2 Ekim 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

2 Ekim 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FEN dar ulaştırıldığı anlaşılmıştır, o yine bu ihsasların sinir hücreleri otarafın- dan iki ana merkeze ulaştırıldığı, bun ların "alt beyin" ile "ana idrak mer- kezi" oldukları da tesbit (o edilmiştir. Bu iki merkezde işlem gören işaretler sayesinde hafızanın uyarılması sağ- lanmaktadır; Bu duruma göre, acı hissinin ge- çici olarak ortadan kaldırılabilmesi, bu iki merkezden birinin veya buna bağlanan sinirlerin çalışmasının ge- çici olarak durdurulmasına ( bağlıdır. İşte elektronik anestezide uygulanan metodlar da bu temele dayanmakta- dır. Bu amaçla kullanılan alternatif elektrik akımlarının "idrak merkezi- ne giden sinir hücrelerini geçici ola- rak işlemez duruma getirmek suretiy- le tesir yaptığı sanılmaktadır Bu bir çeşit uyuşma olayıdır ve akımın kesil- mesinden hemen sonra ortadan kalk- maktadır. Kimyasal yollarla yapılan anestezinin ise saatlerce tesirini de. vam ettirdiği ve "ayılma" halinin u- zun sürdüğü hesaplanırsa, elektronik yolla yapılan işlemin daha uygun ol- duğu anlaşılabilir. Yalnız, henüz or- tada çözümlenmemiş ve daha meto- dun tam ve yaygın bir şekilde kulla- nılmasını engelleyen (o birtakım güç- lükler de vardır Uygulamadaki zorluklar "En büyük zorluk, muhtelif tipteki hastalar üzerinde zihni durumla, rı, dayanıklılık dereceleri ve bünye ö- zellikleri yönünden yapılması gereken inceleme ve gözlemlerin diğer aneste- zi şekillerine oranla çok daha ileri bir safhada yapılması ve bunun da zZa- man almasıdır. Mamafih şimdiye ka- dar yapılan deneyler sonunda - uygun bir teknikle ve gereken tedbirler a- lındığı takdirde, beyne zarar vere- cek olaylara rastlanmayacağı sonu- cuna varılmıştır. İkinci büyük zorluk, elektronik a- nestezi uygulamasının o birtakım tâli etkileri bulunmasıdır. Bunlar sinirle- rin, dolayısiyle kasların gerilmesi, bu yüzden de hastanın vücudunda anes- tezi sırasında birtakım kasılmaların, meydana gelmesidir, Hernekadar bu verilmek suretiyle giderilmekteyse de, bunun, elektronik metodun faydasını ortadan kaldırdığına hiç şüphe yok- tur. Ayrıca, bu hapların etkisiyle ne- fes alma olayında aksamalar görül. 28 inektedir. Hattâ, kimyasal anestezide bile, bazı vakalarda nefes borusuna -nefes alıp vermeyi suni olarak dü- zenlemek üzere indirilen- bir plâs- tik borunun takılmasına elektronik metod uygulandığı zaman mutlaka ih- tiyaç hasıl olmaktadır. Herhalde bu kas kasılmalarının oOÖnüne geçilmesi, elektronik anesteziden sağlanacak fay- daların tam olması batanından, şart- Metoddaki aksaklıklar Elektronik metodla yapılan aneste- zide alternatif elektrik akımının beynin alt bölümünden iyice geçmesi ve gereken etkiyi sağlamayı için ba- şın iki yanına, şakaklar hizasına iki elektrod yerleştirilmekte ve akımın i- yi geçmesi, deriyle temasın tam ol- ması amacıyla da başın iki ara saçlar taraş edilmektedir. Buna rağ- men, elektrodların temas ettiği yer- lerde bazı deri yanıklarına rastlanmış, bunun önlenmesi için yapılan araş- tırmalar sırasında ayrıca deride bazı kimyasal değişiklikler (omeydana gel- diği veya birtakım usarelerin yayıl- dığı da görülmüştür, Hernekadar bun- ların tedavi edilmekte olan hasta i- çin tehlike arzetmeyeceği anlaşılmış, a da, hekimlerin bunların sebepleri- ni arştırmaya ve giderilme çarelerini bulmaya çalıştıkları da bir gerçek- tir. Kan terkibinin, hasta vücudunun gösterdiği allerjinin, o hastanın zihni ve bünyevi durumunun tam olarak tes biti ve elektronik anestezi sırasında ona göre üne tedbirlerin dikkat- uygulanması lüzumu, bu metoda yönelülebilcek. en önemli bir kritik- Yukarıda (sayılan Oomahzurlarına rağmen, elektronik anestezi, gelecek bakımından tıpta üzerinde en fazla durulan konulardan biridir. £ Bütün mesele, anesteziye yetecek kadar bü- yük akımı, hastanın vücudunda ka. sıtmalara ve diğer tâli etkilere mey- birtakım "pulse"lere bölmek suretiy- le -akımı ayni seviyede tutmak şar- tıyla- uygulanan lalternatif atanın gücünü azaltmak yoluna gidilmekte- gaya karşı tıpkı bir detektör devresi gibi çalışması özelliğinden faydalan- maktır. Özetle belirtilecek husus, henüz bu konuda son sözün söylenmediğidir. AKİS, 2 Ekim 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: