12 Mart 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

12 Mart 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Haftalık Aktüalite Mecmuası Yıl: 8, Cilt: XXIII, Sayı: 402 P. K. 582 Ankara dare: Rüzgârlı Sokak No: 15 Rüzgârlı Matbaa Tel : 10 61 96 Başyazar Metin Toker AKİS oo Neşriyat Ltd. Şirketi adına imtiyaz sahibi ve Müessese Müdürü Mübin TOKER Yazı iŞlerini filen idare eden Mesul o YAzlişleri o Müdürü Kurtul ALTUĞ Karikatür: TURHAN Fotoğraf : Hüseyin EZER Associated Press Türk Haberler Ajansı Klişe : Doğan Klişe Bu mecmua Basın Ahlâk yasa- sına uymayı taahhüt etmiştir Abone şartları: 3 aylık (12 nüsha) : 10.00 lira 6 aylık (25 nüsha) : 20.00 lira 1 senelik (52 nüsha) 40.00 lira İlân şartları: Santimi: 20 lira 8 renkli arka kapak : 1.600 TL. İlân Dişleri: Telefon : 106196 Dizildiği yer : Rüzgârlı Matbaa Basıldığı yer: Milli Eğitim Basımevi FİYATI: 1 LİRA Basıldığı tarih: 11-3-1962 Kapak Resmimiz Sahir Kurutluoğlu Direksiyonda Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları, Bu haftanın başında her şey gösteriyordu ki, Türkiyede hakikaten ye- ni bir devre başlamaktadır. Askeri ihtilaller devrinin kapandığı an- laşılmaktadır ve başta Başbakan İsmet İnönü, Hükümet kollarım sıva- maya e emi Yeni NE va neticesi, ea sıvadığımızda başa alâkalı olacaktı Ss im hafta, zerine büyük dikkatle durulacak iki “çalışma ör- Aramızda a iki halde de, devletin büyük zarara e üairilil görülmekte. Ancak, ge- ne her iki halde görülen bu zararlara menfaat kaygısına kapılınmaksı- zın, hatta bir tanesinde -gemi işinde- tam aksine, en iyi niyetler, en ha- lis düşüncelerle yol açıldığıdır. "Ucuz etin yahnisi yavan olur" sözü bi- zim bir kendi sözümüzken, bu yandan kırtasi mecburiyetler, diğer taraf- tan on yıl süren bir vurgunculuk devrinin aşırılıkları ve o ölçüsüzlükleri devlet işlerinde bir kaç kuruş kazanılacak diye milyonların heba olma- sına sebebiyet vermektedir. İS, eski Ticaret Bakanı Mehmet Baydur ile alâkalı bir Meclis Tah- kikatının açılmasına karar verilince bu İşi dört başı mamur şekilde oku- yucularına duyurmak zaruretini hissetti. Doğrusu istenilirse, meselenin ne olduğu hemen herkes tarafından kulaktan dolma bilinmektedir ve Bonn Büyük Elçisinin geri alınmasına yol açan iş -zira Baydur hakkın- da Meclis tahkikat açıldığına göre elçilik sıfatı üzerinden alınacaktır- çok tarafıyla meçhuldür. Ama, hikâyenin asıl alâka çekici tarafı hadi- senin gelişme tarzı, ta M.B.K. İdaresi devrinden başlayan ihbar ve soruş- turma faslı, bunun tahrikçileri ve savunucuları, Basında ortaya atılma- sı, işe adı karışan şahsiyetler ve bahis konusu firma ile onun sahibinin' hüviyetidir. Bir AKİS ekibi başkentte çeşitli kimselerle temas ederek işin esrarını polis hafiyeliğini andıran bir çalışma sonunda aydınlığa çı- kardı. kuyucularımız, YURTTA OLUP BİTENLER kısmımızdaki bu “Meelig” başlıklı yazıda tamamiyle tarafsız bir hava bulacaklardır. AKİS hiç bir hüküm vermemekte, sadece hadiseleri gözler önüne ser- mektedir. Hükmü herkes, kendi vicdanında ve tabii yazıyı değerlendir- mek suretiyle verecektir, n bu hafta, bütün tafsilatıyla ele aldığı ikinci “tipik mesele" İstanbulluları, bilhassa İstanbulun"karşı kıyı" sakinlerini birinci derece - e alâkadar etmektedir. Bu kış kıyamette halk, iskelelerde vapur bekler- ken, vapurlar da havuzlarda beklemektedirler. Şehir Hatlarına ait bir çok gemi kızaktadır ve sadece bir kaç günlük seferden sonra bozulmuşlardır| Böyle bir skandal hiç bir yerde görülmemiştir. DENİZCİLİK kısmımızda yer alan yazıda, belirtildiği gibi, en iyi niyetlerle ve bir takım nüfuz ta- cirleriyle uğraşılarak girişilmiş bir işte varılan bu hazin netice ne kadar esef uyandırma yeridir. Ama uyanan esef, yaz kış azap çeken İstanbulun "karşı kıyı" sâkinlerinin dertlerine bir deva teşkil etmemektedir. Bir devrin hükümetinde şaibeli iki zıt cereyan olunca, devletin iyi niyet sa- hiplelerinin elindeki mekanizmasının nasıl şaşkın hale geldiğini bu vakadan aha iyi hiç bir şey gösteremez. Ankarada bir AKİS ekibi "Baydur Hâdisesi"ni incelerken İstanbul- daki AKİS temsilcisi "Gemi Hâdisesi'nin peşine düştü ve işi aynı başarıy- la çıkardı. "Siparişler" başlığım taşıyan yazıdan elde edilecek ders, bu çeşit ihalelerde en ucuzdan ziyade en muvafık üzerinde durmak gerek- tiğidir. Ancak bu tarz hareket, kendine güvenen ve hakkında laf bulun- mayan hükümetlerin, iktidarların girişebilecekleri bir lükstür. İnsan, "Siparişler" yazısını okuduğunda o gemilerin siparişi gibi bir işin nasıl olup ta tezgâha konulabildiğini ve bir koca devletin böylesine çürük mal- lara neden avuç dolum döviz ödediğini kendi kendine hayretle sormakta - "Gemi Hadisesi" de, tam tarafsız bir hava içinde hikâye edilmekte- dir. Zaten onda bir kasti yolsuzluk, hususi menfaat endişesi kokusu hiç hissedilmemektedir. Ama onda da bir takım günahkârların, daha doğru- su günahkârlıkların mevcudiyeti kendini hissettirmektedir. Tıpkı "Bay- dur Hâdisesinde olduğu gibi o konuda da okuyucularımız hükümlerini bizzat vereceklerdir. Saygılarımızla (oOAKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: