21 Mart 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

21 Mart 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER lan Makariosun vekili Kleridise veril- mesi için Lefkoşe Büyük Elçimiz Maz- har Özkola talimatıyla birlikte ve şifreli olarak tellendi. o Hükümetlimiz durumdan iki diğer garantör, İngil- tere ile Yunanistanın ve Amerikanın haberdar edilmesini kararlaştırmıştı. Mazhar Özkol, notayı sabahın dördün- de Fazıl Küçüğe gösterdi, altıda Kle- ridise verdi. o Ankarada ise Amerika Büyük Elçisi saat 24'de Dışişleri Ba- kanlığına davet olundu. Bunu sıra- sıyla İngiltere ve Yunanistan Büyük Elçileri takip etti Amerikalı Taymesd Hare notanın G O kadar emeklerce yaşatılmaya ça- lışılan Türk-Yunan dostluğunun kuruluş günlerinde, 30 Ekim 1930 ta- rihinde, iki devlet arasında imza- lanan "İkamet, ticaret ve seyrise- fain mukavelesi" bu haftanın başla- rında Türk hükümeti tarafından yü- rürlükten kaldırılmıştır. Gerçekte Dışişleri oBakanlığının bu konuda yaptığı bir açıklamada da belirtil- diği gibi, bu mukavele imzalandığı tarihten bu yana uzun bir süre geç- tiği için günün şartlarına uymuyor- du ve beş-altı yıldır da, yürürlükten kaldırılması düşünülmekteydi. Hattâ Karamanlis Hükümetinin bu dostlu- ğu devam ettirmek için arzulu olduğu günlerde yunanlılar ve bilhassa Ave- rof bu konuyu görüşmelerde ön pla- na almaktaydılar. Bu bakımdan, 1930 Türk-Yunan mukavelesinin yürürlük- ten kaldırılması haberi ilgili kimse- ler, özellikle yunanlı dostlarımız için bir sürpriz olmamıştır. Yürürlükten kaldırılması karar- laştırılan mukavele, yakın komşu- muz Yunanistanın Türkiyede yerleş mek isteyen uyruklarına bazı önemli haklar veriyordu. Bunların başında Türkiyeye serbestçe girme, Türkiye- de oturma ve yerleşme ve ticaret yapma hakları gelmektedir. Bu hak- ların tabi! bir sonucu olarak, Türki- yeye yerleşen yunanlı dostlarımız, o- zellikle İstanbulda, hiç de küçüm- senemeyecek servet sahibi olmuşlar, mal mülk edinmişlerdir. Bu konuyu iyi bilen çevrelere göre, Türkiyede 1930 mukavelesinden (faydalanarak yaşayan, haaytlarını kazanan ve Al- lah ne verdiyse, dünyalık sahibi olan yunanlıların sayısı 10 bin dolayların- dadır. AKİS/8 metnini endişeli bir yüzle okudu, Hü kümetinin tavsiyesinin itidal ve ba- siret yolundan ayrılmamak olduğunu tekrarladı ve ihtiyatsız bir hareketin tarifsiz ihtilâtlar yaratabileceğini be- lirtti. Feridun Cemal Erkin: "— Bunu bana mı söylüyorsunuz Mister Ambassador?" dedi. o Amerika Büyük Elçisi türklere hak verdiğini belli eden bir işaret yaptı. Türkiyenin elinden gelen kolaylığı Oo gösterdiğini cümle âlem gibi Amerika da biliyor ve takdir ediyordu. Raymond Hare, Bakanlıktan ayrı- lırken yolunu kesen gazetecilere biç örünen Averof Dünyanın her tarafından yaban- cıların oObir başka ülkede oturmak, mal mülk sahibi olmak, ticaret yap- mak ve çalışmak haklan milli ka- nunlarla sınırlanmıştır. e Devletler tatbikatta, ülkelerine yerleşmek için gelen yabancılarla sadece gezmek i- çin gelenler arasında bir ayırma ya- parlar ve yerleşmek (için gelenler hakkında daha sıkı sınırlamalar ko- yarlar. Bundan başka, ülkelerine gir- mesini çeşitli bakımlardan uygun gör- medikleri yabancıları sınırları içine almamaya da yetkilidirler. Başka bir devletin ülkesinde yaşayan yabancı- lar seçmek, seçilmek, o siyasi parti kurmak ve benzeri siyasi hakları ve kamu haklarını kullanamazlar. Mal mülk sahibi olmak, ticaret yapmak ve çeşitli iş kollarında çalışmak gibi bir şey söylemedi. Fakat evine gidip yatağına da girmedi. Mesai arkadaş- larıyla birlikte sabaha kadar çalıştı ve durumu Washington'a bildirdi. Bü Kleridisin eline vardıktan sonra açık- ladı. O gece Dışişleri Bakanlığına çağrı- lan ikinci Büyük Elçi İngilterenin tem silcisi Sir Denis Allen oldu. Sir Denis Allen evvelâ bulunamadı. O gece İs- viçre Büyük Elçisinin bir daveti vardı. köy hususi haklara gelince, bunlar, dev- letler arasındaki karşılıklı anlaşma- lar ve milli kanunlarla düzenlenir. 1930 mukavelesi, Türkiyedeki yunan- lılarla Yunanistandaki türklere ge- niş hususi haklar tanıdığı için, yeryü- zünde bu konuda yapılan en liberal anlaşmalar arasında sayılabilir. Ancak, 1930 yılından sonra çıkan kanunlar, kamu yararıyla yakından ilgili bazı hususi hakları gittikçe yal- nız türk vatandaşlarına vermekte, he- le çalışma hakkı artık özel hukuk fi- lanından kamu hukuku alanına geç- mek yolunu tuttuğu için gittikçe da- ha sıkı kayıtlara tâbi tutulmaktadır. Diğer devletlerle daha yeni tarihler- de yapılan ikamet ve ticaret anlaş- malarında bu kayıtlamalar dikkatle gözönünde .tutulmakla beraber ,1930 mukavelesi hep eski şekliyle kalmış, bir türlü yeni şartların ışığında göz- den geçirilmemiştir. Bu mukavelenin feshi, şimdi Türk ve Yunan hükü- metlerine bir masa yeni bir anlaşma vermektedir. Yayınlanan bildiride de söylenildiği gibi, Türk hükümeti bu- na hemen hazırdır. Şimdi Türkiyeede yaşayan bütün yunanlıların durumu, Yunanistanla yapılacak oObu görüşmelere bağlıdır. Eğer Yunanistan böyle bir görüşme- ye yanaşmaz, ya da Türkiyenin iste- diği bazı. şartlan kabul etmezse, o man, aramızda yaşayan yunanlı dostlarımız gerçekten çok güç bir du- ruma düşebilirler, güzel İstanbulu ve canlarının yongası mallarını geri Bı- rakıp Yunanistana gitmek zorunda kalabilirler. Bunu önleyecek, engel o lacak hiçbir devletler hukuku Kuralı yoktur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: