21 Mart 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

21 Mart 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ne zaman düzelecek? Yiberasyon listesinde, 73.15 gümrük ve tarife pozisyonlu yüksek karbonla ve kaliteli makastık ve yaylık çelikler karşısında, "Sanayi Bakanlığının müsaadesiyle" kaydı vardır. Daha birçok maddenin karşısında bu kaydı gö- rebilirsiniz. Şu bakanlığın veya bu dairenin müsaadesiyle!.. Bir taraftan liberasyon, bir taraftan da müsaade alınması hükmündeki acaiplik, alıştığı- mız için olacak, kimsenin nazarı dikkatine çarpmıyor. Bakanlık, ithali kendi müsaadesine bırakılmış olan bu madde için 17 Ocak tarihli sirküleriyle 1,5 milyon dolarlık tahsis yapıldığını belirtmiştir. Bir taraftan liberasyon listesinde bulunup, öte yandan döviz tahsis edilme- sini, ne yalan söyleyelim, bizim aklımız almamaktadır. Bir mal liberasyon listesine konulur ve serbestçe ithal edilir. Veya döviz tahsis olunacaktır, o zaman da tahsisli ithal malları üstesine alınır. Böylece işin normal şekil- de yürümesi sağlanmış olur. Halbuki malın liberasyon listesinde bulunması, ihtiyaç sahibinin de durumunu ona göre ayarlamasına yol açmaktadır. Biz- ce bu şekilde liberasyonla ilgisi kalmamış malları otomatikman tahsisli it- hal malları listesine almak en normal yoldur. Ama normal yollardan neden- se biç birimiz pek hoşlanmayız da... Bununla beraber, bizim asıl anlatmak istediğimiz konu bu değildir. Sa- nayi Bakanlığı, 17 Ocak tarihinde yayınladığı bir sirkülerde, 73.15 gümrük tarife pozisyonlu yüksek karbonlu çeliklerden yay ve makas sanayii ile zincir sanayiinde kullanılan çelikler için ihtiyaç sahiplerinin doğrudan doğ- ruya Sanayi Bakanlığına müracaat etmeleri gerektiğini bildirmiştir. Bu sir- üler üzerine yay ve makaslık yüksek karbonlu çeliklerle zincir sanayiinde EE çeliklere ihtiyacı olan sanayiciler, Sanayi Bakanlığına doğrudan ruya müracaatta bulunmuşlar ve tahsislerinin verilmesini o beklemeye başlamışlardır. Onlar bir taraftan bekleyedururlarken, kırk gün sonra (Bakanlıktan bütün ihtiyaç sahiplerine bir yazı gelmiştir: "73.15 gümrük tarife pozis- yonlu yüksek karbonlu ve halitalı çeliklerin ithali için özel sektöre mensup sanayicilere 1.5 milyon dolarlık müsaade belgesinin verilmesi hususunda 17 Ocak 1964 tarih ve 4/525 sayılı yazımızla Odalar Birliğine gerekli tali- mat verilmiş bulunmaktadır. Adı geçen müesseseye ihtiyaç sahibi ri lerin bağlı bulundukları Odalar kanalıyla müracaatta bulunmalar Bu yazıyı, alan sanayicier, oBakanlığa yapılan İM racaatların üsdee - esasen sanayici bu gibi durumlarda işin nedenini sormamaya alışmıştır - makbul sayılmadığını anlamış ve hemen Odalar Birliğindeki tevziata yeti- şebilmek için gerekli evrakı tekrar hazırlayarak, bu sefer, bağlı bulunduğu Odaya sunmuştur. Odalar, kendilerin» gelmiş olan ilk talimata göre bu hu- sustaki müracaatın doğrudan doğruya Bakanlığa yapılacağını ileri sürerek işe karışmamak istemişlerse de, sanayicilerin elindeki "Odalarınız kanalıy- la Birliğe başvurunuz" talimatını görünce fazla sıkılamamışlar ve müra- caatları alarak -zira işin şakası yoktur, tevziatı kaçırabilirsiniz- Odalar Birliğine göndermişlerdir. Fakat müracaatlar Odalar Birliğine geldiği za- man, Birlik yay ve makas sanayii için doğrudan doğruya Sanayi Bakanlığı- na başvurulacağını belirtmiştir. Nihayet anlaşılabilmiştir ki Sanayi Bakan- lığı ""Odalar Birliğine başvurunuz" emrini yanlışlıkla vermiştir. İşte bu yanlışlık yüzünden aylardan beri, yaylık ve makaslık yüksek karbonlu çe- lik imalcileri ile zincir sanayiinde kullanılan çeliğe ihtiyacı olanlar bekle- mektedirler. Tabii onlarla beraber, bu sanayi kollarındaki imalât ve bu imalâtı bek- leyen sanayi kollarındaki imalât da zincirleme olarak beklemektedir Had- dizatında beklenen, ham maddenin ne zaman geleceği değil, bu işlerin ne zaman düzene gireceğidir. Fasih İNAL AKİS/24 müthiş bir yaştır. e Çocuk- birdenbire sa, 19. maddedeki grev ve lokavt yet- kisi maddesiyle mesele ele alınmakta- dır. Ancak, başta 19. madde olmak ü- zere, 20, 21 ve 22. maddelerin uzun- luğu ve karışıklığı hakikaten tasavvu- run haricindedir. Grev gibi, memleketin ekonomik hayatında büyük bir rol oynayacak, buna karşılık çalışanların (o haklarını koruması bakımından da ayni derece- de önemli bir sosyal fonksiyon icra edecek bu müessesenin kanunda hiç bir şüpheye mahal bırakmıyacak se- klide ifade edilmesi gerekirdi. 35 ve 36. maddelerde İl ve Yüksek Hakem Kurullarının teşekkülü ile gö- revleri ele alınmaktadır. Ancak her iki hakem kurulunun da gene vazife- leri ve yetkilerine ait hükümler mad- delerde açık bir şekilde ifade olunma- mıştır, Akademik münakaşalar 37 maddedeki "Özel hakem" hük- mü de karıştırılmakta ve bu mü- esseseden toplu iş sözleşmesine gidilen her halde istifade edileceği zannedil- mektedir. Halbuki, özel hakem, sadece grev yapma yetkisi olmayan teşekkül- lerde fonksiyonu olan bir müessese- dir.. Nitekim özel hakemin karan top- lu iş sözleşmesi hükmündedir. Ancak, 37. maddede bu hususun açıklanma- mış olması ihtilâflara yol açmakta, ö- zel hakemlik müessesesinin ne şekilde işleyeceği saatlerce süren akademik münakaşalarla halledilebilmektedir. Bilindiği iüzere, 274 sayılı kanun, sendikaları ile ilgili hükümleri getirmektedir. o 274 sayılı kanun - ufak tefek aksaklıklara rağ- men - hakikaten mükemmel denilebi- lecek vasıftadır. "Neden Sendikalar kanunu bu ka- dar derilitoplu oluyor da, Toplu İş Sözleşmesi ve Grev; Lokavt Kanunun- da aksak bir sürü hüküm bulunuyor?" diye, insanın aklına bir sual gelmek- tedir. Halbuki mesele gayet normal- di.. 274 sayılı kanun, yani Sendikalar Kanunu, haddizatında yeni bir ka- nun değildir. Bundan 17 yıl önce çı- karılmış olan 20 Şubat 1047 ve 5018 sayılı kanunun tâdili şeklindedir. E- sasen, işçi ve işveren sendika ve sen- dika birlikleri hakkındaki 5018 sayılı kanun 25 Mayıs 1959 tarihinde 7286 saydı kanunla tâdil edilmiştir. Bu şe- kilde Sendikalar Kanununun uzun bir tatbikattan sonra bugünkü mükem- mel şeklim aldığı ' anlaşılmaktadır. Buna karşılık, 275 sayılı kanunun ge- tirmiş olduğu toplu sözleşme ve grev ve lokavt hükümleri memleketimiz i- çin çok yeni bir mahiyet taşımakta- dır. Tabiatıyla zamanla bu hükümler- de de çeşitli ıslahata gidilebilecektir. Ancak, bugün için böyle bir emare u- fuklarda pek görülmemektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: