23 Mart 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

23 Mart 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Konser dinledim Herman Miskçiyan Orta bir piyanist Konserin yeri: Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Konser Salonu. Konseri veren: Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası. Yöneten: Otto Matzerath. Solocu: Herman Miskçiyan, Piyano. Çalınan eserler: 1. Mozart: "Saraydan kız kaçırma" operasından uvertür. 2. Çaykovski: Birinci piyano konçertosu. 3. Brahms: Birinci senfoni. Beğendiğim: Piyano Konçertosu sayılmazsa, konser genellikle derli top- luydu ve üzerinde epeyce çalışılmış olduğu anlaşılıyordu, özellikle Brahms- ta orkestranın olağanüstü bir çaba ve hevesle ise sarıldığı görülüyordu. Bu, beraberliklerde, istenen kuvvetli tonun bir türlü sağlanamamasını, üyelerin kullandıkları "eski püskü" çalgıların imkân sınırına gelip dayan- dıkları tezini savunanlara zaman zaman hak verdirecek bir çalış idi. Ama yine de aynı orkestranın daha "ustaca" icralar çıkardığı günleri anmadan edemedik. Tesellimiz şudur ki, hiç olmazsa, "uğraşınca oluyor" inancını kaybetmiyoruz. Beğenmediğim: Çaykovski konçertosu genellikle iyi çalınmadı. Bunda, bir ara şaşıran solocu kadar, zaman zaman gayetle kötü akorlar çıkaran orkestranın da rolü vardır. Nedense orkestra, birtürlü, kendi başına çal- dığı zamanki kadar başarılı eşlik edemiyor. Bundaki kabahat şefte mi, yoksa çalgıcılarda mı, bilinmez ama, herhalde şu veya bu solocunun ba- şarısını gölgelemeğe de hakları olmasa gerek. Solocuya gelince, biyogra- fisinden anladığımıza göre, kendisi müzikle bir "ikinci 'mesele" olarak uğraşıyor. Çünkü esas işi, pek öyle kendini tamamen müziğe vermesine imkân bırakmıyacak kadar çok çalışmayı gerektirir. Bu durumda disini, hoş zamanlarını değerlendirmesini bilen, sanatsever bir aydın ola- rak candan alkışladık. Eğer onun şahsında kişiliğe sahip, tekniği iyice oturmuş, eline aldığı eseri tam ifadesiyle dinleyiciye yansıtan bir piya- nist görmek isteseydik, aynı hisleri duyamıyacaktık. Bay Miskçiyan, ol- sa olsa arkadaş veya aile topluluklarında, tıpkı en sonda çaldığı Chopin Valse'i gibi parçalar çalarak, müziğe yeni heves edenleri (oavutabilecek tipten bir sanatçı. Ama herşeye rağmen, bir hayli alkış toplamasını be- cerdi Sonuç: Hatasıyla sevabını bir teraziye koyarsak, konserin seviyesi, An- kara sanat çevresinin ölçüsüne göre, ortadan biraz yukarıdır. Daniyal ERİÇ AKİS/28 MUSİKİ Haberler Keman virtüözü Suna Kan, rahat- sızlığı sebebiyle yanda bıraka- rak döndüğü Doğu ülkeleri o sanat turnesinden sonra, Pazartesi gece- si Alman Kitaplığında zarif bir re- sital verdi. Mozart ile Beethoven'in Uç sonatından ibaret olan bu kon- sere piyanoda Ferhunde Erkin ka- tıldı Ankaranın birçok müziksever- leri, haftalar önce ilân edildiği hal- de, Cumhurbaşkanlığı oOrkestrası- nın konseriyle bu resitalin neden ay- ni güne rastladığını bir türlü anlaya- madılar ve bu yüzden ikisinden bi- rini dinleyemediklerine (o üzüldüler. Harika çocuklarımızdan piyanist İdil Biret, bir müzikçi için mer- hale sayılan bir imkâna kavuştu Prangada -bilhassa çağdaş besteci- lerin duyulmamış eserlerini ve genç kuşakların yetiştirdiği yeni virtüoz- ların icralarını kaydedip yaymakla tanınmış- VEGA firması, Biretin 33 dönüşlü iki plak üzerine çaldığı ba- zı sololarını yayınladı, idil, böylece, artık dünyanın her yanında sesini duyurabilecektir. Bu iki plâk İstan- bul ve Ankarada da satılmaktadır. Ankaralı müzikseverler, 22 Mart Cuma günü, Konser Salonunda özel önemi olan bir konser dinliye- cekler. Bu konserin yöneticisi iran- lı, orkestranın üyeleri türk, solocusu ise lübnanlıdır... "Cento Kültürel Programı" meyanında düzenlenen bu konserde lübnanlı yerine o pakis- tanlı bir solocuyu dinlemek herhal- de daha yakışık alırdı. İnsanın ak- lına, "acaba Lübnan da Cento'ya mı katılacak?" sorusu geliyor. Ünlü ingiliz piyanisti Peter Katin, önümüzdeki günlerde Ankaraya gelerek, 24 Pazar gecesi bir resital, 26 ve 28 Mart geceleri ise orkestra eşliğinde iki konser verecektir. Son iki konserinde orkestrayı opolonyan misafir şef Robert Satanowski yö- netecektir. Bu yıl Ankara, gerçekten milletlerarası sanat olaylarına sah- ne oldu ve Ankaralılar da dünyanın tanınmış bazı isimlerini sahnede gö- rebilmek ve dinleyebilmek imkanına eriştiler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: