10 Mayıs 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

10 Mayıs 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Muğlalının arkasını okşıyarak "Muğ- lalı sarkın kralıdır, ben onun burada bulunması sayesi inde — müsterih ve rahat uyuyorum" demiş, İnönü Van- da Muglahnın koluna gırmış Bü- tün bunlar "Dilek raporu"na göre İsmet İnönünün hâdiseyle alâkasının "her türlü şüpheden Vareste" delil* lerıdır' Fakat mazbata uharriri, u "şüpheden vareste delıller e rağ- men eski Cumhurbaşkanını mesul addetmenin imkânsızlığını görünce raporunun asıl talihsiz formulunu keşfetmiştir. "Dilek raporu"na göre uçlu sanılanların muhakemesiz Ööl- durulebıleceklerıne ye bunun hiç bir takibe tabi tutulmıyacağına, icabın- da böylesine hareketin hattâ vatani vazife sayılacağına dair — Muğlalıda mevcut zihniyet temelini, Tek Parti. Tek Şef düsturunun imkânlarından almaktadır. Tek partinin lideri ve Türkiyenin şefi ise İsmet İnönüden başkası değildir. Bu talihsiz formül, İsmet İnönü- nün üstünde topyekün bir devri le- kelemek gayesi güttüğünden şiddet- li reaksiyon doğurmuştur. İnönünün durumu Mıllı Mücadele yıllarından İktida- rın D. P. ye devredildiği güne kadar geçen devrin hayatta bulunan tek selâhiyetli mümessili ve bu de rin, bazan o devre mesuliyet deruh- te ederek katılmış - olanlara dahi müdafii olan İsmet por kendisine verildiğinde meseleye, belki de lüzumludan fazla bir ehem- miyet atfetti. Derhal arkadaşlarım topladı ve onlarla bir kaç gün süren istişarede bulundu. Şahsına karşı yoneltılen ithamın üstünde pek dur- uğu yoktu. Ama, Atatürkün Cum- hurbaşkanlıgıyla başlayıp, kendi Cumhurbaşkanlığıyla biten devrenin kirletilmesine göz yummaya niyetli" değildi. İnönünün o mevzudaki has- sasiyetini bilenler, raporu — Mecliste karşılamak üzere hümmalı bir faali- yete geçtiler. "Dilek raporu"nu ta- lihsiz bir rapor olması, işi kolaylaştı- racaktı. Bilhassa Faik Ahmet Ba- rutçu ve Turhan Feyzioğlu hazırlığa giriştiler. Üstelik hâdisede — C.H.P. nin son derece lehinde bir nokta var- dı. 1950 ve 1954 de reyini D. P.ye vermiş olan Van, bu defa Büyük Meclise C.H.P. li temsilciler yolla- mıştı. Bu, Van halkının 'senelerden beri Ismet İnönü aleyhinde istisma- ra çalışılan bir meselede istismarcı- lara verdiği en mukni cevaptı. Özalp hâdisesi feci bir hâdiseydi. a met İnönünün böyle hâdiselere asla müsait olmayan bir rejimi, Demok- rası re]ımını elleriyl açmış bulun- ındaki nayı Vanlılar mükem- lâyık ta- rafın hangisi olduğunu bildirmiş- lerdi. "Dilek raporu"nun müzakere- sinde, Vanın temsilcileri elbette ki bu hususu belirteceklerdi. Fakat bu haftanın başında C. H. P. de gördü ki, "Dilek raporu" üze- rinde umumi etkar bir nebze durma- yı, hâdisenin mahiyetini anlama ba- kımından kâfi bulmuş ve geçip git- miştir. Buna rağmen İnönü, hâdise- leri Tarih bakımından mütalâa etti- ğinden, mesele Meclise gelirse vazi- yet almayı hâlâ duşunuyordu Doğ- rusu istenilirse - bunu teki C. iler de hararetle edıyorlardı Zıra Genel — Başkanın sesim — böylesine —haklı ve kuvvetli bulunduğu bır meselede duyurması- nı parti bakımından faydalı sayıyor- lardı. "Dilek raporu", bu haftanın için- de İnönüyü biraz daha yükseltmişti. Bir memlekette Demokrasiyi i an- cak kendisine güvenen, — mazisinde leke bulunmayan» sevabı günahına arzu — HÂLA MI GÖREMİYORSUNUZ?. nazaran bin misli çok, her hücuma, her isnada mukavemet İçin. kâfi si- lâha sahip insanların gerçekleşti- rebilecekleri hakikati yeniden orta- ıyor ve İnönünün asırlardır her teşebbüs edenin sonradan caydı- ğı bir işi niçin sonuna kadar götüre- bildiğinin sırrı açıklanıyordu. De- mokrasinin "hesa vermekten çe- kinmeyenlerin kârı" olduğu bir de- fa daha anlaşılıyordu Menderes faktör âdise — bu haftanın ortasında, ("Menderes faktörü"nün — vaziyet safhaya — girdi. almasıyla yeni bir P. G Başkanı kinlerine esir bır insan olmadıgından hususi gaye- ler gütmüyordu. Üstelik, bütün bir Cumhuriyet devrim — emsal yoluyla kirletmeye, itham altında bırakma- ya gayret etmenin umumi efkârda çok fena karşılanacağından emındı Nihayet İsmet İnönünün Meclis m zakerelerinde kahhar bir zafer kaza— nacağından şüphe etmemek İlâzımdı. halde? Haftanın ortasında, herkes bek- lerken "Dilek raporu'nun gündeme alın 1 Menderesin tesirine at- fedildı 1951den 1954'e kadar uyutu- lan meselenin yemden uykuya yatı- rılması pek âlâ kabildir.. Ama bu sefer, P. işi deşebılır Her hal- de yapılacak en iyi şey, umumi he- heyetin ,raporu komisyona iade et- mesi Tâli komisyonun raporu- na uygun bir başka raporun sükü- netle, tabii biraz tuz ve biber katı- larak Meclisten geçirilmesi, — tadsız ve faydasız, memleketteki akisleri bakımından zararlı meselenin böyle- ce kapatılmasıdır. Olacak olan da, buna pek benze- C. H P. İnkılâpların bekçisi Bu haftanın başında C. H. lile- rin pek çoğu, Parti Mechsının teblıgınden memnundu. â, hal- kın asıl üzerinde rduğu iktisadi vaziyet ve sıkıntılar ciddiyetle ele alınmış, bunların bir zaruret değil. İktidarın hataları neticesi doğduğu belirtilmişti. Bu görüş, halkda mev- cut inanca uyuyordu. O bakımdan, yerinde bir teşhis ve dogru bir taktik sayılabilirdi. Hakikaten, geçen haf- tanın son günü toplantısına başlayan Parti Meclisinde başlıca iki meselenin üzerine eğilinmişti: İktisadi vaziyet ve baş kaldıran irtica. Delegeler, iki meselede de ziyet alınması lüzu- munda ittifak ettıler Buna mukabil, şöyle bir konuşulan Özalp hâdisesi teblıgde zikre değer bulunmadı. Bu da doğru bir teşhisti, halk o mese- leyle hakikaten alâkadar değildi. İrticanın kıpırdanmaları bahsin- de C.H.P liler hassas davrandılar. Dar partizan mülâhazalarla "karış- mamak" tezi, böylece alaturka kur- nazlık yapmak merakı galip gele- bilirdi. Takat bunun C.H.P. ye nasıl

Bu sayıdan diğer sayfalar: