3 Temmuz 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

3 Temmuz 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lum kalkınması ile çok yakından ilgi- lidir." Eve ait keşifler Rezan Egem konuşmasına şöyle devam etti "— Eve ait keşifler, icatlar en verimli olanlarıdır. Bir patates soyma âleti keşfeden ve bunu yeni ve pratik bir şekilde ortaya atan kimse, kısa zamanda çok para kazanabilir. (o Bu- gün makineleşmiş memleketlerde en ileri aletler keşfedilirken, çok basit dern elektrikli makinelerle çalışırken, köyde uygulamak üzere çok basitini de öğrenmektedirler. Meselâ, elektriği Ol mıyan, çamaşır makinesini tanımıyan bir köyde ayaklı pir çinko tekne, ça- maşırı sıkmaya yarıyan ve elle dönen bir merdane, çamaşırı çitilemek için kullanılan girintili çıkıntılı o uvma tablası, oldukça iş görür. Kadın ilk ön ce yere eğilmekten kurtulur, sonra da daha az gayret ve kuvvet sarfederek daha çok randıman almayı oöğre- nir. Gene bu bilgiler (o sayesinde ka- dın mutfakta daha az zaman dip, daha az para harcıyarak daha iyi besleme imkânını kazanır. Sıhhi ve pratik, işi basitleştiren ev döşeme sanatını, en basit şeklinden en teferruatlısına kadar öğrenir. Gocuğu- nu bilgi ile yetiştirir, mutlu olmanın ruhtur ki aile topluluklarını, çevrenin imkânlarından faydalanarak, daha müreffeh, daha mutlu olmaya götü- recektir Şahinkaya, sonra devam "— Yüksek mühendis olan bir ev ekonomistini tek bir kısa bir süre sustu, açtığı Ev Ekonomisi okulları ile ta- mamlanma yoluna girmiştir. e Teknik bahçıvanlık okulunu bitiren köy kız ları, bu Ev Ekonomisi okullarında tah sillerine devam edecek ve köylerde doğrudan doğruya, görevlendirilecek- tahsilini yapmış olanlar olacaklar- dır." Aile Münasebetleri kürsüsü Do- karikatürü göze çarpıyordu rün alt yazısı "Bizde evlilik" ti. Bir adamın peşinde dört karacarşaflı ka- dın sıraya girmişti. beklenen Kanun Air plânlaman tasarısının Meclis gündemine gelmiş bulunması, bu ko- nunun yeniden tartışılmasına sebebiyet verdi. Memleketimizde, yanlış olarak, “doğum kontrolü" deyimi ile ortaya atı- lan ve başlangıçta, bu yüzden, bir takım yanlış değerlendirmelere, maksatlı politik tenkitlere, hattâ sabotaja yol açan aile plânlaması, gerçek anlamı ile nihayet anlaşılmaya başlamıştır.. Böylece, bunun "hükümet, kaç çocuk sahibi olabileceğini sana bildirecek ve yatağına kadar girip işlerine karı- şacak" şeklindeki kara tefsiri tıpkı "plân-pilâv" hikâyesi gibi iflâsa gider- ken - çünkü halk ve özellikle köy kadını, aile plânlaması fikrini derhal tut- muş ve benimsemiştir -, bu konunun muhafazakârları, şimdi de başka dal- lara tutunuyorlar ve diyorlar ki, "gebeliği önleyici ilâç ve vasıtalar sağlık için tehlikelidir." Bununla da kalmıyarak, "Bunlar pahalı ve güç kullanı- lır şeylerdir. Bu bakımdan, bunlardan ancak bilgili, yetişmiş kimseler, şe- hirlerin okumuşları, yâni çocuklarım daha iyi yetiştirme imkânına sahip olanlar faydalanabileceklerdir. Bu da sosyal ve ekonomik dengeyi daha çok sarsacaktır" demektedirler. Oysa ki, aile plânlaması zaten, varlıklı ailelerin yıllardan beri uygula- dıkları "imkânı oranında çocuk yapma" prensipini, bu prensipi uygulamasını bilemiyen büyük halk kitlelerine yayma ve bu prensipi sistemleştirme esası- na dayanmaktadır. Yani varlıklı aileler, aile plânlamasını zaten uygulamak- tadırlar. Varlıklı ailelerin fazla çocuk sahihi olmaları ender görülen olay- lardandır. Bunlar ne yapar eder, istemedikleri çocukları dünyaya getirmeme yolunu bulurlar. Aile plânlaması belki bunlara da istedikleri zaman bu engellemeyi, daha sıhhi bir şekilde yapmayı öğretecek, onları kriminel dü- şüklerden kurtaracaktır. Ama bu, herhalde, zaten sayarak dünyaya getir- dikleri çocuklara mâni olmıyacaktır. Çünkü aile plânlamasının ilk hedefi, çocuğa engel olmak değil, onu sayı ve yetişme imkânları yönünden değer- lendirmektir. Bir toplumda çocuk değerlenir değerlenmez, varlıklı aileler, bu etki al- tında daha çok çocuk yaparlar.. Aile plânlaması, çocuğun ihtiyaçlarını, ana- nın maddi-mânevi ihtiyaçlarını ortaya koyan, çocuğu, üzerine titrenecek bir varlık olarak topluma sevdiren bir sistemdir. Bu yönden, endişe yersiz- dir. Büyük halk kitlelerinin aile plânlamasının getireceği usüllerden fayda- lanamıyacakları fikri de bence yanlıştır. Bugün hangi köye gitseniz, kadı- nm ilk kaygusunun bu olduğunu kolaylıkla görebilirsiniz. İnsanlar, yapma- sını özledikleri şeyleri her ne pahasına olursa olsun öğrenirler. Tarlasında kendi başına doğurduğu çocuğun göbeğini kesen köy kadını elbette, aile plân- lamasının gereklerini yapacaktır. Bütün nisaiye mütehassısları, yıllardan beri, köyden gelen müşterilerinin bu talepleri ile karşılaştıklarını, ancak, kanunun yasaklaması yüzünden aile plânlamasını uygulayamadıklarını söy- lemektedirler. Kontrol hapları ve ceşitli metodlar, yıllardan beri, birçok memleketler- de uygulanmaktadır. Tıbbın her yeni Le şüphe ile karşılanır, fakat ko- laylıkla uygulanır ve gelişir. Bugün Türkiyede, yılda 10 bin kadın, çocuk düşürmek için başvurduğu müdahale mı ölmektedir. Bu, resmen bi- linen rakamdır. Sakatlananlar ise çoğunluktadır. Beş yıllık Plân, meseleyi ekonomik yönden ele almış olabilir, Aile mut- luluğu ve kişisel haklar yönünden mesele aynı derecede önemlidir. Kanun büyük bir ihtiyacı karşılıyacaktır. Jale CANDAN AKİS/27

Bu sayıdan diğer sayfalar: