10 Mayıs 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

10 Mayıs 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Politika eçımlerın talihsiz partisi Hür. P. nin şahsen gayet kıymetli bir çok mensubu, devletten vazife talep etmiş bulunuyorlar İnsanlar elb tte ki geçın eğe mecburdur- ve devlet için çalışmanın sa- dece şerefi vardır. Prof. Muhlis E- tenin Başbakanlı Murakabe He- yeti Başkanlığına tâyini her halde bugün yarın ilan olunacaktır. Sa- ten eski İşletmeler ve Ticaret Ba- kanı Avrupa Birliği — hareketinin başkanlığına da, bâzı D. P mil- letvekillerine tercih edile se- çilmiştir. Eski valilerden Safaed- din Karanakçının merkezde, hat- tâ bir Vilâyette vali olarak yeni- den hizmet göreceği kuvvetle söy- lenmektedir. Aynı şekilde, başka Hür. P.lilerin de yakında muhtelif olunmaları bek- lenmektedir imdi esele, rübelerinden — ve dürüstlüklerinden me mleket ancak fayda görür. Bu- nun, 1 kimse- lerin kanaatinin hiç yoktur. son derece mı ni bir harekettir. Politikadan çeki- leceklerine göre iltica ettikleri şüphesi iyiniyet sahibi hiç kimsenin hatırına gelmeyecektir. Ne var ki onlar da, devlet hizmetinde, politi- ka yaparken tenkit ettikleri zih- niyetin temsılcısı, yahut âleti hali- ne düşmekten kendilerini dıkkatle korusunlar, tasvip etmedikleri tu- tumları benimsemesinler. Ayıp olan, bir yandan politika içinde kalırken, diğer taraftan kudret sahiplerine yanaşmak — ve siyasi kanaatleri satmak suretiyle geçim yolu sağlamaktır. Kudret sahipleri ıhtırasları politikayı bı- rakamaya: kadar kuvvetli olan. fakat karakterlerı sıkıntıya kat- lanamayacak derecede zayıf bulu- Prof. Muhlis Ete ve Ötesi nan talihsiz rakiplerini kullanma- yı dalma ıstemışler denemişler ve zaman zaman vaffak da olmuş- lardır. Cemiye in “"dönek" — diye damgaladıkları sadece ve sadece bunlardır, bu tıplerdır Yoksa Muh- lis Ete gıbı bir sabık Bakan el- çilik, —Murakabe heyetı başkan- lığı, ya da başka bir vazife kabul etmiş.. Niçin etmesin? Siyasi ka- naat ayrılığı devlet hizmeti gör- memeyi gerektirmez. Gerektirsey- di, kısmı azamı Muhalefeti tutan memurların — işlerini derhal te ketmeleri icap ederdi. — Mesele devlet hizmetiyle Siyasi kanaat a rasında bir mesafe bırakabılmek ve bu ikisini birbirine — karıştır- mamaktan ibarettir. Son senelerde "Öteki tip"ler biraz fazla mik- göründü lere çıkanlar ara- mızda — yaşadık- temiz Hür. P. lilerin ha- heket tarzı şüphe- siz yadırganacak- tır. Yadırganma— ması — lâzımdır hiç kimse için, mutlaka politika hayatında kal- k mutlaka uygun çecektir. İş ki, o yolda yururken üçülmesin, boyun eğmesin, hep- sinden muhımı prensıplerınden fe- da etmesin ve icap ederse çekil- mesını bılsın Halkçısı için de böy- ledir, Hurrıyetçısı için de, Millet- çısı için de, hattâ mokratı i- de. Mühim lan şu veya bu partiden olmak değil, bu milletin çocuğu oldugunu bile- rek, bu milletin hizmetine ih- tiyacı olduğunu bilerek hizme- tini arz etmektir. Faal politikayı bıraktınız mı, hususit hayatınıza dönersiniz. ve hususi hayatların tanzimine — biç kimsenin müdahale hakkı yoktur. Ma kalenin muhtevasını çok kısa zam içinde büt Hukuk Fa- kultesı talebelerı ogrendıler Az son- Unıversıtenın mermer ve kemer- ındaki müvezzide ve Beyazıt- bayilerde Cumhuriyet ga- zetesı hergunkunden çok daha ön- tükendi. kale sadece Hukuk Fakultesınde değıl bütün Turkıyede hayretler içinde okunacak bir mahi- yetteydi. n makalesinin adı, "Ku- balı hakkında Senato kararının hu kuki tahlili" idi. Aslı da Uç makal den ıbaret tetkik mahsulü bir yaz iki numaralısıydı. Sabık Sıyasal Bılgıler Fakultesı Doçenti bu sında kısaca, Kübalıya Senatoca bır talebe cezasının tatbik edildiğini an- latıyord Genç ilim adamına çeşıtlı bakımlardan insanı hayret— en e düşüren aşikâr bir hata karşısındaydık Kubalı hakkında Se- nato kararında zikredilen "Unıver— site Disiplin Yonetm eliğine müste- niden" kaydı bir saçmalık ornegıydı Zira Unıversıte Dısıplın Yonetmelı - ği diy talimatname yok! Kas- tedılen İstanbul Unıversıtesı Ogrenı- cisi ısıplın Yönetmeliğiydi."Sena- to, verdiği cezayı hukuka aykırı su- rette bir tebliğle yayınlamak ci- hetıne saparken, halk efkârının ko- layca tesbit edebileceği bir ha tayı, yani İstanbul Üniversitesi Öğrenici Disiplin Yönetmeliğinin bir profesö- re tatbik edildiğini belli etmemek için, talımatnamenın başındaki "Öğ- renici" kelimesini atmıştı. Profesör- lere tatbik edilecek başka herhangi bir disiplin talimatnamesi de mevcut değildi. Bir hocaya, talebe talımatnamesı tatbik etmek! Buna gülmemeye ha- kikaten imkân yoktur. Gelen sükünet na rağmen talebeler bu hafta önü mu zdel kı ılk dersı_nde yapmamaya Şüphe yok ki gene salonu dolduracaklar ve Kubalıyı "hararetle alkışlıyacaklar— dı. Profesörün kendilerini sükünet! davet edeceğini de biliyorlardı. Bu davete ıcabet edecekler ve olgunluk- larım sadece İktidara — değil, kendi Fakültelerinin yönetim kuruluna da bildireceklerdi. Maamafih, yönetim — kurulunun hareket tarzında da bir selâh vuku bulmuştur. Son günlerde İstanbul Unıversıtesındekı hava oldukça de- ğişmiş, müsbet gelışmeler kaydedil- miştir. Umumi arzu adıselerın bir an önce kapanması ve İstanbul Üni Farkedilen ha- llar aranma akta- tahkikata Yon tim retmıştır Böylece, talebelerden şŞİ- etçi bazı profesö eka rın, an Prof Hıfzı Tımur ile O f. Sul- hi Dönmezerin, davacı hem de hâkim olmaları gibi garip ve gayri AKİS, 10 MAYIS 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: