3 Mart 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

3 Mart 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN. Evsahipleri Gri-mavi satenden, kadife motifli ve boyundan askılı bir elbise ile sa rışın bir hanım, elindeki fildişi yel- pazeyi sallıya sallıya mütebessim do- laşıyordu. Fakat mikrofonun isleme- mesi gıbı ufak tefek aksaklıklar bu sarısın hanımı fena halde sinirlendi- riyordu. Birkaç kere böyle telaşlı te- laşlı dolaştı, misafirlerin şikayetleri- ni dinliyerek, arzularım yerine ge- tirmeye çalıştı: bu ev sahibesi bayan () ğ Kösedeki, hasır koltuklu şirin o- dada da Beyhan Kırca yanındaki iki sevimli arkadaşı ile beraber, büfede içki dağıtıyordu. İnce bedenini saran siyah saten streples bir tuvalet gi- yinmiş, boynuna mil rengi bir şifon eşarp atarak, arkadan sallandırmış- tı. İki elinde de yüzükler vardı ve bir an bile vazifeyi terketmiyorlar- “Dr. Behçet Uz'un kızı bu büfede servis yapıyordu. Beyaz inci motifli siyah bir saten tuvalet giyinmişti. Büfe, piyango, sıcaktan, kalabalık- tan şikayet işte bütün baloların başlıca meşgaleleri bunlardı. Kenar- da koltuklar vardı, fakat baş köşe- lerı tutanlar buraları bir türlü ter- emiyor, ancak kendi yakınlarına devredıyorlardı. Kalabalık içinde her- kesin telâşı eğlenmek değil, birbirini görebilmekti. Dans bile sanki güç bir vazife idi. Vakıa o dar pistte, o ka- labalıkta ve sıcakta dans hakikaten güç bir vazife idi ama gene de, tek tük dans etmenin zevkini çıkaran etrafa neşe saçacak şekilde eğlenme- sini bilenler vardı. Harıcıye koşkundekı balo Çocukların esirgenmesi de unutulmadı arada sırada, işe mola vererek, ince uzun bir agızlıkla sigarasını ıçıyordu Zaten içki servisi arada sırada, in- kıtaa uğruyordu. Çünkü baloda, içki cidden sudan ucuzdu ve şişeler sık sık tükeniyordu. Hanımlara zor ge- len işlerden biri de bu içki şişelerini açmaktı. Allahtan gönüllü yardım- cılar daima mevcuttu. Beyhan Kırcanın çok yakınında ayakta duran iktisat asistanı Coş- kun 'Kırca; siyasetten bahsediyordu. Profesör Fuat Köprülü de neşeli bir gününde idi, mütebessim, mülte- fit dolaşıyordu. Salonun öbür ucundaki büfede de hoş ve cazip hanımlar servis yapı- yorlardı. Kalabalık ve sıcak çok faz- la idi. Arada sırada portakal suyu içerek kuvvet toplayan bu hanımlar 22 Güzellik Hoşa gitmek için er kadın sevilebilir. Sevilmek, hiç- bir zaman, — büyük bir guzel— lik meselesi değildir, ancak beğe- nilmek, hoşa gitmek için, bazı gay- retler sarfetmek te şarttır. Zayıfla- mak, şişmanlamak, temiz dişlere, iti- nalı ellere, bakımlı bir saça sahip ol- mak, hatta ufak ameliyatlarla güzel- leşmek bugün mümkündür. Etrafı- nızdaki kadınlara dikkat edince- gö- receksiniz ki, ufak bir itina ile der- hal degışıverırler Fakat bu itina de- vamlı olmalıdır, zaman zaman parla mak, guzelleşmek ve şıklaşmak hiç bir şey ifade etmez. Güzellikleri ile şöhret yapmış kadınlar, devamlı su- rette kendilerine bakan, hem de hiç yorulmadan kendilerine bakan ka- dınlardır. Bir gece, — bir toplantıda, sükse yapan kadın çabucak unutu— lur, evinde her zaman temiz, hoş cazıp olan kadın ise hiç akıldan çık— Evde şıklık büyük bir para mese- lesi değildir. Evde giyilecek kıyafet- leri insan kendisi mükemmelen di- kebilir, ev kıyafetleri ucuz ş- lardan yapılabilir, her türlü fantazı— ye müsaittir. Evinde insan, her r tecrübe edebilir, takıp takıştırabılır Evin dekoru ve ev kıyafetleri, bir ka- dının şahsiyetini — gösterir. Geceleri soba başında, çocuklarınızla ye - ko- canızla otururken yeni birşey giyin- mek, güzel olmak — arzusu duyuyor musunuz, sık sık terlik alıyor musu- nuz, İş önlüklerimiz şık mıdır?. Ce- vabınız evetse, siz daıma hoşa giden bir kadınsınız demekti Bir terzinin nasihatleri İnsan yüzündeki, vücudundaki- ha- taları, mümkün mertebe, düzelt- meye çalışır Eğer tamamıyle düzel- temezse, baş vuracağı — birinci çare onları gizlemektir. İşte giyim bilgi- bu sahada, kadınların en büyük yardımcısıdır Görünmiyen bir kusur aşağı yukarı yok demektir. Modanın ve kendisinin kaprislerine kapılma- dan, daima yakışanı seçip giyinen kadınların miktarı pek azdır. Bu hu- susta yapılacak şey, evvelâ kadının kendisim iyice tanıyıp, yakışanı ve yakışmıyanı kestirebilmesidir. Bu her şahısa göre değişir, fakat ana kaideler de mevcuttur. Çok uzun boylular ok uzun boylu kadınlar boylarım aima, geniş kemerler, cepler, büyük yakalar kalabalık kol— yeler, bilezikler, renkli aksesuarlarla, elbisede ampiesmanlar, volanlarla kesmelidirler. Birbirine zıt renklerde bluz ve etekler, enine çizgiler, eko- seler, dallı emprımeler giyinmelidir- ler B yük şapkalar da onlara yakışır fakat bu büyük şapkaların tepesı çok küçük, kenarları geniş olmalıdı Çok fazla uzun boylu kadınların düşmanı şemsiyeler ve elbiselerden sarkan panolardır. Çok kısa boylular M ümkün mertebe kesiksiz, prenses biçimi elbiseler seçmelidirler. Ne elbiselerinde, ne de aksesuarlarında zıt renkler bulunmamalıdır. Çizgiler boyuna kullanılmalı ve enine yapılan bütün teferruatlardan, garnitürler- den sakınmalıdırlar üçük kenarlı, usun tepeli şapka- lar çok küçük kadınlar için biçilmiş kaftandır Elbıselerın beli bir veya iki san- tim- yukardan yapılırsa bacaklar da daha uzun görünür. Şişmanlar Tabii mümkün mertebe, koyu renk- leri seçmelidirler. Yazın, açık renkler içinde, en çok sarıyı tercih edebilirler. Dikkat edecekleri en mü- AKİS, 3 MART 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: