17 Nisan 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

17 Nisan 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER de durum alan türk birliğinin lıgı çeteci rumları uzun uzun d mektedir. Hattâ Makartios, rastlanır bir akl-ı evvellik göste- rek, türk birliğini Adadan uzaklaş- tırılabilmekiçin 1960savunmaandlaş- masını feshetmeye bile kalkışmış, fa- kat Türkiyenin kesintutu mu karşısın- da bir daha bu konuyu açmaya cesa- ret edememiştir. Şimdi bu birliği et- kisiz kılmak için açık kalan tek yol, birliğin Birleşmiş Milletler kuman- dası altına verilmesidir. Ancak, türk birligini yönetenler birlik mensup- ları Birleşmiş Milletler okuvvetinin ohede yaptığı pikniğe katılmaya hiç hiç istekli değildirler. Zira böy- le bir katılma halinde sayın Komuta- nın Türk Alayına vereceği ilk emir olacaktır: "İstikamet (| kışlanız! Marş!Marş!" var- üşün- eşine Birleşmiş Milletler Genel Sekrete- U Thant, aklı sıra büyük bir dikkat iyi niyetle aldığı bütün tedbirlerin ürlü para etmediğini görünce, A- na durumunu bir kere de en yakın çalışma arkadaşının gözüyle incelemek lotayla, siyasi işlere bakmakla gö- revli yardımcısı oODr. Ralph Bunch'ı geçen hafta Kıbrısa yollamıştır. Kıb- rıstaüç gün kalan Dr ch, New York'a dönünce gördüklerini Genel Sekretere anlatacaktır. İşin acısı, Dr. bi Kıbrısta gördüklerinin hiç açıcı şeyler olmayışıdır. Genel sektlerin siyasi işlere bakmakla gö- i yardımcısı, Lefikoşede bululudu- gu süre içinde ,göre göre yalnız iki türkün nâsıl rumlar tarafından öldü- rüldüğünü görmüştür. Bunlardan bir tanesi, şehrin türk ve rum kesimleri- ni ayıran Yeşil Hat dolaylarındaki evi- nin bahçesini suluyordu, diğeri de kızı- nı okula götürmekteydi. o Umulur ki, bu olaylar, Kıbrısa çok görüp, çok din- lemek için geldiğini söyleyen Dr. Bunch'la beraber U Thant'ı da uyar- mış olsun. Kervanın yüklüsü arkadan gelir Eğer şu sırada Kıbrıs anlaşmazlığı- na el koymuş olan Birleşmiş Mil- letlerin sorumluları gözlerini açıp Ma- karios ve arkadaşlarını doğru yola ge- tirmezlerse, da türklerinin başına daha birçok şeyin geleceği anlaşılmak- ladır. Gerçekten, geçen haftanın so- -unda yunan hükümetiyle görüşmeler yapmak üzere Atinaya giden Makari- os, orada yalnız önümüzdeki günler- de girişmeyi düşündüğü yeni dolaplar için yunan hükümetinin onayını al- makla kalmamış, aynı zamanda eski çetebaşı Grivasın yardımını da sağ- lamıştır. Eğer Grivas Adadaki rum başıbozukların kumandanlıgına getiri- Çeteci Grivas Göz tutmadı lirse, Ada türklerinin çekeceği var demektir. Ama, Kibrisin EOKA'cı İç- işleri Bakanı Yorgacisin cansiperane gayretlerine rağmen Grivası Kıbrısa göndermeyi Papandreunungözütut- mamıştır. Makariosla Papandreu arasında ya- pılan görüşmelerden Oosonra yayınla- nan on maddelik bildiri, bir yandan türk-yunan o dostluğundan söz açan yunan idarecilerinin Kıbrıs anlaşmaz- lığını hangi açıdan ele aldıklarını a- çıkça ortaya koymaktadır. (o Bildiride belirtildiğine göre, Kıbrısta rumların giriştikleri savaş, o bir ellenizm sava- ı, yani bir yunanlılık davasıdır. lenizm, Kıbrısta bir ölüm kalım kav- gasına girişmiştir. Bu sözleri hayretle karşılamamak bir bakımdan mümkün değildir, çünkü şimdiye kadar ortada bir yunanlılık dâvasının değil, bir Kıb- rıs devletinin bağımsızlığının sözü e- dillyordu, Şimdi, bu Kıbrıs bağımsız- lığının arkasında ne yattığı, bütün a- çıklığıyla ortaya çıkmıştır Mesele bir kere bu şekilde ve açık- ça ortaya konulunca, bildirinin diğer maddelerinde sıralananlar (görünüşü kurtarmak için söylenmiş o sözler ol- maktan ileri gidemiyorlar. Bildiriye göre, Zürih ve Londra anlaşmalarının değiştirilmeleri gerekir, çünkü bu an- laşmalar başarıyla uygulanamamışlar- dır. Şüphesiz, bildiride bu başarısızlı- ğın nedenleri üzerinde durulmamıştır. bu nedenlerin altında Enosis hülyasının yatuğını söylemek ne Ma- sun, ne de Papandreunun işine gelmektedir. Bildirinin Önemli bir bölümü de türk-yunan münasebetlerine ayrılmış- tır. Yunan idarecilerine göre, Türki- yenin Kıbrıs anlaşmazlığını bu eski dostluğu yıkmak için kullanması, ü- züntüyle (o karşılanmaktadır. Gaflet içindeki bu zatlara sormak gerekir: Başlangıçta toprak bütünlüğü, bağım- sızlık, milli egemenlik gibi ulvi slogan- lar altında piyasaya osürülen Kıbrıs meselesini oOsonunda bir ellenizm dâvası olarak ya ıkarmak, bu dâvayı gerçekleştirmek için A- dadaki Onbinlerce türkü yerinden, yurdundan, yüzlercesini canından et- mek türk-yunan dostluğunu dinamit- lemek değildir de, Kıbrıs türklerinin can ve mal güvenliğini korumak için çetecilerin en iyi anladığı dilden ko- mı kundakçılıktır? o Bugün türk-yunan dostluğu o tehlikeye düş- müşse, bunun sorumlusu yunanlı komşularımızı anlaşmazlığın çıkışın- dan bugüne kadar kerelerce doğru yo- la getirmeye çalışan Türkiye midir? Bu sorular, anlayanın, yüzünü kızart- lıdır. Bir çeteci eskisi Kin aslına bakılırsa, Atinada yapı- lan Makarios - Papandreu görüş- melerinden çıkan sonuçlar, kimsenin bilmediği, beklemediği lar değildir. Türkiyede olayları görüp değeriendirebilen herkes tâ başından- beri Kıbrıs anlaşmazlığının altında bir ellenizm dâvasının yattığım Bilir du ve Yunanistânın bu dâvada n na kadar Makariosu destekleyeceğini de umuyordu. Bu bakımdan meler sonunda yayınlanan bildiri kim- se için şaşırtıcı olmamıştır. Yunan ida- recilerinin sağduyusundan artık bütün bütüne ümidini yitiren türk idarecileri için bu hafta asıl önemli olan. Ma- kariosla Grivas arasında yapılan gö- rüşmelerdir, İngiliz yönetimine karşı girişilen EOKA mücadelesinin lideri Grivas, bilindiği gibi, o bağımsızlıktan sonra Makariosla anlaşmazlığa düşe- rek Atinaya dönmüştü, Zürih ye Lond- ra anlaşmalarım imzalayarak bağım- sızlıkla yetinen oMakarios karşısında Grivas, devamlı olarak, Yunanistana birleşmek görüşünü savunmuştur. Ge- çen hafta Atinaya giden Makarios. fırsattan faydalanarak, işte bu Griva- sa Kıbrısa geri dönme ve rum çeteci- lerinin başına geçmek teklifinde bu-

Bu sayıdan diğer sayfalar: