28 Mayıs 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

28 Mayıs 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATRO Ankara "Gülümser" değil, "bunaltır" Devlet Tiyatrosunun mevsimin son oyunu olarak Büyük Tiyatroda sahneye koyduğu ve bugünlerde, İs- tanbul seyircisine sunmak için, Bo- gasın obatı kıyısına aktardığı "Ay Herkese Gülümserdin adını, O'Neil'e saygımız olmasa, "Herkesi Bunaltır" şeklinde değiştirmek yerinde olurdu. Bunu yazarın kendi yurttaşları daha iyi anlamış olacaklar ki, son yazdık- ları arasında yer alan oyunu, rodway uzun zaman bilmezlikten gelmiştir. O'Neil'in hemen her oyununda iç- ki ve tütün dumanları arasında, se- yirciyi bunaltan bir hava vardır. A- ma bu hava içinde ağır ağır gelişen, "erime" noktasına gelen beşeri bir dram da seyirciyi sarar, sahneye bağlar. "Ay Herkese Gülümser"de, üç uzun perde boyunca, seyircinin gördüğü, harap bir çiftlik binası Ö- nünde ve içinde kımıldayan, abuk sa- buk - bir hayli de açık saçık - konu- şan, durmadan aynı yavanlıkları, nı küfürleri tekrarlayan, kaba saba gölgeler.,. Bu gölgelerin de birer re- alitesi, şişe şişe viskileri devirirken yaşadıkları birtakım düşler var bel- ki. Ama hepsi Türk seyircisine o ka- dar uzak, o kadar yabancı ki insan, O'Neil'in bunca derlitoplu, daha il- ginç oyunu varken, genç ve alkolik bir çiftlik sahibinin, hinoğlu hin, ço- cuklarına bile çıkarıyla bağlı, hoy- rat mı hoyrat ihtiyar İrlandalı kira- cısının evde kalmış kızıyla (sonsuz cilveleşmelerinden ibaret bu alkoli- kosantimantal oyunun repertuvara alınmasındaki kerameti -hele "Gün- den Geceye" ve "Şair Ruhu" oynan- dıktan sonra - kolay kolay anlıyamı- yor. Sahnedeki oyun Böylesine sıkıcı bir oyunu, seyirciye kabulettirmek kolay değildi. Ama Muazzez Kurdoğlunun havalı sahne düzeni, Refik ve Hâle Brenin güzel dekorlarıyla kostümleri, Nuri Özak- yolun da başarılı ışıkları, kuvvetli bir kadronun yaratıcı gayretleriyle bir- leşince, Ortaya saygı duymak, diş- leri sıkıp son perde kapanıncaya ka- dar dayanmak gücünü seyirciye a- şılayan bir temsil çıkmıştır. Muazzez Kurdoğlu, çok değişik bir kompozisyonla, gözünü budaktan sakınmayan, nobranlıkta -ve nekre- likte- babasından geri kalmayan, a- ma o hamhalat görünüş altında gene de bir "kadınlık" duygusu taşıyan çiftçi kızını ustalıkla canlandırmış- tır. Çok ölçülü, çok bilgili bazı sah- nelerin "tiyatro"luğunu unutturacak kadar... Oyunun ikinci önemli kişisi, aklı fikri parada, gözü çıkarından başka bir şey görmeyen, yırtıcı denecek ka- dar sert, haşin, ihtiyar İrlandalı ba- baydı. Ahmet Evintan bu role, şim- diye kadar oynadığı rollerden çok de- ğişik bir yüz vermek için şuurlu bir çaba göstermiş ve çok başarılı so- nuçlar elde etmiştir. AKİS, 28 MAYIS 1962 'Köşe Kapmaca' Arnna kaptırırsa.. Malsahibi Tyrone'da Kerim Afşar, ölen annesinin sevgisine, o şefkatine susamış alkolik genci ölçülü ve tatlı bir oyunla sevdirmiştir. Komşu ye zengin çiftlik sahibi Harder'de Coş- un Kara, selâmeti babasının boyun- duruğundan kaçmakta bulan Mike'da Halük Kurdoğlu inandırıcı tipler Çiz- mişlerdir. İç açıcı bir oyun İlk sıcaklarla beraber Devlet Tiyat- rosunun İstanbula gittiği, İstan- bul tiyatrolarının da Ankaraya akın. etmeğe başladıkları şu sıra, perdesi- ni en son kapayan Meydan Sahnesi oldu. Ama öyle bir kapayış her ti- yatroya nasibolmaz. Bayram üzeri çıkardığı son oyun iç açıcı, gönül fe- rahlatıcı, rahat rahat -ve yüz kızart- madan- alabildiğine güldürücü bir komedi. Yılmaz Çolpan'ın Marc Camoletti'- len çevirdiği "Köşe Kapmaca" Parla yakınla- rında oturan anesinin yanma gönde- riyor ve, evli olduğunu bilmiyen sev- "felekten bir Kocasının gibi yaptıktan sonra, ne zamandır kendi- sine kur yapan bir erkeği evine ge- tirmeğe, onunla nihayet günahın ta- dını tatmıya karar veriyor. Hizmet- çiyi de para vererek köyüne yollu- yor. İşin garibi, hizmetçi de, aldığı

Bu sayıdan diğer sayfalar: