14 Mayıs 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

14 Mayıs 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rin belirmesine sebep olmuştur. "Ziya- desiyle mâruf taktikler"in yeni tat- bikçileri ise, adları, öğrenci meselele- riyle uğraşanlar için hiç de yaban- cı olmayan kimselerdir, "Ustam öldü, ben satarım..." Türkiye Milli Talebe Oo Federasyonu Kongresinin 16 gün sürüncemede bırakılmasının ve suyun altında dönen oyunların hikâyesi bir telefon muha- veresiyle başladı. TMTF Kongresinin ikinci gününde Başkanlık için aday- lığını koyan tarafsız Oktay Ertür, Orhan Sakarya adında birinin kendi- sini telefonla aradığını öğrendi, o ve bırakılan 44 23 27 numaraya telefon ederek Sakaryayı buldu. Ali Baba Otelinin 210 numaralı odasında kal- makta olan eski MTTB Başkanı Orhan Sakarya, esrarengiz ve kendisine has tavırlarla Ertüre TMTF Başkanı seçil- mek isteyip istemediğini sordu. Ertür gülümsedi ve sorunun yersiz olduğu- nu, Zira eğer seçilmek istemese aday- lığını koymıyacağını bildirdi. ya başını sallıyarak, eğer seçilmek istiyorsa mutlaka Ankaradan gelen "arkadaşlar"ın oylarını alması gerek- tiğini belirtti. Bunun üzerine ,Sakar- ramatik bir tavırla, bir lik" teklif etti. Ankaradan Kongresine gelen delegeler Sakarya- tun "gözlerinin içine" bakıyorlardı. Eğer Ertür, Sakaryanın "teklifleri"- ni kabul ederse, Ankaradan gelen "ar- kadaşlar", Ertüre oy vereceklerdi. Sabırlı bir Kimya öğrencisi olan Er- tür, Sakaryayı dinledikten sonra, "tek liflerinin neler olduğunu sordu. Sa- karya, yüzünde muzaffer bir gülüm- seme ile "teklifler"ini sıraladı. o Baş- ta, "Siyasi Af" aleyhine beyanat ve- rilmiyecekti. TMTF İkinci Başkanlığı için ise Sakaryanın göstereceği o bir "Ankaralı arkadaş"ın kazanması i- çin çalışılacaktı. Nihayet, üçüncü şart de, Genel İdare Kurulu için yine Sakaryanın göstereceği adaylar des- teklenecekti. Sakarya, bu tekliflerin, Adalet Partisi Genel İdare Kurulu- nun isteği olduğunu esrarengiz bir tavırla ima etti. Sabırlı Kimya öğrencisi o içinden bir lahavle çekerek, Sakaryaya bu tekliflerin ipe sapa gelir şeyler olma- dığını anlattı. Adalet Partisi mesele- sine gelinde, soğukkanlı Ertür, "hiç- bir, partiye mensup değildi." Ertürün teklifleri reddettiğini gören Sakarya hafifçe sarardı ve Ertüre "o halde seçilemiyeceksiniz" dedi. Kimya öğ- rencisinin cevabı sâdece, omuzlarını silkmek oldu Sakaryanın -halen Ulaştırma Ba- kam Cahit Akyarın Özel Kalem Mü- dürüdür- eğlenceli teklifleri (böylece reddedilince, hiddetli ve nevzuhur A. P. li kongreyi "sabote" etmekten baş- AKİS, 14 MAYIS 1962 Alp Doğan Şen Egzanirik bir adam ka çıkar yol Olmadığını, Ankaralı "arkadaşlar"a açıkladı. Taktik şuy- du: Kongre mümkün olduğu kadar oyalanacak ve sürüncemede bırakıla- caktı. Böylece "Ankaralı arkadaş- lar" da, delege sıfatıyla alacakları gündeliklerle İstanbulda keyiflerine bakmış olacaklardı. Kime oy verilece- ğine gelince, Sakarya, Ali Baba Ote- linin 210 numaralı odasında şu esp- riyi yaptı: "Sophia Loren'e verirsiniz, canım.." Ankaralı arkadaşların keyiflerine diyecek yoktu. "Ankaralı arkadaşlar.." Nitekim, "Ankaralı arkadaşlar", T MTF Kongresinin ikinci günü, hazırlanan plân gereğince bir teklif öne sürdüler. Efendim, İstanbulda o- tellerde kalıyorlar ve (o lokantalarda yemek yiyorlardı. o Verilmekte olan 18 liralık yevmiye azdı. Bu yüzden de 25 liraya çıkartılması "Umumi heyetin yüksek tasviplerine arz olunu- yor"du. "Ankaralı arkadaşlarım tek- lifi TMTF 17. Büyük Kongresinin de- legeleri arasında doğrusu bir hayli rağbet gördü ve teklif kabul edilerek, yevmiyeler 25 liraya çıkartıldı.. Bir delege, "Yahu, mebuslar gibi, ilk işi- miz aldığımız parayı yükseltmek ol- du" diye oturduğu yerden söylendiyse de "Ankaralı arkadaşlar" tarafından ağzının payı verilerek susturuldu. Yevmiyelerin 25 liraya çıkartılma- sı üzerine "Ankaralı arkadaşlar" a- ğızları kulaklarına vara vara taktiğin YURTTA OLUP BİTENLER ikinci safhasını tatbike koyuldular. lenmek haklarıydı. En iyisi lüzumsuz konuşmalar yaparak kongrenin uza- masını teminetmekti. Böylece ohem "Orhan ağbi"nin dediği olmuş olacak, hem de keyiflere bakılacaktı. İpe sapa gelmez takrirler ve tak- rirler niteliğindeki konuşmalarla tat- bik edilen taktik, seçimlerde de devam etti. "Ankaralı arkadaşlar"ın gayret- leriyle Başkanlık seçimleri için (o 23 tur yapıldı, ve Ertürün gerekli ço- gunluğu sağlamasına 5 oy ile mâni olundu Sadık ağabey, No : 2 Sakaryanın temasları devam Oo eder- ken, Ankaradan yeni bir "takviye ekibi" gelerek, TMTF m pos- tu serdi.'Bunlar, A. P. "genç" milletvekillerinden Ordu " Milletvekili Sadi Pehlivanoğlu ve Diyarbakır Mil- letvekili Alpdoğan Şendi. Ziyadesiyle meşhur Ali Fuad Başgilin koluna gi- rerek resim çektirmekten nedense pek hazzeden Pehlivanoğlu ile egzant- rik fikirli Alpdoğan Şen, Sakaryanın, Oktay Ertürden "iş çıkaramadığını" görünce, nisbeten daha yumuşak tabi- atlı öteki Başkan adayım gözlerine kestirdiler. D. P. İktidarının gençlik işlerini tedvire memur ettiği (oSadık Erdemin rolünü benimsemiş olan A. P. li milletvekilleri, doğrusu "Sadık ağabey"i aratmayacak şekilde bihak- kın çalıştılar ve Yassıada mahkümu Sadık Erdemin- göğsünü iftiharla ka- bartacak gayretler sarfettiler. Pehli- vanoğlu ile Şenin, Maçka Teknik Oku- lu öğrencisi ve Başkanlık adayı Veh- bi Dinçerle yaptıkları temasların so- nucu da koskoca bir sıfır olunca, bu defa da dolambaçlı yollardan çareler araştırmağa koyuldular. Pehlivanoğ- hınun gece yanlarından sonraya ka- dar İstiklâl Caddesinde İstanbul Ü- niversitesi Talebe Birliği Başkanı Na- fiz Duru ile dolaşarak ikna konusun- da sarfettiği gayretler de bir semere vermeyince, "takviye ekibi" kös kös Ankaranın yolunu tuttu. Kongrenin 16. gününde ise, havaların bir hayli ısınmış ve ada mevsiminin başlamış; olması dolayısiyle olacak, 144 delege- den sâdece 30'u kongrede hazır bu- lununca, Kongre Başkanı Cevdet Ha- caloğlu TMTF Büyük Kongresini 23 Temmuza talik etmekten başka çâre bulamadı. Fakat bu arada olanlar, TMTF'nin bizzat kendisine oldu. Yapılan hesap- lar, delegelere 24 bin lira yevmiye ö- dendiğini ortaya koydu. Ayrıca mü- teferrik masraflarla bu rakam 29 bin liraya baliğ olmaktadır, ve tabiatile netice sâdece "alınan hava"dan iba- rettir. 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: