July 10, 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

July 10, 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Demirperde Aralanan kapı T emmuzun başından Eylül sonuna kadar uzanan üç aylık dönem, bü- tün Avrupada turizmin en civcivli dev- residir. Bu dönem içinde hali vakti ye- rinde her amerikalı uçak veya gemiye atladığı gibi soluğu eski dünyada alır, geleceğinden emin her avrupalı, altına arabasını, yanına çoluk çocuğunu al- dığı gibi yıllık tatilini geçirmek için yola düşer. Bir ingiliz için en büyük mutluluk, tatilini Fransada veya Al- manyada geçirmek, bir fransız için en iyi dinlenme yolu, İtalyaya kadar uza- nabilmektir. Bundan birkaç yıl öncesine kadar amerikalı ve avrupalı turistin tatil plânları demirperdenin ötesine uzana- mıyordu. Ancak son yıl içinde büyük bir değişiklik olmuş, arabasına atla- yan avrupalı -biraz şaşkınlık, biraz da memnunlukla- Çekoslovakyaya, Polon- yaya, Macaristana veya Romanyaya rahatça o girilebileceğini (ogörmüştür. Şimdi eski ve yeni dünyanın bütün tu- ristleri, Ni çöikelerin tadını çıkarmakla meşguldür İşin iz bakılırsa, demirperde ge- risi ülkelerin bu yaz dünya turizminin en gözde yerlerinden biri olacağı bun- dan daha bir yıl öncesinden belliydi. Gerçekten, geçen yaz sonundan baş- layarak, bazı komünist devletlerin turizm büroları, bütün büyük ameri- kan ve Avrupa gazetelerinde geniş bir propaganda kampanyası açmış bu- lunuyorlardı. Mesela, New York Times gazetesini izleyenler Çekoslovak Tu- rizm Teşkilatının bütün yıl verdiği ilânlarla herkesi önümüzdeki yaz ta- tilini Çekoslovakyada geçirmeğe çağır- dığını hatırlayacaklardır. Aynı şekilde, Polonya ve Macaristan turizm bürola- rı da, bütün ünlü gazetelerde seslerini duyurmaya çalışmışlardır. Bugün kendi ülkelerine turist çek- meye çalışan komünist idareciler, çok değil, bundan daha birkaç yıl öncesi- ne kadar sınırlarını yabancılara kapa- makta büyük bir titizlik gösteriyorlar- dı. Romanyada bıraktığı yakınlarını görmek isteyen bir amerikalı, 1955 yı- lında istediği bir vizeyi, 1958 yılında zorla alabildiğini bugün hâlâ acıyla ha- tırlamaktadır. Oysa aynı amerikalı, bu yıl yaptığı bir avrupa gezisinde, hiç de aklında yokken, Romanyaya girmek için gerekli vizeyi istediği sınır kapı- sında veya hava alanında alabileceğini öğrenince, soluğu Romanyada almış- tır. Şimdi, aynı şekilde, Çekoslovakya ve Macaristana giriş de çok kolaydır. Giriş vizeleri sınırda verilmekte, umu- lan güçlüklerin hiçbiri çıkarılmamak- tadır. Polonya da vize güçlüklerini kal- dırmıştır. Buna karşılık, Bulgaristana giriş gene eskisi gibi zordur. Doğu Avrupadaki komünist ülkeler- de görülen bu dışa açılmanın son yıl- ların en önemli milletlerarası gelişme- lerinden biri olduğuna şüphe yoktur. Polonyaya, Çekoslovakyaya, Romanya- ya ve Macaristana giren bir turist, bu- ralarda çok kere peşine takılan bir po- lis görmeyince hayrete düşmekte, ken- di kendine, yanlış yere gelip gelmedi- ğini sormak zorunda kalmaktadır. He- le Varşovada bütün bellibaşlı batılı ga- zetelerin satıldığını görenlerin hayre- ti büsbütün artmaktadır. Mideler doymayınca D emirperde gerisindeki gelişmeleri yakından izleyen gözlemciler, bu ülkelerin yavaş yavaş Batıya açılmala rını ekonomik nedenlere bağlıyorlar. Bu gözlemcilerin büyük bir çoğunluğu- na göre, Doğu Avrupa idarecileri, ko- münist toplum ve ekonomi düzenine hâlâ inanıp bağlı kalmakla birlikte, Sovyetler Birliğinin uydusu kalmanın ülkelerinin ekonomik gelişmesine en- gel olduğunu anlamış bulunuyorlar. Bunun en açık örneği Polonya ve Ro- manyada görülmektedir. Polonya, da- ha Gomulkanın işbaşına geldiği gün- lerden başlayarak, Sovyetlerin siyasal ve ekonomik hegemonyası altına gir- meyi reddetmiştir. Romanya ise, son günlerde. Sovyetlerin ekonomik baskı- larına karşı bayrak açmıştır. Toprak- altı zenginlikleri, özellikle zengin pet- rol yatakları ve tarıma açık uçsuz bu- caksız ovalarıyla Romanya, ötedenbe- ri Avrupanın en varlıklı ülkelerinden biri sayılıyordu. Oysa Sovyet peyki ol- duktan sonra, kendi petrolünü, kulla- namaz duruma gelmiş, bir zamanlar bütün dünyaya ur buğdaylarını kendi yiyemez olmuştur Sovyetler Birliğine bağın ken- disini ekonomik bakım güç du- rumlara soktuğunu etil iy. bir yıldır, batılı devletlere, özellikle Birleşik Amerikaya yaklaşmak çabası içindedir. Bu çaba, son günlerde, Sov- yetler Birliğinin romen ekonomisini demirperde gerisinin ortak pazarı sa- yılan COMECON içinde eritmek iste- mesi üzerine daha da çoğalmıştır. Bük- reşe giden her yabancı turist, burada- ki kitapçılarda, Sovyetlerin bu teşeb- büsüne karşı yazılmış kitapların Batı dillerindeki çevirilerini görmekte ve hayretler içinde kalmaktadır. Hatırla- nacağı gibi, Romanya, ekonomik ba- gımsızlığını korumak için, geride bı- raktığımız Mayıs ayında Birleşik Ame- rikaya bir heyet yollamıştır. Demirperde gerisindeki bu çatlama- ların batılı devletler için açılan önemi li fırsatlar olduğuna şüphe yoktur. Ba- tının büyük ülkeleri, komünist devlet- lerin Sovyetlerin siyasal ve ekonomik hegemonyasından kurtulmak için yap- tıkları çabaları anlayıp desteklemesini becerebilirlerse, dünya barışına büyük bir hizmet yapmış olacaklardır. AKİS/23

Bu sayıdan diğer sayfalar: