28 Mayıs 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

28 Mayıs 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Fransa Kurtulan çeteci Cezayiri kana boyayan Gizli Ordu teşkilâtının şefi olarak 15 Mayıs- tan beri yüksek askeri mahkemede yargılanan eski General Raoul Sa- lan, 7. oturumda müebbet hapse mahküm edilmiştir. Yargılamada Salan ancak bir kere, o da ilk oturumda konuşmuş, bütün mesuliyeti kabul ettiğini, ancak bir çete reisi değil, bir Fransız Genera- li olduğunu, aldatıldığını ifade etmiş- tir. Avukatlar -dört kişi olup bun- lardan en azılıları Tixier-Vignancour namındaki aşırı sağcı ve daima Ce- zayirli (o Fransızların menfaatlerini müdafaa etmiş bir kimsedir- soruş- turmanın ve muhakeme usülünün uy- gun olmadığı ve sanığa savunma hakkım tam manasıyla bahşetmediği iddiası ile Salan'ın susmasını iste- mişlerdir. o Esasen daha ilk sorgu- sunda bu usüle başvuran Salan, mu- hakeme safhalarında da tam bir sü- küt muhafaza etmiştir. Hattâ bir de- fa bizzat mahkeme başkanının Zze- hirli bir ifade ile dediği gibi, bu usül belki de Salan için en uygun savun- madır. Avukatlar bidayette mahkemenin selâhiyetsizliğini ileri sürmüşlerse de bu iddia makbul addedilmemiştir. Bundan sonra dört avukat, zemini a- dım adım müdafaa ederek oSalan'ı evvelâ bir milli kahraman gibi gös- termeye çalışmışlar, bu olmayınca onun eski ve başarılı hizmetlerinden bahsetmişler, o da tutmayınca, müek- killerinin aldatılmış bir iyi niyetli kimse olduğunu ileri sürmüşler, en sonunda da mahkemenin atıfetine sı- gınmışlardır. Sonunda mahkeme çar- şamba günü Salan hakkındaki oka- rarını tefhim etmiştir: Bazı hafifle- tici sebeplerden faydalandırılan o Sa- lan ölüme değil, müebbet hapse mah- küm edilmiştir. Tanıklar Dâvada 50 kadar tanık dinlenmiştir. Bunların çoğu, müdafaanın gösterdiği tanıklardır. Dinlenenler arasında es- ki Cumhurbaşkanı Rene Coty, eski Başbakan Michel Debre, birçok Ge- neral ve Amiral, hattâ üç de papaz vardır. Tanıkların bir kısmı, eski Generali kayırır gibi okonuşmuşlardır. e Diğer bir kısmı ise sanığı açıkça müdafaa etmiş ve mazur göstermeye çalışmış- tır. Bunlar arasında Salan'ı hürmet- le selâmlayanalara da rastgelinmiş- ttr. Fakat öte yandan iki şahit Var- dı ki bunları Savcı istemiştir: Gene- AKİS, 28 MAYIS 1962 Raoul Salan Sallanmaktan kurtuldu ral Ailleret ve Morin... Biri Cezayir- de Başkumandanlık, diğeri hükümet delegeliği etmiştir. Bu iki tanık his- siyata kapılmadan, sırf olayları Oko- nuşturarak oşahadette bulundular. Suçlama müthişti: Salan Cezayirde yalnız kadın-erkek. hıristiyan-müs- lüman, fark gözetmeden adam öldü- rülmesinden, çocuk cesetlerinin kal- dırımlara serilmesinden mesul olmak- la kalmıyordu. Bir suçu daha var- dı ki, o da, çocuk denecek yaşta gençleri katil hareketlerine teşvik etmesi, teşvik ne demek, bu yolda onlara emir vermesiydi. Salan öldür- mek ve öldürtmekle yetinmemiş, ay- nı zamanda yeni katiller yetiştirmiş- ti. Morin'in (oolaylara ve zabıtlara müsteniden sakin bir ifade ile söy- lediği bu sözler bir an için sanığı el- leriyle yüzünü kapamaya mecbur et- ti. Hiç çaresi yok, Salan başını kay- bedeceğini anlamıştı. Karar Bu şartlar içinde ve Salan'ın yar- dımcısı Jouhaud'yu ölüme mah- küm etmiş olan mahkemenin Salan'a daha hafif bir ceza kesemiyeceği ka- naatinin paylaşıldığı bir sırada, Giz- li Ordu Şefinin sadece müebbet hap- se mahküm edilmesi bir bomba tesi- ri yaptı. Bundan en çok şaşıranlar bizzat Salan ve Onu tutanlar oldu. Mahkeme salonunda avaz avaz bağı- rarak yargıçlara teşekkür etmeleri, birbirlerini okucaklamaları, ayılıp bayılmaları ve Salan'ın bir an için- de gözyaşlarından kahkahalara geç- mesi bunu gösteriyordu. Evet, Sa- lan gülüyordu. Hem de kahkahalar- la... Kime gülüyordu acaba? İnsanın bunu cevaplamaya dili varmıyor. Fakat öte yanda "Ayıptır, bu ka- r, Cezayirde ölenlerin ruhuna ha- karettir." diyenler de vardı. da Adliye önünde başlayan "Cezayir Fransızdır!" naralarına karışıp gitti. Aradan bunca zaman geçmiş bu- lunuyor. Fransa, başını iki elinin a- rasına almış, hâlâ düşünmektedir. Bu bir vicdan muhasebesini andırı- yor. Gazeteler, hatta hükümet, ka- rardan hoşnut olmadıklarım açıkça söylemekten çekinmiyorlar. Neden böyle oldu? "Bu, Gizli Or- Aksine, çete- nin şımarıp büsbütün azacağından korkanlar da var. Hele Cezayirde a- sayişi korumakla görevli olanlar -Fransız ve müslüman- kararı açık- ça tenkid ettiler. Cezayir Kurtuluş Cephesi bir teb- liğ yayınlayarak, bunun Gizli Ordu- karışıklık (o yaratabilecek (o şeylerdir. Hele şimdi bir de Jouhaud var ki, ö- lüme mahküm edilmiş, bu ikinci de- recedeki çetebaşının durumu ayrı bir başağrısıdır. Asya Kımıldayan dekor Laosta komünist kuvvetlerin başa- rı kazanması ve Kralcıları si üzerine Amerikan-Birleşik letlerinin müdahalesi ve Yedinci Fi- lonun vasıtalarile Taylanda asker çıkarılması görünüşte hadisesiz geç- ti. Bahusus ki, bu ilk ve tek taraflı inisyatife kısa zamanda SEATO -Gü- ney Batı Asya Paktı- nun kolektifi bir teşebbüsü mahiyeti verilmekte de gecikilmedi. oPaktın bütün üyeleri -Fransa hariç- yardıma hazır olduk- larını bildirdiler. Bir kısmı bu konu- da karar da aldı. Komünist hükümetler bu icraatı protesto ettilerse de,- en az şimdilik, işi ileri götürmek lüzumunu duyma- dılar. SEATO mekanizması, komü- nist sızmalarına karşı mükemmel de- nebilecek bir tempo ile işliyordu. An- cak, bütün bu harekâtın dekoru kı- pırdanmakta idi. SEATO'nun kap- ladığı bölgede orman üstünden geçen rüzgâr gibi bir hışırtı vardı. Her şey- den evvel Japonya bu işe endişeli gözlerle (o bakmaya başladı. e Çünkü 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: