbir zaman bulunmadığım beni tanıyanlarca malumsa da kendisi- nin şahsıma karşı daima nazikane hareketle daha son zamanlara ka- ar Hariciyeden ayrılmamam için arda —bulunduğuna belirtmek dogrulıık icablarındandır. Bir Ve- kil olarak, siyasetinin tatbiki do- layısiyle ortaya çıkan basa mese- lelerde Vekâletin noktai nazarını doğru bulmadıgını kendı sahasın- da resmen ifade etmiş bir memu- run NATO Enfrastruktur Komite- lerinde temsilciliğe devam etme- sini uygun görmemiş olabilm kendisinin yetkileri dahılındedır haksızlık teşkil etmeyen böyle hâ- diseler her memurun başından ge- lir geçer >. Ekim 1952 nıhayetınde NATO Dairesi İktisadi Şubes tedvire memur edilmiştim. Vekale te birlikte katıldığım arkadaşlarım 195S ortalarında harice çıktılar; benim daha bir yıl vazifemde kal- mam tensip edildi. Daha o vakit, Harıcıyenın yüksek memurların- a NATO'dakİ Delegasyona tâyi- nımın kuvvetle mevzuubahis edil- diği hariciyecilerce bilinen bir ha- kikattir. Eşimle Mart 1964 sonun- da evlendim. Çol a önce derpiş edildiği şekilde Parise Eylül 1954 ortasında hareket ettim. Bu iza- hatımdan anlaşılacagı üzere bu va- zıfeye tâyinimde n Köprülü- nün dahil olabileceği iması yersiz- dir. — Hariciyeyle ilişiğim kesil- dıgınden bari mahrem vesikalarla alakam olmamıştır. cak, her- kesçe bilinen bu ka denın, bir va- tandaşın, girilm omuma ayrıca yasak edi lmemış seı'vıslerdekı ze- vatı ziyaret etmesini önlemediği muhakkaktır. Ben de herkes gibi sımdı de bu gibi zevatı Hariciye- deki makamlarında — ziyaret ede- bilmekteyim Diplomatik vesikaların gizlili- ğinin diplomatlarımıza hatırlatıl- dığını bilmiyorum. Böyle bir ha- tırlatma yapılmışsa bunun alelade bir vatandaşa müteveccih addedil- mesindeki sebebi anlamak muşkul dür. Şayet varitse bunu, daha zi- yade, hakkında tahkikat açılmış olan ve bir meb'us sıfatiyle dahi mahrem vesikaları müsaadesiz gö rememesi gereken eski bir Vekilin Devlet Daırelerınde, istişare hudu- dunu aşan icrai vazifeler gördüğü yolunda muhtelif gazetelerde ya- yınlanan ve bırçokları gıbı benim rf âm hukuku id a B M © prensipleri bakımından ınanmak istemeyerek - okuduğum havadis- ler karşısında, bunların doğrulu- ğa ihtimaline binaen alınmış pek yerinde bir tedbir olarak telâkki etmek daha münasip olmaz miıy- dı?. 4. — Memleket meselelerindeki umumi fikir temayülleriyle sem- patı kazanan Derginizin, misalle- e çok ker rastlandıgı gıbı mev kılerını ehliyetten ziyade dış gö- rünüş ve opportünizme borçlu kim seler tarafından vvel ,seviyesiz lakırdılara yer vermemesi, dediko- dudan çok memleket davaları üze- rine eğilen, kendi —mesuliyetini kendisi müdrik ciddi — bir gazete olarak, zannedersem, daha ziyade sizin bakımınızdan sayanı tercih olmalıydı. — Bazı tâyinlerde mü' Yetkili olmadıgım gereken iz'ana sahip bulundukları muhakkakta”*”. 6. — Eşim vasıtasiyle Prof. Köp rolü ve kuzinim vasıtasiyle Doç. Aydın Yalçınla sıhriyet rabıtaları na mâlik olmak benim için sadece bir iftihar vesilesidir. Sıhriyet rabıtalarından hare- ketle, benim şu veya bu şahsiyetin idaresinde muhayyel tertıpler için çalıştığımdan - hiç tahmin etme- mekle beraber - şuphelenenler var- sa bu, bir se tezahüründen başka blrşey lamaz İnsanların fikir ve fiilllerini akrabalarınınki- lerin bir işareti saymak, insanın müstakil bır şahsıyetı olabılecegı- ni anlayam “fikir ırkçıların- dan" başka kımseden beklenemez Coşkun Kırca Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Asistanı AKİS, 25 ŞUBAT 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: