15 Ekim 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

15 Ekim 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Ankara Operanın açılışı Gi“ bıraktığımız hafta perşem- akşamı, Devlet Operasının açılışına giden Ankaralılar, çoktan- beri özledikleri üstün seviyeli, ola- ganüstü, birtakım özellikleri olan bir gala temsili görmenin zevkini tattılar. Devlet Tiyatrosu da, oOpe- ra bölümünde, mevsime parlak bir başarıyla girmiş olmanın huzuruna duydu. Bu neticeyi bir değil, birçok se- bepler hazırlamıştır. Herşeyden ön- ce, Devlet Tiyatrosu, Opera o bölü- münde de, her bakımdan kusursuz, gözleri ve kulakları doyuran bir tem- sil ile mevsimi açmanın lüzumunu duymuş, bunu gerçekleştirmek de, daha geçen mevsim sonundan ciddi çalışmalara girişmiştir. Yaz ay- larında vakitler (o boşuna geçirilme- miş, yeni mevsim programı üzerinde titizlikle durulmuş, bu (programın gerçekleştirilebilmesi için (o alınması gerekli tedbirler zamanında alınmış, Avrupadan getirtilmesinde fayda gö- rülen sanat adamlarının, misafir sa- natçıların ilkağızda çalışmalara ka- tılmaları sağlanmıştır. Operanın açılış gecesi için seçi- len Verdi'nin "Il Trovatore"si bir eser değildir. Ama, Devlet rası sahnesine çıkalı sekiz yıl olmuş- tur. Bu sefer mevsimin ilk eseri o- larak yeniden ele alınırken de, tama- miyle yeniden sahneye konulduğu, dekorlarından kostümlerine, mizan senine, rol dağıtımına kadar, her bakımdan, yenileştirildiği daha per- de açılır açılmaz göze çarpmıştır. Yeni "İl Trovatore" Yeri “Tl Trovatore"nin başlıca ye- niliklerinden biri, İtalyadan mi- safir rejisör olarak davet edilen tec- rübeli bir sanat adamının elinde, ger- çekten yeni daha çekici, daha renk- li, hatta daha aydınlık bir şekil ka- zanmış olmasıdır. İkinci Dünya Sa- vaşından sonra İtalyada, daha baş- ka memleketlerde, birçok ooperaları başarıyla sahneye koymuş ve o bu- gün İtalyanın bu alanda en beğeni- len opera rejisörlerinden biri olarak tanınmış olan Aldo Vassallo oMira- bella, kostümlerini bizzat çizdiği ye- ni "II Trovatore"ye, Ulrich Dam- rau'ın zarif dekorları içinde, her ba- kımdan modern bir kılık kıyafet ka- zandırmış, solistleri ve Koroyu, oyu- nun dramatik aksiyonuna çok (o uy- gun düşen, diri bir sahne düşeni i- çinde hareket ettirmesini bilmiş, va- kanın oldukça karışık olan gelişimi kadar kasvetli havasını da, seyirci- nin yararına, aydınlığa çıkarmıştır. Bunda büyük Tiyatro sahnesinin bu mevsim başı biraz daha zenginleştiği farkedilen ışık tesislerinin, bu tesis- lerden en iyi şekilde faydalanmasını bilen Nuri Özakyolun ışık düzeninin de kendisine büyük ölçüde yardımı olmuştur. İlk temsilin dikkati hemen çeken bir başka özelliği de, lirik sahnemiz- de ilk defa bir operanın yazıldığı ve bestelendiği dilde oynanması yolun- da atılmış olan adimdir. "Il Trova- tore"nin bellibaşlı partileri, oKoro dahil, italyanca söylendi. Yalnız mi- safir sanatçılar, bariton ile tenor, partilerini kendi dillerinde, yani Ru- men ve Sırp dilleriyle, bir de Rusya gezisine çıkmak üzere iken, son da- kikada ilk temsile katılan soprano- muz Sevda Aydan, türkçe söylediler. Böylece ilk temsil gecesinin leri bir İtalyan rejisörün o sahneye koyduğu, bir Amerikalı şefin (idare ettiği, bir Rumen baritonuyla (o bir Yugoslav tenorun katıldığı dört dil- de söyleneni öyle iken en küçük bir aksaklığa uğramadan temsil ve icra edilen bir "Il Trovatore" seyretti- ler. Rumanyalı bariton İl Trovatore"nin ilk gecesi Anka- ralıları kendisine hayran eden Nicolae Herlea, Bükreş Operasının Devlet Artisti payesini kazanmış, en ekniği, Luna'ya kazandırdığı kuvvetli likle, daha sahneye girer girmez ve partisini söylemeğe başlar başlamaz dikkatleri kendi üzerine çekti, ikinci perdedeki o meşhur "Il Bolen" arya- sında ise alkışlar, bravolar - ve.. Devlet Tiyatrosunda pek nadir görü- len "'Bise!"ler- bütün salondan yük- AKİS, 15 EKİM 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: