22 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

22 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİIS'in Yazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli Milletleer Ne Şekilde Hareket Etmelidirler ? ktisadi ve zorlayıcı sebepler ha- riç, hangi seviyede olursa olsun; hiç bir milletin, isteyerek ve bilerek zulüm ve esaret rejımlerını kabul edeceği iddia edilemez, çünkü, ay- vanların bile sevki tabıllerıyle is- yan ettikleri esaret ve zulüm kar- şısında, mahlukatın şereflini ve a- kıllısı olan insanların davranışları başka türlü olamaz. Aksine hare- kete zorlanan milletler ise, netice- de koyun veya canavar sürüsü hali ne gelirlerki, akıbetleri başka milletlerin boyun- duruğuna girmektir. Bir toplum içinde ferdi hürriyet- lerin kısmen kayboluşu, iktisadi ve içtimat kanunlar icabı normaldir; sasen tabiatta mutlak hürriyet dıye bir şey yoktur. Ancak ana hak v hürriyetlerinin tamamının yok _cdi— lişiyledir ki, milletler sürüleşir. İda- reci sınıf'lar türlü politik oyunlarla sürü hahne getırdıklerı halkların içtimai seviyesine göre areket et- tikleri iddiasındadırlar. Ve kendile- ri de sanki o milletten değillermiş gibi, kurdukları istibdat rejimleri— ni haklı göstermek jnaksadiyle söy- le derler; Her millet lâyık olduğu idareye kavuşur Dünyamızın Atom devrine girdi- ği, mesafelerin kısaldığı, 'milletler- arası iktisadi, siyasi ve — kültürel münasebetlerın arttığı bu zamanda herhangi bir millete totalıter re_ıım lâyık görülemez. öyle bir görüş ancak, milletlerin huzurunu kaçırıp dünya sulbünü tehlikeye koymak- tan 1deoloıık fayda uman millet ida- recilerinden beklenir. Şu halde her millet demokratik rejime lâyıktır, Ve bu. tabii bir hakdır lâyık olmak ve hak mak realitede kâfi gelmez; lâyık olunan ve hak edileni elde etmek için evvelâ kuvvetli bir arzu ve a- zim,s O n r adakahramanca mücade- le gerektir. ugün mevcut ve hareket tarzları li garabet arzetmektedirler: İngil- tere, İsveç, Norveç birer krallıktır ama, demokratik idarenin en ileri- sine maliktirler. Arjantin bir Cum- huriyettir, Peron ise memleketi se- nelerce zâlim bir kral gibi işlet- miştir. Nazi Almanyası da bir Cura- huriyettir. Fakat Hitlerin idaresi, Neronun zulmünü gölgede bıraka— rak tarihe mal oldu. Bir tonlumu teşkil eden fertlerin sahıbı bulun- rejimler, — şekil itibariyle hay- XXXVILI şahsi menfaatlarının temini müca- delesini, sınıf menfaatları ile bir- leştirip yürütmeleri ve bu suretle doğacak musibet sınıf şuuru ile de, sınıflar arası nfaatlar çatışma- sını milli şuurlarıyla ayarlayıp yük- seli milli menfaatlar potasında erit- meleri lâzımdır ki, milli ahenk ve tesanüt meydana gelebıl Milli menfaat şu olarak teşekkül etmiş bazı mılletlerde de dikta Trejimleri kurulduğu ve bir müddet yaşadığı gorulmuştur. Al- manya ve İtalya gibi. Fakat bu iki millet de Nazi ve Faşist rejimlerini zorla değil, bilerek ve istiyerek ka- bul etmişlerdir; çünkü buna sebep: Milletlerarası iktisadi menfaatlar kavgasıdır. Yukarıda belirttiğimiz gibi, mil- lt menfaatlarını, fert ve sınıf menfa- atlarının'üstünde görüp milli tesa- nüttü temine muvaffak olan bir mil- letin . demokratik rejim içinde yaşa- ma azmine hiç bir kuvvet engel o- lamaz. Böyle milletler, serbest seçim hakkı elinden alınmadıkça hiçbir zaman dikta rejimleri altında yaşa- mak bahtsızlığına uğramazlar; tesa- düfen veya zorla başa geçmek fir- satını bulan diktatörleri ve rejimle- rini de kısa zamanda al aşağı et- mek imkan ve kudretine maliktir- ler. Mesele, bu milli şuura ulaşmak ve bu azmi elde etmektedir. Bu iş- de, en âcil ve pratik çare: Derhal İlkokul seferberliği yapıp okuma yazmayı, askerlik hizmetinden de üstün tutarak millet bütününün e- ğitim ve öğretimini kısa zamanda tamamlamaktır. Buna muvazi ola- rak da, Millete demokratik rejim şuurunun — uyanmasını sağlamak mücadelesini, , münevver Sınıfın bir haysiyet ve şeref borcu ola- kabul etmesi şarttır. Çoğun- luğu cehlin karanlığında bulunan milletlerin demokratik rejime ka- vuşmaları ancak, münevver, namus- lu ve fedakâr evladlarının memleket idaresini ele geçirmeleriyle imkân dahiline girer. Zeki ve kurnaz diktatörler tara- fından, sınıf menfaatları muvakka- ten sağlandığı ve sırtları her çeşit- ten yalancı vaatlerle okşandığı müddetçe, geri milletlerin demokra, tik rejım 1ç1n e yasama azmi degıl ya, o rejimi arzu etmesi dahi bek- lenemez. Geri kalmış milletlerin, sosyal Kemal YILDIRIM tekâmül merhalelerinde, kanlı veya kansız ihtilâllerle sıçramalar yapa- bildiği görülmüştür. - Buna en mü- kemmel misal: Atatürk'ün önderli- ğinde büyük Türk milletinin başar- dığı devrimlerdir. Atatürk devri inle- rinin hemen hepsinin de, başlangıç- ta kitlelerin tam tasvibiyle karşı- landığını iddia edemeyiz. Bununla beraber, asırlarca cehlin, dini taas- subun, hurafelerin karanlık baskısı altında kalmış milletimizin, asıl cev- herindeki hürriyet ve adalet aşkı- nın hiç bir zaman sönmediği çok ça- buk görülmüştür; devrimlerin ni- metlerinden istifadeye başlar başla- maz anlamıştır ki, asırlar- ca iştiyakla arzuladığı, hasretle bek. lediği fakat, bir türlü ad koyama- dığı sevgilisine artık kavuşmuştur: Cumhuriyet. Atatürk zamanında Cumhuriyet idaresinin tek partili oluşu onun demokratik mahiyetini hiç bir zaman gölgelememiştir; ve Atatürk tam bir demokrat devlet başkanı idi. Zamanında devrimlerin hızı hiç gevşemeden "Muasır millet- ler seviyesine ulaşm parolasına uygun hamlelerle hedef'mıze güven- le yürümekteydik. Büyük Ata, fek parti idaresinin devamını değil 1ste— mek, aklından bile getirmemiştir. Ancak, zaman ve imkân gözetmek- teydi' Onun Türk milletine itimadı sonsuzdu. On iki yıldır devam eden demokratik rejim mücadelemiz, ana hak ve hürriyetleri tahdit, hattâ, yok edici antidemokratik kanunla- rın mevcudıyetıne çeşitli idari bas- kılara rağmen, Atatürkün kurduğu sağlam temeller üzerinde istikbal- den emin olarak yürümektedir. Milletlerin hayatında beş, on se- nelik bir bocalamanın pek. fazla kıymetı yoktur Bu mucadelede zul- mez. Devrimiz, dikta rejimleri kur- mak hevesınde olan gafıllere ergeç hüsran ve hayâl inkisarı getiren; namuslu, Vatansever münevverlere ise, hurrıyet ve demokrasi nimeti bahşeden bir devirdir. Netice olarak diyeceğiz ki; Demokratik rejim içinde yaşamağa azimli milletler. Türk milletinin içinde bulunduğu agır şartlara rağmen yürümekte ol- uğu mücadele metodlarını numune alarak hareket etmelidirler. AKİS, 22 MART 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: