7 Mart 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

7 Mart 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den haberler Gestiğimiz. hafta, Sanatsevenler lo- kalinde iki açık oturum yapıldı. Bi- rincisi, halen Devlet Tiyatrosunda oy- nanmakta olan "Topuzlu"nun eleşti- ricisi idi. Salon hayli kalabalıktı. Kim- ler, kimler yoktu kil!.. Tiyatrosever genç, orta yaşlı, yaşlı seyirci, muhtelif tiyatroların artistleri, Dr. Hayati Sev- gen, mimar Muhittin Güreli, Munis Faik Ozansoy, Nihat Akçan, geç vakit gelen Muazzez Kurdoğlu ve daha bir- çokları. Paneli, Mülkiye mezunu, eski Amme İdaresi Enstitüsü, şimdi Ticari İlimler Akademisi asistanlarından Ülker Kök- sal yönetti. Panele, oyun yazarı Cahit Atay, Topuzlu"nun başartist ve reji- sörü Ahmet Evintan, eleştirici Özdemir Nutku,yine aynı meslekten Ergun Sav ve Ömer Atillâ Sav katıldılar. Bir de, seyircilerden panele iştirak etmek is- teyen sorulduğunda, Devlet Tiyatrosu Müdür Yardımcısı (oolduğu söylenen Orhan Kuraner gönüllü olarak katıldı. Tiyatro ile resmen ilgisi olduğu için itiraz edilen Kuraner, Özdemir Nut- kunun da Edebi Heyet üyesi olduğuna ileri sürdü ve başkan, katılmasında bir sakınca görmediği için, Kuraner otu- ruma katıldı. Evvelâ Ergun Sav söz aldı ve: — Hidayet Sayını eskidenberi ta- nırım. Bu eseriyle oçok kuvvetli bir yazar olduğunu ispat etti. Eserinde in tez ve köyün gerçekleri var. Köy i deki taassup ve düşmanlıkları çok yi anlatmış" dedi. Ondan sonra söz alan Cahit Atay ise: ."— Bu oyunu çok beğendim. Fakat köy oyunları gişe piyesidir. o Hidayet Sayının reddedilen yed eseri köy oyu- nu değildi. Bu seferkinin süksesi köy oyunu oluşundandır. Köyü tanımayan köy oyunlarında — başarı gösteremez" şeklinde konuştu. AKİS,24 Daha sonra konuşan Özdemir Nut- ku, netice itibariyle bunu köy oyunu diye kabul etmediğini ve "Topuzlu'yu her yerde, İstanbulda, Ankarada, her yerde gördüğünü söyledi. Bu sırada söz isteyen Orhan Kuraner, herkesin hangi konuda, kaçar dakika konuştu- gunun rakamlarla (o hesabını yapmak suretiyle, kendi hakkı olan vakti dol- durdu. Ahmet Evintan ise, eseri çok sevdiğini, hattâ "usta bir yazar, adım gizliyor" diye düşündüğünü ( belirtti. Attilâ Sav: "— Bence Topuzlu, dram tekniği bakımından kudretini gösterdi. Hida- yet Sayın, söyliyeceği olan bir yazar olduğunu gösteriyor. o Ucuz hesaplar yapmamış" dedi. Bu arada, salondakiler bol bol, Or- han Kuranerin yerli-yersiz müdaha- lelerini ve garip iddialarım' dinlemek zorunda kaldılar. Kuraner, başkana, piyesi görmemiş ve eseri okumamış ol- duğunu söyledi ve bir seyirciye hita- ben "Biz sahnede yağmur yağdırdığı- mız zaman, sahiden yağmur yağmaz. Bir yerden su dökeriz" şeklinde komik bir izahta bulundu. Son sözü yine Kuraner istedi ve i- çinde bir yığın "simültane" kelimesi geçen, tekerleme gibi bir konuşma yap- tı. Başka bir seyirci de Yirmin- ci yüzyılda artık böyle oyunların çok basit olduğunu, resimde bi- le fırça ve paletin eski kaldığını, modern ressamların O.çok büyük bir plânş üzerinde, tekerlekleri boyalı o- tomobille dolaşarak resim yaptıkları- nı söyledi ye verilecek cevabı bile bes- lemeden salondan ayrıldı. İkinci açık oturum Üniversiteliler Kültür Kulübünün "Cumhuriyetten sonra Türk Tiyatrosu" konulu paneli idi. Üyeler Ergun Sav, Metin And, Ah- met Evintan, Asaf Çiyiltepe ve Özde- mir Nutku idi. Seyirciler arasında, he- men bütün ASTI oyuncuları, Zerrin Akgün Gülgün Kutlu ove gerilerde birçok üniversiteli vardı. o Geç vakit, yeni Avrupadan dönmüş olan Bülent Sokollu, gayet şık ve zarif bir pozda geldi ve hemen hiç oturmadan döndü. Hattâ zerafeti tam olsun diye, elinde- ki şemsiyeyi bile bırakmadan girmişti alona.

Bu sayıdan diğer sayfalar: