17 Eylül 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

17 Eylül 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hâl için toplanmışlardı. Kapıdan gi- rince bahçenin soluna düşen kısımda müstafi A. P. li Basın - Yayın ve Tu- rizm Bakanı Kamuran Evliyaoğlu oturmaktaydı. Onun tam e Ankaralı avukat Adil Ünlü -A. P. Senatörüdür-, Eviyağlunun tam yanı başında Süreyya So u bu- lunuyordu. Bir kaç adl 8 sonra isa masaya yeni iltihaklar vuku buldu. Açık bej elbiseli Burhan Apaydın et- rafına mültefit nazarlar o atfederek Hülyadaki mühim randevuya icabet etti. Onu ep kardeşi Orhan A- paydın takip et Hülyanın limen arasında eski D. P. liler de köşedeki m ile e elenme Üç masa iler- de sırf kulak “kesil. işti Köşedeki ması biran için terk eden Muhittin Güven de ilgisi- ni eksik etmiyordu. Eski A.P. li Güm- rük ve Tekel Bakanı Şevket Bulat- oğlu ise dikkat kesilmişti. D. P. va- risleri şeklen olmasa bile fikren içti- ma halinde idiler. Manzaraya yan masada bulunan Menderesin yaveri Hayrettin Sümer de fügüran olarak eklenince, traji - ni temsil, per- desini Hülyada a Leyleğin ömrü Asin lına bakılırsa Hülya Pastahanesi- n köşesinde cereyan eden bu ko- nuşma hemen hergün Meclis Kori- dorlarında veya Burhan oApaydının başkanı bulunduğu Anayasa Komis- yonu odasında tekrarlanmaktadır. P. mirasını paylaşmak üzere harekete geçen politikacılar iki grup- ta toplanmışlardır. Bunlardan birin- ciler, hâla A. P. içinde gemiyi kur- tarma çabasında olanlardır. £ Biraz mütereddid, bir parça ürkek olan bu politikacıların dağın arkasında kalan ümitten bekledikleri, o Gümüşpalayı devirmek ve idareyi ele alarak D. P. nin mirasına tesahüp etmektir. Apay- dının fikri liderliğini yaptığı bu grup- ta Adil Ünlüler, Kâzım Yurdakullar, Cemal Babaçlar, Şevket Bulatoğlu- lar, Muhittin Güvenler bulunmakta dır. Bunlar her halükârda D. P. mi- rasından büyük kârı A. P. olarak kaldıkları takdirde "koparabilecekle- ri kanı undadırlar. Ne var ki lider yokluğu grubun bir araya gelmesini önlemektedir. Nitekim haftanın ortasında oA- paydının ortaya attığı ve ima yoluy- a yaydığı Ne? bir parti kurulması ihya edilmesi fikri ya- ölü Mhüzskemisrip bile (omünferit konuşmaların ötenine geçemedi. O kadar ki o günlerde bu konuda Apay- dının fikrini soranlar birbirini tut- maz cevaplar aldılar. Perşembe günü Meclis koridorunda Burhan Apel: AKİS, 17 EYLÜL 1962 Wi Kulağa Küpe .ustam (öldü, ben satarım ?/ man yarak hepsi ama hepsi, hınk demişler öteki- lerin Burnunda n düşm üşler. Ö- tekilerin meşhur as kayesi" " hep hatırlardadır. Hı niradyolar, bazı Balkanlara - -a- ralarında, canım sevsinler, Sa- met de vardı- karşı korkunç bir ü dil- etmişler, Ankara civarında o- tomobillerine kurşun atıldığını söylemişler, menfur tecavüzü telin etmişlerdi. Sonra, çıka çıka, eğlence olsun diye yol- an geçen otomobilleri taşla- yan köy çocuklarının marifeti ortaya çıkmış, taşı kurşun sa- nıp korkudan dudakları uçuk- layan kahramanlar rezil ol- muşlar. Hükümet de bir daha meseleyi ağzına almamıştı. Şimdi, Edirne yolunda Gü- müşpalanın arabasını taşla- mışlar. Zafer inin İzahı: "Hadise, A.P. çevreleri tara- JındanC.H.P. Üilerin | bir siyasi taarruzu olarak vasıflandırıl- maktadır". Hani insan, dua etmeden yapamıyor: Dm AHal sonla- rını benzetmesin! nı çeviren basın mensupları (adeta hep bir m — i bir parti kuracak mı- Br diye donlar Apaydın sonu- gelmiş sigarasını attıktan sonra hiç olma ayan bir cevap, verdi: "— İşler iyiye gidiyor..." Gaze- teciler devam ettiler: "— Yeni parti Y. T. P. gibi bir itham nda kalmayacak m1?" A- paydın anlamadı veya anlamamış gö- ründü ama, cevap vermekten geri kalmadı: — Gidin teşkilâta sorun, bakın ne cevap alacaksınız" Bu defa sual soranlar meseleyi bir parça daha aç- mak lüzumunu hissettiler ve: — Yani karşı taraf sizi oyları parçalamakla itham edip, ihanetle suçlamaz mı?" Apaydın bu suale en- fes bir cevap verdi: "— O başkaiş, e ba aşka S a şeyi zaman göstere Gazeteci- ler bir başka yönden . par- YURTTA OLUP BİTENLER mak bastılar: — Peki ne zaman bu çıkışı ya- pacaksınız? Kongreye kadar bekliye- Sö misiniz? Bizim duyduğumuza öre karşı taraf Kongreye hazırlıklı ela delege listelerini Genel erkez hazırlıyormuş". Apaydın bu sual karşısında sanki başka şeyler düşünüyormuş hissini verir bir eda ile: — Belli olmaz" diye cevap ver- di. Bir iki saniye durakladıktan son- ra KEN etti: m öyle bir baskı yapa- cak ki onlar ne yapacaklarını şaşı- racaklar. İstedikleri kadar, istedikle- ri delegeleri kongreye toplasınlar. Teşkilâtın baskısına dayanamıyacak- lar". Bu cevap üzerine basın men- supları Apaydının izahatından herşe- yin kongre ertesine bırakılacağı ma- nasını çıkardılar ve bunun öyle o- p olmadığını gene Apaydına sordu- il Apaydın kongre sonucunu bekli- yor ve kendinden pek emin görünü- yordu. Bir gazeteci le ve: ma Burhan bey, kongre bi- yorumuz; rey meselesi! Ya onlar hakim olursa?" diye sordu. Apaydın manalı manalı güldü ve cevap ver- di: — Bizim, sizin bilmediğiniz kuv- vetlerimiz Var!.. Konuşma, bu grup politikacının ne derece kararsız, ne derece sistem- siz ve pusulasız hareket ettiğim orta- ya serdi. Zaten basın mensupları da yeni parti sevdalılarının lideri duru- munda bulunan Apaydının konuşma- sından başka bir mana çıkaramadı- lar ya.. Yeni Parti kurulacak mıydı? Yoksa Apaydıncılar bu yeni parti ba- lonuyla kongrede Mz ya RA mı istiyorlardı ? Anlaşılan şuydu: A. P. nin içindekiler ve dışındakiler D. P. nin mirası avına çıkmışlardır. Baş- taki ekip bu işi iyi (o ıvıramamakta- dır. Parti ırkçıların eline düşmüştür. O halde ötekiler ya kongrede başa- rı sağlayacaklar, A. P. ye hâkim o- lacaklar, yahut ta D.P. nin enkazı üzerine bina m yeni ve içinde mutlaka D uzu bulunan bir partide soluğu alağaklırdlır. grup pp'lamenio içinde ikinci bir grup politikacı daha, bu konuyla ilgili olarak dolaşmaktadır. Bunlar A. P. içindeki ilk kaynaşma sırasında ar- tır bu partide kalmanın manasızlığı- nı anlamış, biraz daha kararlı, biraz daha kesin fikir sahibi (o olanlardır. Kamuran Evliyaoğlular, Turan Ka- panlılar. Necmi Öktenler, Süreyya Endikler. Kadri Özekler bu grubun birinci derecede adamlarıdır Müstafi A. P. lilerin günleri A. P. içinde kalarak mücadeleye ode- 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: