21 Temmuz 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

21 Temmuz 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER. Amiral Rojas ve arkadaşları Korku dağları Esasen şimdi Arjantin'i idare et- mekte olan General Aramburu — ve Amiral Rojas da umumi seçimlere a- leyhtar değillerdi. Bunu mahut ayak- lanma başgöstermeden iki saat Önce umumi efkâra bildirmişlerdi. Aram- buru radyoda yaptığı bir konuşma- da 12 Ekim 1957 de yapılacak se- çimlerden sonra askeri idarenin ye- rini sivil idareye terkedeceğini — Ar- jantinlilere müjdelemişti. Şimdi ba- sın ve halk bu tarihin daha da yalçı- na alınarak seçimlerin yapılmasını istemektedirler. Arjantin'in asker i- darecileri seçimlerin neticesinden e- min değillerdir.. Son ayaklanmalar onlarda seçimler sonunda Peroncu- luğun tekrar hortlaması — endişesini uyandırmıştır. Radikal partinin ikti- darı ele geçirmesi ihtimali de askeri liderleri düşündüren bir başka hu- sustur. Radikallerin programı ile bu- günkü fiil hükümetin takip ettiği politika arasında büyük uçurumlar vardır. Aramburu ve 'Rojas, Arjan— tinde liberal ekonominin şampiyon- luğunu yapmaktadırlar. Radikal par- ti ise memleketi içinde bulunduğu iktisadi sıkıntılardan kurtarmak i- çin tek yol olarak müdahaleci bir ik- tisadi politikaya lüzum görüyordu. Radikalleri destekliyenlerin sayısının çokluğu askeri idarecilerde seçimleri geriye bırakmak, zaruret halinde de nisbi temsil usulune uygun bir seçim yapmak temayüllerini uyandırmıştır. Bu suretle askeri liderlerin fikirleri- ne daha uygun bir merkezi sağcı koalisyonun hükümeti teşkili müm- kün olabilecekti. Geçen hafta gönderdiği bir tamim- le Aramburu, taraftarlarının bu en- 20 bekliyor dişelerini açığa vurdu. Bu tamimde ancak Radikaller — birleştikleri tak- tirde seçimlerin Öne alınacağı açık- lanıyordu. Bu suretle iç vaziyetlerini bir defa daha gözden geçirmek Zzo- runda kalan Radikaller hakikaten üç hizbe ayrılmış bulunuyorlardı. Bun- lardan birincisi Frondizi'nin liderli- ğindeki sol kanattı. Frondizi ve ar- kadaşları köklü sosyal reformlar ar- zu ediyorlardı: Frondizi. taraftarları geçen ay vuku bulan ayaklanmada, diğer Radikaller, isyanı bastırmaya çalıştıkları halde, seyrci kalmayı ter- cih' etmişlerdi;. Zavala Ortiz'in lider- lıgındekı diğer grup da Radikallerin sağ kanadını teşkil ediyordu. Bu iki bizbin arasında Amadeo Sabbatini- nin idaresindeki mutedil grup.yer a- liyordu. Aralarındaki buyuk fikir ay- rılıklarına rağmen bu üç grup Aram- buru'nun ihtarı üzerine — birleşmeye çalışmaktadırlar. —Aralarından bir başbakan adayı — seçmeye muvaffak olurlarsa seçimlere gidilecek ye her geçen günden faydalanan Peroncu- ların kuvvetlenmesine meydan kal- mıyacaktır. Arjantin'in menfaati de bunu icabettirmektedir. Almanya En meşru hak Gecen hafta Almanya'nın en me- sut adamlarından biri de şüphe yok ki, "Avrupa'nın ihtiyar tilkisi" diye anılan başbakan Conrad Ade- nauer'di. Başbakanı bu kadar mesut eden hâdise de Alman Milli Meclisi- nin 166'ya karşı 270 reyle yeni Al- man Ordusuna ait kanunu kabul et- mesiydi. Bu kanuna göre 18 yaşın- dan 45 yadına kadar her Alman, müddeti sonradan tayin edilecek bir devrede askerlik hizmetini ifaya mecbur tutuluyordu. Bu suretle Al- man ordusunun kurulması teşebbüsü muvaffakiyetle neticelenmiş oluyor- du. Kanunun Alman Milli Meclisi ta- rafından kabulünü Adenauer'in Sov- yetlere karşı bir zaferi olarak kabul etmek yerinde olacaktır. Zira şimdi- ye kadar Sovyetler, ellerindeki çe- şitli imkânlara baş vurarak Alman- ya'da bir ordu kurulmasını önlemeye çalışmışlardı. Bu imkânlardan — en mühimi Almanya'nın birleştirilmesi meselesiydi. Ruslar, muhtelif vesile- lerle ancak silâhsız bir Almanya'nın birleşebileceğini ifade etmişlerdi . Bu telkinler bilhassa Alman sosyaliat- leri arasında tesir uyandırmış ve bu çevreler Alman ordusunun kurulma- sının Sovyetlerle — bütün müzakere kapılarını kapayacağı — tezini öne sürmüşler ve kanunun kabul edilme- mesi için sonuna kadar mücadele et- mişlerdir. Gene Alman sosyalistleri- nin iddialarına göre. Alman ordusu- nun kurulması yumuşama temayül- leri gösteren beynelmilel hayayı tek- rar soğutabilirdi. Adenauer ise Al- manya'nın silâhlanmasına lüzum gö- rüyordu. Bunun için sosyalistlerle mücadeleye girifti ve neticede kanun küçümsenmiyecek bir ekseriyetle ka- bul edildi. Kanunun kabul edilmesinden sonra ortaya çıkan mesele şudur: — Acaba Sovyet Rusyanın silâhları azaltma kararından ve — Doğu Almanyadaki kuvvetlerini geri çekmesinden sonra Federal Almanya'nın — silahlanmaya doğru yönelmesi, doğru mudur ve bu karar hakikaten Almanya'nın birleş- tirilmesi meselesinde doğrudan doğ- ruya tesir edecek midir? Ortaya çıkan meseleler lmanya'nın isabetli bir karar al- dığı muhakkakttır. Almanyanın bugün için silâhlanmasını icab etti- ren bir çok sebep — mevcuttur. 1.200.000 kişiyi terhis eden ye Doğu Almanya'daki — kuvvetlerinde — geniş ölçüde tensikat yapan Sovyet Rusya- nın halen silâh altında bulundurduğu asker sayısı bütün NATO devletleri ordularının yekünundan fazladır. Bu rakkama peyk memleketlerin askeri kuvvetleri dahil değildir. Diğer ta- raftan İngiltere askeri masraflarını kısmak tasavvurundadır ve Alman- ya'daki tümenlerini geri çekmeyi dü- şünmektedir. Fransa'ya gelince, Ku- zey Afrikadaki nazik durum üzerine Almanya'daki kuvvetlerini çoktan o- raya nakletmiş bulunuyordu. Hattâ Orta Avrupadaki NATO kuvvetleri- nin komutanı Fransız Mareşali Juin de Afrika meselelerile daha yakından meşgul olabilmek için — NATO'daki vazifesinden istifa edeceğim açıkla- mıştır. Bu şartlar neticesinde NAT nun doğu kesiminde büyült bir boş- luk meydana çıkmıştır. Bu boşluğun doldurulması bir NATO üÜüyesi olan AKİS, 21 TEMMUZ 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: