7 Mart 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

7 Mart 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Küçük Sahnede "Bütün Kadınlar güzeldir" Erkekler sağ o kaldıkça Oyun : "Liliom", Na yolog, 7 Tablo). Yazan : Farene Çeviren : Asude a Tiyatro : Devlet Tiyatrosu Üçüncü Tiyatro), Sahneye koyan : Ziya rel Dekor - Kostüm : Refik Eren » Hâle Eren. Konu : Gerçekle düşün sarmaşdolaş olduğu neoromantik ve fantastik bir oyun. Macar sahne edebiyatının en tanınmış, dünyanın dört bucağında - yıllarca önce de İstanbul Şehir Tiyatrosunda (oynanmış popüler oyunu. Eski Viyanayı, hele Prater'i tanımış olanların benzerlerini yakından gör- tanımayan" o isyancı ile, karşılığında hiçbir şey beklemeden onu bu haliyle seven Julia'nın aşk ve ölüm hikâyesi. Oynayanlar : Baykal Saran (Liliom). Tomriz Oğuzalp (Maria), Yıldız Arslan (Julia), Nurşen Girginkoç (Mm. Muşkat), Gülsen Çıdamlı (Hollun- der Teyze), Argon Çıdamlı (Oflu), Erol Kardeseci (Fiscur), Erol Aksoy (Wolf Beifeld), Suha Tuna (Linzam), Zafer Ergin (Sulh Hâkimi), Gülse- ren Ündeğer (Luise) v.s Beğendiğim : Pitoefin yorumunu benimsediği anlaşılan Ziya Demire- lin, bu tatlı ve hüzünlü oyuna, ahrette gecen ikinci bölümün fantastik ha- vasını yadırgatmayan, biribirinin devamıymış sanısını veren, renkli, çocuk- su ve duygulu bir hava kazandırmış olan sahne düzeni. Refik Erenin ha- vayı tamamlıyan güzel dekorları. Vaktiyle rahmetli Talât Artemelin Bü- yük yaratışlarından biri olarak çok beğenilmiş olan Liliom'da Baykal Sa- ranın, bu güzel rolün - sevimli ve çocuksu yönünü gölgede bırakmakla bera- ber- "somurtkan" ve "hoyrat" yönünü çok iyi veren oyunu. Yılda Ara- lanın, bütün tutukluğuna, en rahat sahnelerde hele 1, perdede, Marta ile olan sahnesinde- silik kalmasına rağmen, duyurmayı başardığı iç yaşama, Liliom'a olan sonsuz sevgisini, hüzünlü bir mutluluk halinde yansıtan etkili oyunu.. Tomris Oğuzalpın, Nurşen Girginkoçun, Süha Tunanın, Zafer Er- ginin ve Gülseren Ündeğerin çizdikleri inandırıcı yüzler. Beğenemediğim: Lunaparkı gösteren prologun havayı veremeyen dağı- nık "ve cansız icrası. Vaktiyle Ertuğrul Bildaya büyük bir başarı sağlamış olan Fiscur'da Erol Kardesecinin silik kalan oyunu. Erol Aksoyun karika- türden öteye gidemeyen, kaba çizgili Wolf'u... Sonuç : Vaktiyle Max Meinecke'nin Şehir Tiyatrosunda gerçekleştirdiği başarıya ulaşamamış, oldukça zayıf bir kadroyla da oynanmış olduğu halde, kendi gücüyle ayakta duran, gene de zevkle seyredilen bir oyun. Naciye FEVZİ AKİS/30 TİYATRO Ankara Bölge Tiyatroları tasarısı . M. Meclisinin gündemine alınmış olan Bölge Tiyatrolarının kurulu- şu ile ilgili kanun tasarısında bazı dü- zeltmelerin yapılması lüzumu, geçen- lerde, Ankara Türk Maarif Kollejinde, Öğrenci Derneğinin bu konuda tertip- lediği, tasarıyı hazırlamış olan millet- vekilleri ile Devlet Tiyatrosu Oo Genel Müdürünün ve tanınmış oyun yazar- larıyla eleştirmecilerin de katıldıkları, bir açık oturumda anlaşılmıştır. Bu düzeltmelerin başında, Bölge Ti yatroları repertuvarlarının merkezdeki Başkanlık tarafından (onaylanmasını öngören hüküm gelmektedir. Zaten Ma arif Şürası Tiyatro Komitesinin evvel- ce hazırlamış olduğu tasarıda yer al- mayan ve sonradan Bursa Milletvekili Sadrettin Çanga ile 106 milletvekili ve senatör arkadaşının sundukları kanun teklifine Komisyon çalışmaları sırasın- da eklendiği anlaşılan bu hüküm, Böl- ge Tiyatrolarının, kanun O tasarısında ve mücip sebepler lâyihasında açıkça belirtilmiş olan, bağımsızlığı ile çelişti- ği gibi, tatbikat bakımından da büyük güçlükler doğuracak mahiyettedir. Çün kü Bölge Tiyatroları Başkanlığında, Böl ge Tiyatrolarından gelecek repertuvar oyunlarını incelemekle görevli ne bir Edebi Kurul, ne de bir Dramatürji Bü- rosu öngörülmemiştir. Tersine (Bölge Tiyatroları için dramaturglar düşünül- müştür. Bu da kanun yapıcının Bölge Tiyatroları müdürlerinin yetkisine bı- rakılmış olan repertuvar işlerinin mer kezdeki Başkanlıkça onaylanmasını dü, şünmemiş, bölgelerde dramaturglar ta- rafından düzenlenmesini öngörmüş ol duğunu göstermektedir. Kaldı ki, oynayacağı oyunları an- cak üst makamın tasvibinden geçirdik- ten sonra oynayabilecek bir tiyatronun bağımsızlığından Oo sözetmek güç olur. Böyle bir sistem bugün ödenekli tiyat- rolarımızdan hiçbirinde oyokken yeni kurulacak Bölge Tiyatrolarında uygu- lanması, enne kadar sıkma- sı çok çekilmiş olan "piyes sansürü" nün yeniden canlandırılması gibi bir şey olacak ve Bölge Tiyatrolarının ça- lışma gücünü geniş ölçüde kısıtlaya- caktır. Edebi Heyetlerle çalışan tiyat-

Bu sayıdan diğer sayfalar: