2 Ekim 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

2 Ekim 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günlerin getirdiği Yurttan Prof. Ali Fuad Başgil Hay aklınla bin yaşa hoca efendi! A.P. İsviçre sakinlerinden Ali Fuad Başgil, pek sevdiği fransız şaraplarından fedakârlık etmek suretiyle, "memleketinin kendisine muhtaç bulundugu"- nu görerek AP Genel Başkanlığına (adaylığını resmen koymuştur. Mümtaz ve ince zevkli bir kırmızı şarap mü- tehassısı olan Prof. - bu hususiyeti oburnunun ucunun renginden belli olmaktadır - “yeni bir hız" vereceğini ilan ettiği AP'ye Genel Başkan olmak için (o bazı AP'liler partilerinin bu hızla uçup gideceğinden ciddi şekilde en- dişelidirler ya - bir "küçük şart" koşmaktadır: Büyük Kongreye gelmemek ve memlekete Genel Başkan seçil- Akisler dikten sonra dönmek! Zira üstad, Türkiyeye ayak bastığı an kendisini bekleyen bir tevkif müzekkeresiyle karşıla- şacaktır. Hukukçu Prof. AP Genel Başkanlığının kendisi için bir "manevi dokunulmazlık" olacağını hayâl etmek- tedir.. Şarapçı Prof. İsviçredeki göl kıyılarından gönderdiği adaylık beyannamesinde kendi kendine ("Önümüzdeki Adalet Partisi kongresinde başkanlığa seçilme şansınız bizce çok kuvvetlidir. Bu hususta siz ne düşünüyorsunuz?" sualini sorduktan sonra buna şu cevabı vermektedir: 'Geçende yayınlanan o adaylık beyannamemde de kaydettiğim gibi, ben kendimi memleketin ve partinin hizmetine arzetmiş bulunuyorum. Bundan sonrası büyük kongrenin bileceği iştir. Ben şimdilik etrafı dinliyorum, İllâ beni getirsinler diye de bir hırsım olmadığı gibi, şah sım için propagandaya da ihtiyacım yoktur. Ben hüvi- yetim ve temayüllerim belli bir insanım. Yalnız şunu söyleyeyim ki, eğer adaylığım sebebiyle partide bir grup- laşma ve parçalanma istidadı sezerseem, rakip partinin ekmeğine yağ sürmek istemem ve derhal adaylıktan fe- ragat ederim. Bugün memleketin tek ümidi olan Adalet Partisini parçalanmış görmeğe gönlüm asla razı olmaz. Muayyen gayeli her toplulukta olduğu gibi oAdale- Partisinde de, Gümüşpala merhumdan sonra, bir baş bulunmak lâzımdır. Fakat bu başın, mıknatıs gibi, etra- fına toplayıcı ve uzlaştırıp birleştirici evsafta olması ge- rektir. Ben, faal ve feragatkâr insanlardan mürekkep et- rafım toplayacağım bir ekiple partiye yeni bir hız ve- rerek onu gayesine götürebileceğimi ümid ve tahmin et- mekteyim. Bu tahminimde yanıldığımı gördüğüm gün, parti başındaki vazifemin bitmiş olduğunu anlayacak ve yerimi daha ehline bırakarak çekilmeyi bir fazilet bile- ceğim. Karşımızdaki rakip parti başlarının kulis işlerinde ve Yalmanın ağzı ile, şer kuvvetlerini harekete getirmek- te pek mahir olduklarım biliyorum. Rakip parti basları- nın mahareti yalnız bundan ibaret değildir. Bu başlar en tecrübeli tilkileri bile şaşırtacak akla gelmez hile bi- lirler Fakat onların bilmedikleri ve zevkini tatmadıkları bir şey vardır: Dürüstlük ve sözü özüne uygunluktur. Bizim de kuvvetimiz budur imdi, Adalet Partisi kongresinde LA alacak olan teşkilât başı arkadaşlarıma sesleniyoru Önümüzdeki Büyük Kongre parti için 2 Zor bir imtihan masası hizmeti görecektir. o Şimdiye kadar olduğu gibi AKİS, 2 Ekim 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: