18 Ağustos 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

18 Ağustos 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T I B Sağlık Hayatı uzatmak Uzun zamandanberi Bogomoletz seromu, Filatov' un plasenta emp- lantasyonu ve Ni ambriyon greflerinden bahsedılmektedır Bun- lar üzerinde birçok çalışmalar yapıl- mış, lehde, aleyhde konuşmalar ol- muştur. Neticeler bazan izahsız kal- mış, bazan olağanüstü neticeler a- lınmıştır. Bugün bu tedaviler Üzerin- deki görüşler ve düşünceler olduk- ça aydınlığa ulaşmıştır.İyi kötü de- neyler birikmiştir. Heyecanlı yazılar kritiklerle — karşılaşmıştır. Son za- manlarda bir çok klinikciler bu ko- nuyu tamamen objektif bir şekilde ele almışlardır. Artık bugün doku ve hücre tedavisi ne demektir? İlmi o- larak bu hususta ne biliyoruz? ne gi- bi harflerde tatbik edilmeleri lazım- dır? Bütün bu sualleri cevaplandı - rabilecek durumdayız. Bogomoletz seromu Hayatı uzatmak — meselesi gençler. ve orta yaşlılar için önemli de- ğildir. Fakat yaş altmışa yaklaştığı zaman iş ehemmiyet kazanır. Bu sı- rada bütün bilgiler artmış, tecrübe- ler çoğalmıştır. Tam bu olgunluk ça- ğında, önce sinsi sinsi ve belirsiz bir şekılde ihtiyarlık proçesi başlar. Git- tikçe tesirini arttırır. Saçlar ve kıl- lar ağarır, deri buruşur. Dişler dö- Bel bükülür. Fiziki mukave- met azalır. Hatıra durgunlaşır. En- tellektüel kabiliyet daralır. İhtiyar- lık öyle bir dönemde insanı sarar ki, artık o kimse, gençliğe has gelip ge- çici zevklerden ve ma hazlardan birşey anlamaz olmuştur. Zor eğlenir ve güç tatmin olur bir hale gelmiş- tir. Olgunlaşmış ve kemâle ermiştir. Bu durumun uzun müddet devamı kendisi ve cemiyet için faydalı ola- caktır. İnsanı gençleştirme konusu uzun yüzyıllar önce sihirli — ilâçlar. tabiat üstü vasıtalar, süt banyoları, köklerle saglanmaga çalışıl- Sonradan daha makül usül- lere ve biyolojik çarelere baş vurul- muştur. Yeni hormon tedavileri bu şekilde doğmuştur. Bu sayede ihti- yarlığın sebeb olduğu birçok sefalet- leri kısmen olsun önlemek, — hayatı daha rahat bir .şekilde sona erdirmek mümkün olmuştur. Sonsuz — hayat konusunda ileri sürülen şarlatanca çareleri bir tarafa bırakarak bu, susta ilim adamlarının neler düşün- düklerini de gözden geçirelim. Gençleştirme ve hayatı — uzatma, konularına ilmi esâslardan emek yâ- renlerin başında hiç şüphesiz Meteh- nikoff gelmektedir. Bu zât "tabiattâ tabiit ölüm yoktur." prensipini ele al- mıştı. Hakikaten bâzı ağaçlar ha- yat kudretleri tükenmeden binlerce sene yaşayabiliyorlardı. Ölmeleri a- rızi bir sebebten oluyordu. Platon'un zeytin ağacı Atina civarında yüzyıl- lardanberi seyyahları gölgesine çek- AKİS, 18 AĞUSTOS 1956 mektedir. Yine de Sokrat'ın çınar agacından daha gençtır Metchnıkoff a nâture de |'homme" adlı kit ihtiyarlığı butun organızma— da dağınık bir halde bulunan kon- jonktif dokunun sertleşmesine bağla- maktadır. Bu doku gelişerek öbür organları ve o organların özel do- kusunu kaplamaktadır. Bu —suretle bu organlar ödev yapamaz bir hale gelmektedir. Metchnikoff un bu fi- kirieri sonradan Kiev tecrübi pato- loji enstitüsü direktörü Bogomoletz tarafından geliştirilmiştir. — İhtilâlci faaliyetlerinden ötürü Sibiryaya sü- rülmüş bir tıp talebesinin oğlu olan Bogomoletz; andokrinoloji üzerinde ihtisas yapmış ve 1937 de Paris de araştırmalarından ötürü altın madal- ya ile takdir edilmiştir. Bogomoletz, 80 asistanı ile beraber,, başında bu- lunduğu modern enstitüde konjonk- tif dokunun tetkikine — başlamıştır. Bu doku vücudda önemli — ödevler görmektedir. Bogomoletz'in kurduğu ekolün düşüncelerine göre konjonktif dokunun beş esaslı vazifesi vardır: 1 - İstinad. destek, dayanak olma: Konjonktif doku bütün, organların ve. bu organları teşkil, eden hücrelerin aralarındaki boşlukları doldurmakta- dır. 2 - Hücre hayatını düzenleme : Konjonktif doku hücrelere, solunum ve sindirim için gerekli — maddeleri getirmek, bir yandan da hücre faa- liyetinden arta kalan dese dediğimiz lüzumsuz ve zararlı elemanları te- mizlemek, toplamak suretile bu işi başarır. 3- Korunma ve savunma: Kon- jonktif doku mikrobik olsun, neopla- zik veya dejeneratif olsun — vücuda vaki olacak tecavüzlere karşı anti- korlar ve hücreleri eritici, cytolyti- gue maddeler hazırlamak suretile organizmayı kor 4 Plastik: Yaralarda ve trav- maya uğramış dokularda nedbeleş- meyi dürtükler. 5- "Acutocatalytigue: Dalaktaki konjonktif doku hücre faaliyetlerini kamçılayan birçok maddeler hazır- lamakta Konjon ktıf dokunun bütün bu faa- liyetleri vücuddaki içsalgı — bezeleri- nin ve başta hipofiz olmak üzere ti- roid ve sürrenallerin tesiri altında- dır. Vücuddaki konjonktif dokunun yolunda ışleyıp 1şlemedıgını kontrol etme moletz bir de test ortaya surmuş bulunmaktadır: Trypan mavisinin 265 solüsyonundan 0.2cc deri içine şırınga edilir. bu boya çabuk emilip — kaybolursa konjonktif dokunun iyi çalıştığını gös terir. Aksi halde yani boya şırınga e- dildiği yerden çabuk — kaybolmazsa konjonktif doku kötü çalışmaktadır. Herhangi bir hastalığa yakalandığı konjoktif dokunun iyi çalıştığını gös- teremiyecek demektir. Bu zaman o kimsenin konjonktif dokusunu dür- tüklemek ve faaliyete geçirmek lâ- zımdır. İşte, serum — antireticulaire cytotoxigue de denilen Bogomolets seromu bu maksadı a hazırlanmıştır. Bu serom, bir kaza sonunda ölen ih- sanların en geç dört saat içinde a- lınan dalak ve kemik ilikleri 2/8 nis- betinde karıştırılarak hazırlanır: Bu dokular: Önce binde dokuz tuzlu suda yani fizyolojik serumda ezilir. Son- ra santrifüje edilerek yağlı kısımla- rı ayrılır. Atlara, eşeklere ve en iyi- si tavşanlara yarısı ağızdan, yarısı damardan 4-5 gün aralıklarla 5-6 defa verilir. Son enjeksiyondan on gün sonra hayvanların seromu alı- nır. Burada açıklanması mümkün olmıyan karışık usüllerle — antikor miktarı titre edilir. Sonra tedavi için deri altı yolundan veya damara kul- lanılır. Bogomoletz'in bu hazırlama tekniği sonradan geliştirilmiş ve da- ha bol antikor ihtiva eden seromlar da hazırlanmıştır. mu bugün insanlarda ve hayvanlar- hastalıkların — tedavisi 1ç1n kullanılmaktadır. Kırıkların — çabuk tutması, her nevi travmalarda, kan- serde, akut ve süregen enfeksiyon- larda, romatizmada, damar hastalık- larında ve psıkozlarda tavsiye edil- miştir. sonuçlar Verdıgı gibi, leşme kabiliyetini dürtükliyyerek fay- dalı olmaktadır. Yalnız bu seromun içinde vücuda yabancı — heterogene bazı albüminler bulunduğunu hatır- dan çıkarmamak lâzımdır. Damar- dan şırınga etmemek, daima deri altı yolunu tercih etmek, kalp has- talarında, böbrekteri rahatsız olan- larda, zayıf ve kaşektik kımselerde bu tedavıden vaz geçmek en doğ Filatov'un doku tedavisi desa tecrübi tıp enstitüsü direk- rü, göz mütehassısı Filatov ta- rafından kullanılan bu terim, canlı fakat sükünet halinde muhafaza e» dilen, gizli ve yavaş bir yaşama du- rumunda bulunan dokuların tedavi amacile kullanılmasını ifade Önce yalnız göz hekimliği sahasında denenmiş, sonradan öbür hekimlik dallarına, deri hastalıkları ve cerra- hi sahasına, nihayet genel hekimlik bölümüne yayılmıştır. Filatov, leke- lendiği zaman hastanın gormesini engelliyen kornea dediğimiz — zarın tamirine çalışıyordu. Kendiliden ön- ce de 1930 yıllarında böyle tecrübe- ler yapılmış, gözün ön kısmında bu- lunan kornea adlı zar çıkarılarak başka hastaların gözlerine — aşılan- mıştı. Fakat taze materyel bulmak her zaman kabil olmuyordu. Filatov bu iş için kadavraların kornealarım kullanmağı düşündü. Bir yandan da ölülerin kornea tabakasını - hemen almanın lüzumlu olmadığını, bu iş için birkaç saat gecikmenin Zararlı olmıyacağını da tesbit etti. Ölülerde gözler sanki biraz daha dünyayı gör- mek isterlermiş ve gördükleri sefa- let ve ıztırap manzaraları yetmemiş gibi, sıfırın altında 3-4 derecede so- ğuk bir yerde mükemmel surette muhafaza edilebiliyorlardı. Bu yen teknikle neticeler çok daha iyi olu— 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: