16 Mart 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

16 Mart 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

C EM stanbul'da, Baruthane adında el- li bin kişinin yaşayabileceği — ilk modern şehrin kurulmasında Emlâk Kredi Bankasına fikir vererek yar- dımda bulunacak olan meşhur İtal- yan mimarı profesör Luigi Piccinoto memleketimize geldi. Elliyedi yaşın- da, son derece şık ve nüktedan bir zat olan profesör, Türk mımarları a- rasında paylaşılaımıyor Roma ve Ve- nediğin baştan aşağı imar planlarını yapmış olan sevimli profesör 1nşallah şimdiye Kadar İstanbul ile uğraşmış diğer mütehassısların akıbetine uğ- ramaz da, tavsiyelerinden istifade edilir. Geçen hafta Kasım Gülek'le Nihat rim aynı tarihlerde Hilton'da yerleştiler, ama bereket versin kar- şılaşma olmadı. İstanbula niye geldi- ği hususunda kendisine sorulan bir suale C.H.P. nin sevimli Genel Sek- reteri gülerek, "Biz herhangi bir ye- re niye geliriz?" diye. cevap verdi» "Dâvalar var". * Hîîrşeyın azaldığı bugünlerde kıt- ık havadisi okumaktan bıkanlara müjde! Memlekette çoğalan şeyler de yar: Bildirildiğine göre, memleke- timizde üç böbreklilikten dolayı ame- liyat olanların adedi son senelerde artmıştır. * n seneden beri milliyetçi Çin'in Ankara Elçiliği vazifesini yapan ekselan e Te-Tsun Brezilya Büyült elçılıgme taym edildi. Bu tayine fena halde canı sıkılan Büyükelçi yaşlı gözlerle gazetecilere verdiği beyanat - Prof. Dr. F.K. Gökay Neşeli bir vali bey 24 İYET ta, "Her Büyük elçi iki sene kaldığı memleketi terkederken bile üzülür. Ya ben oh sene sonra nasıl hissede- rim, tahmin edebilirsiniz!" dedi. Muh- terem elçi teessüründe haklıdır. Zira ünya yüzünde Milliyetçi Çin'in prestijinin Türkiyedeki kadar yüksek olduğu başka bir yer yok gibidir. Balosunda bol vücut seyretmek ve Rock'n Roll müziği dinlemek kabil oldu. Muhalefet partilerinden birinin genel sekreteri ile birlikte baloya gelen sevimli İstanbul Valisi Fahret- tin Kerim Gökay pek neşeliydi. Prof. Tevfik Remzi Kazancıgil ile eşi balo- nun en fazla dans eden çiftiydi, umu- miyetle tatsız geçen Akademi Balosu velhasıl hiç akademik olmadı. Alr(cutten Kazandan adında Ameri- alı bir Ermeni antika koleksi- yoncusu İstanbula geldi. İki buçuk milyon dolar kıymetinde, safirden ya- pılmış dört heykele sahip olan anti- kacı görüştüğü gazetecilere iç çeke- rek, "Antikacılık çok antika bir iş- tir!" dedi. Zengin koleksiyonuna Tür- kiyeden de antikalar toplıyacağını soyleyen Kazanmanın eli boş dönmi- yeceği muhakkaktır. Du seneki Akademı bol çıplak Babıah karikatüristlerine bir hal ldu! Teker teker Arnerikaya göç ediyorlar. Bu işe ön ayak olan Ali Ulvi'nin bir karikatürünü yüz otuz- beş dolara sattığını duyan arkadaşla- rı soluğu Amerikan konsoloshanesin- de aldılar. Sırayla Altan Erbulak, Fi- ruz Aşkın, Ferruh Doğan ve Bedri Koraman'ın Amerika'ya — gidecekleri kat'ileşti. Bu karikatürist hicretine iki sebep gösterilmektedir. Birincisi, kısılan hürriyetler neticesinde hâdi- seleri hiciv imkanının azalmış olduğu: ikincisi ise memleketteki hadiselerin hicive hacet kalmadan okuyucuları güldürecek kadar acayıpleşmesı yü- zünden karikatüristlere iş kalmadı- ğıdır. e ilton'da Cuma günleri çay içmeğe elen sosyetemizin şık hanımları şapka yarışına çıkmış gibidirler. Ki- mi oturak biçiminde — kimi şemsiye bıçımındekı şapkası ile bırıncılıgı ka- zanmağa kendini t addeder Halbuki en çok nazarı dıkkatı celbe- denler şapkasız hanımlarda. Itu Yah- ya, Şaziye İpar, Emel Saka, nka- radan misafir olarak gelen Zinnur Di- rusu, Mefkure Şerbetçi şapka — tak- madıkları halde şık ve güzel olabilen hanımlarımızın başında gelmektedir- ler. * Hlton Otelinin salonları şık hanım- arla dola dursun, üst katlardan bi- rinde polis kordonu altında kendisi- ne gelmekte bulunduğunu geçen haf- ta bildirdiğimiz Suriye siyasilerinden Mikail'e Abdül Muharrem Bey ismin- Osman Kibar Zevkleri inceltiyor de biri daha mülâki oldu. Ayrıca bir- kaç, gazetenin . sonradan yanlış oldu- ğu haberi vaki oldu - bildirdiğine gö- re, birçok tanınmış Suriyeli bize ilti- ca etti. Suriyeden bu siyasi hicret de- vam ettiği takdirde galiba bir müd- det sonra "Beyaz Suriyeliler”den bah- sedilmeğe başlanacak. * irkaç haftadanberi Kervansarayın kapışma gidenler oranın ciridi bi- cili giyinmiş kapıcısı tarafından bü- yük bir nezaketle uzaklaştırılıyorlar. Sebebi nedir biliyor musunuz? Van Hamburg. Bu Alman güzelinin mahareti Strip - tease'i şimdiye ka- dar hiç kimsenin yapamadığı kadar güzel yapabilmesinde. Kervansara- yın sahibi Osman Kibar doğrusu Türk erkeklerinin zevkini iyi bilen bir zat, daha ileri giderek Paris'in en meşhur kabarelerinden birinin bir numaralı strip - tease'i Flora'yı da angaje etmiş. Yakında iki güzel ka- dın karşılıklı soyunma numaraları yapacakmış. Günlerce evvel yer a- yırtmadan Kervansaraya ayak basa- mayanların hali nice olacak o zaman bakalım! Fakat muhakkak olan bir şey varsa, o da strip - tease faaliye- tinin gittikçe şiddetlenmekte olduğu. Sade insan bu orun icra edildi- ği yerlerde oturup etrafa baktığı za- man gayri, ihtiyari şunu düşünüyor: Çıplaklık merakının salgın haline gel- diği diğer memleketlerde ve devirler- de olduğu gibi bizde de vatandaşlar bu merakın estetik icaplarına biraz da kendileri uymağı öğrenseler. Zira eğlence yerlerinde soyunan hatunları hayran hayran seyreden — beylerimiz ve hanımlarımızın kahir ekseriyeti yağdı yemeklerimizin tesiriyle o hal- deler ki, çamaşırlarını değil ya eşarp- larım çıkarsalar felâket olur! AKİS, 16 MART 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: