18 Aralık 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

18 Aralık 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER İktidarına, birkaç kişiyle de olsa, be- yaz oy kullanması artık imkânsızdır. Değişiklik listesi Cumhurbaşkanına sunulmadan, İnönü ile Çankayadaki e- vinde 45 dakika kadar süren bir görüş- me yapan Aksal, bu görüşmede, hasta- lığım ileri sürerek, Kabinede görev al masının imkansız olduğunu Başbakana bildirdi. Zaten beklenen, sadece Aksalın bu cevabı idi. Yeni Bakanların listesi Gür sele sunulduğunda o saatler tam 17'yi gösteriyordu, İnönü saat 18,10'da Köşk ten ayrılırken gazetecilere, Cumhur- başkanı ile Kabine konusunda görüş- tüklerini söyliyerek: "— Mutabık kaldık" dedi. Bu sözler Kabine revizyonunun fi- nalini teşkil etmekteydi. Ertesi gün bir basın toplantısı ya- pan Başbakan, son olaylar da dahil olmak üzere, iç ve dış politika konu- oldukça geniş bir konuşma gazetecilerin sorularını cevap- landırdı. Bu basın toplantısının baş- lıca özelliğini, İnönünün ağzından me selelerin rahatça ortaya konulması, ü- zerinde münakaşa edilebilmesi ve po- litikada kolay kolay rastlanmıyan bir "tutumla başarının da, başarısızlığın da Başbakan tarafından rahatça kabul e- dilmesi teşkil etti. İlk düşen ak Kabinede revizyon temasları, hara- retli Grup toplantıları ve kesif ku lis faaliyetlerinin yanısıra, geride bı- raktığımız hafta CHP Parti Meclisi toplantıları da son derece renkli geçti. Cuma günü başlıyarak bu haftanın or lalarında Çarşamba gününe kadar her gün, bazen gecenin geç saatlerine ka- dar devam eden bu seri toplantılarda partiyle ilgili bütün meseleler görüşül inekle beraber, konuşmaların ağırlık merkezini 'Hükümet ve yapılan reviz- yon Wi etti. sabahı saat 10'da toplanan Parti Meclisi, çalışmalarına Genel Baş kan İsmet inönünün başkanlığında başladı. Ancak İnönü, Hükümette ya- pılacak değişikliklerle ilgili temaslarda bulunacağı için salonda fazla kala- madı ve Genel Başkan odasına geçe- rek, burada Önce Aksal ve sonra da Feyzioğlu ile görüştü. O günkü görüş- meler daha çok Parti içi omeseleler, Teşkilât ve Propaganda konulan ile ilgili oldu. Bu arada Merkez İdare Ku rulu raporu okundu, bu konuda çeşit- li temennilerde bulunuldu, çeşitli yö- netmelikler için komisyonlar kuruldu. Parti Meclisi toplantılarının en renkli olanını ise Cumartesi günkü bir leşim teşkil etti. O gün öğleden sonra, en üst kattaki, yeniden restore edilen 10 Mahmut Vural hastahanede Ayağa gelen kısmet ve Mavi Salon adım alan geniş top- lantı salonunda biraraya gelen Parti Meclisi üyelerinin, hemen hepsi aynı şeyi düşünüyorlardı: Kabinede yapılan değişiklikler! Oo Bu bakımdan, söz alan hemen her üye bu konuya değinmeden edemedi. İnönü, bir gün önceki toplantıdan ayrılırkefi, "Size herhalde, yarın bilgi verebilecek durumda olurum demiş- ti. Bu bakımdan ilk sözü Genel Baş- kan aldı ve ağırlık merkezini Kabine değişiklikleri teşkil eden, fakat diğer bütün iç politika olaylarını da içine a- lan geniş bir konuşma yaptı. Ancak dı- çeşitli şekillerde, akseden bu konuşma, hiç bir zaman bir sır nite- liğinde değildir. Başbakan, o herkesin bildiği olayların kısa bir panoramasını çizdi. Konuşmanın asıl önemli yönü- nü. Başbakanın olayları ve meseleleri başka bir açıdan değerlendirmesi teş- kil etti, Üyeleri Genel Başkan konu- şurken, önlerinden birçok perdenin birer birer kalktığını hissettiler. İnönüden sonra söz alan Tahsin Bekir Balta, daha çok rejim meselesini içine alan bir konuşma yaparak, Suna- yın Meclis Başkanlarına yazmış oldu- ğu mektubu Anayasa açısından değer- lendirdi. Baltanın konuşma tarzından, mektubu pek tasvip etmediği anlaşılı- yordu. Bunun üzerine tekrar söz alan İnönü, tenkitleri tek tek değil, toptan cevapnlandırmayı senelerdir prensip e- dinmiş olduğunu, ancak konunun ö- nemi sebebiyle. Baltaya derhal cevap vermek istediğini söyledi. Başbakan, Prof. Tahsin Bekir Bal- tanın bu mektubu, normal şartların hakim olduğu bir memlekette yazılmış, kabul ederek, mücerret hukuk pren- siplerine göre değerlendirdiğini; oysa, Türkiyenin bir ihtilâl ortamından he- nüz yeni sıyrılmış olduğunu belirtti ve: "— istediğiniz şey, bizim varmak istediğimiz şeydir. O noktaya henüz varmadık. Ama ilk hareket noktasın- dan şimdi hayli uzakta bulunuyoruz" dedi. İnönü daha sonra, Türkiyenin için de bulunduğu ortamın niteliğini gös- termek üzere çeşitli örnekler vererek. Ordunun, çeşitli darbe teşebbüslerini kendi bünyesi içinde eritmiş olduğunu belirtti. Başbakanın bu konudaki son sözleri: "— Ordunun yönetici kadrosunun demokrasiye olan bağlılığına samimi olarak inanıyorum" oldu. Daha sonra söz alan Turan Güneş ise, mektubun yazılış şeklinin doğru olup olmadığından çok, bu mektubun yazılışını hazırlıyan sebepler üzerinde durdu ve Tedbirler Kanunu ile diğer bazı kanunların gereği gibi tatbik edil rnediğini. bundan cesaret alan bazı po litikacıların veya politik müesseselerin Orduyu yıpratmağa, prestijini zedele- meğe kalkıştıklarını söyledi. Aynı gün bir konuşma yapan Emin Paksüt ise bol bol "Paşam" kelimesini kulanarak ve bol bol (gülümseyerek, Hükümetin icraatını ve özellikle son Kabine revizyonunu yerdi. Bu arada Feyzioğlu ekibine, "Bizim zamanımız- da" diye başlıyan kısa methiyeler sun- mayı da ihmal etmedi! AKİS, 18 ARALIK 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: