12 Mart 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

12 Mart 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Partiler Saflar alınırken Bitirdiğimiz haftanın ortasında bir gece başkenti ılık bir bahar rüzgâ- rı yalarken, saatlerin 32.50 yi göster- diği bir sırada Y.T.P. nin Hür. P. den müdevver Genel Merkez binası- nın antresinde biri usun boylu, biri kısa boylu iki adam şakalaşıyorlar- dı. Uzun boylu âlâmerikan tavırlı kır saçlı adam, kısa boylu arkadaşı- nın Sırtını yavaşça okşadı ve sonra gülerek — Joint emen -birleşik kuvvet- lerle- çalışırız" dedi. İki adam ağırca açılan kapıdan dışarıya çıktılar. Uzun boylu, kır saçlı olanı güle- rek kendisini karşılayan basın men- suplarına göz kırptı ve: — Gidiyorum, ben" dedi. teciler sordular: "— Partiden mi?" Y. T. P. kuru- cularından Profesör Hikmet Belbez bu defa kesik bir kahkaha attı ve su- ali cevaplandırdı: " —Yok canım, ye.." Hâdise Y.T.P. Genel Merkez bi- nasında yapılan kurucular toplantı- sının hitamında cereyan etti. O gece toplantıdan çıkanların yüzlerine dik- katle bakanlar içerde son derece gi- rift olayların cereyan ettiğini, ancak bunların biç birisinin su yüzüne çık- madığını anladılar. Nitekim Belbezle Alatlıdan pek az evvel Y.T.P. nin kudretli adamı olarak bilinen Yusuf Azizoğlu müstehzi bir ifade ile kapı- da görünmüş ve gazetecilere gülüm- seyerek: "— Eh! partiyi size bırakıyoruz" demişti. Toplantı saat 20'de başladı. O gün Y.T. P. Meclis Gurupu fırtınalı geçe- ceği tahmin edilen bir oturum yap- mak kararındaydı. Hele son kanuna karşı görünen ve Y.T.P. içersinde seçimlerden bu yana Alican - Aybar ikilisi ile mücadele eden 34'e yakın senatör ve milletvekili tam hazırlık- ui, Grup odalarına çıkmışlardı. An- cak karşılarındakilere nazaran poli- tika çemberinden daha fazla geçmiş Alican - Aybar kliği bir mukabil ta- Gaze- sadece ( İsviçre- tek millet- Böyle- destekleyen gruptan bir vekili o gün Meclise gelmedi. Zengin tuhafiye çeşidi Yeni KARAMÜRSEL 'de AKİS — 171 AKİS, 12 MART 1962 ce Grupun toplanmasının fiilen im- kanı kalmadığı gibi, toplansa ( bile karşılarında mücadele edecek bir kuvvet bulunması da imkân harici kı- lınmıştı. Toplanmayan Y.T.P. Grupundan çıkan Alican düşmanı milletvekille- ri, kısa zamanda Meclis koridorları- na dağıldılar. Küçük kümeler halin- de sağda soda kağ alara girişti- ler. Bu arada T.B.M.M. üyesi olma- yan bir a yetkilisi koridorda muzaffer bir kumandan edasıyla do- laştı durdu ve küçük gruplar ara- sında mekik dokudu. Bu İrfan Ak- suydu. Halinden son derece memnun- du ve gözlerinde zafer kıvılcımları rdı. Ekrem Alican Rest/ Politikanın namusu Bu arada bilenmiş bıçaklarla Gruba gelmiş ve hızını alamamış Y.T.P. li milletvekillerinden bazıları koridor- larda sözlerim dinletebilecekleri bi- risini yakalayıp yana yakıla içlerini döküyorlardı. Bunlardan en ateşlisi, işin başından beri Y.T.P. nin müfrit kanadında görünen Turhan Bilgindi. Bilgin şöyle diyordu: "— Politikada namuslu olmak ve inandığını savunmak zamanı gel- miş, hatta geçmiştir. Y.T.P. içinde düşündüklerinin aksini söyleyen, i- nandıklarının tamamen zıddını sa- vunanlar kendilerini belli ettiler. Par- ti olarak ne yapacağız, ne yönde ha- reket edeceğiz, bilemiyoruz! Bu sa- dece bizleri değil, bütün parlamento- yu üzen bir vakıadır. Meseleleri açık- ça ortaya koyalım, tartışalım, De- YURTTA OLUP BİTENLER mokrasinin icabı, çoğunluğun fikri- i içinde başlangıçta muzaffer bir edaya bürünen grupu, o gece küçük bir sürpriz bekliyor- du. Taktikçiler Aybar - Alican ikilisi partinin için- deki karışıklığa son verebilmek için en tesirli çareyi günlerdir aramakta ve plânlar hazırlamaktaydılar. Kurtu- luşu tüzükteki lastikli bir (omaddeye dayanmakta bulan ikili, hemen ku- rucuları toplantıya çağırdı. lar icap ederse Genel İdare Kurulu- nu ve Haysiyet oDivanım feshedip parti içinde büyük bir temizliğe giri- şebileceklerdi. Toplantı Genel oMer- kezin ikinci katında, sağ tarafa rast- layan salonda oldu. Alican kurucula- ra durumu açıkça ve kendine has ke- sik cümlelerle hiç bir heyecan ese- ri göstermeden izah etti. Neden meş- hur kanunun altına imza koyduğu- nu, neden bu şartları kabul ettiğini, neden bu tarz bir politika takip edil- mesi mecburiyetinin varit olduğunu anlattı. Daha sonra da yapılması gereken işlemi bildirdi. Yapılacak iki iş var- dı: Ya bu hava içinde parti devam ettirilir, durum seçmene anlatılırdı veya karşı tarafa serbest hareket e- debilmesi için bütün imkânlar tanı- nırdı. Karşı tarafın evet demesine im kân olmadığı çabuk anlaşıldı. Öyle ki, meselede çıbanbaşı olarak görü- len Halit Zarbunla Cevdet Gebeoğlu alınan ifadelerinde bunu açıkça be- lirttiler. Zarbun ve ideal arkadaşı müfrit- lerin elebaşları sayılmaktaydı. Nite- kim Alican ve Aybar ikilisi tarafın- dan yapılan istihbarata göre müfrit lerin toplantıları Zarbunun o evinde yapılmaktaydı. oKurucuların önüne çıkarılan iki müfrit Y.T.P. li kanaat- lerini açıkça ifade ettiler ve Y.T.P. nin artık aktif bir politika takip et- mesi gerektiğine kaani bulundukları- nı belirtmekten kaçınmadılar. Müfrit grupun sözcüleri, huzuru teinin sa- yesini güden kanuna muhalif olduk- larını beyan ettiler ve Y.T.P. li seç- menin de kendileriyle aynı fikirde ol- duğunu bildirdiler. Onlar ve başında bulundukları grup, Y.T.P. nin kendi- ni kurtarmak mecburiyetinde olduğu- na imân ediyorlardı. Üstelik artık or- dunun da politika ile ilgisi kesildiği- ne göre taviz vermenin hiç bir hikme- Peşinde taksitde tenzilât Yeni KARAMÜRSEL'de AKİS — 172 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: