18 Aralık 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

18 Aralık 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sİ N Filmler De Müle'in fiyaskosu Hoollywod'un kurucularından o sayı- lan Cecil B. De Mille, tiyatro, o- yun yazarı, yapımcı, bankacı ve reji- sördü; sinemaya da o yılların gelene- ğine uygun olarak tiyatrodan gelmiş t. De Müle'in ailesi ingilizce oöğret- menliğinin yanı sıra, tiyatro ile de yakından ilgiliydiler. De Mille de son radan meslek, olarak, tiyatroyu seçti, amerikan tiyatro akademisinde oku- du, New York'ta sahneye çıktı. Ev- lendiği Costance Adams da bir tiyat- ro oyuncusuydu. Gezginci tiyatrocu- luk yaptıkları sırada yakın arka- daşı ve gelecekteki ortağı Jesse OL. Laaky ile birlikte sinemaya geçmele- ri istendi. O günlerde sinema, ger- çek kişiliğini bulmuş değildi. Tiyatro ise, Sanatçılar için daha çekiciydi; yapılan bu çağrıya demdiler. Ama sonradan gördükleri birkaç film har ikisi için de çekici oldu ve iki arkadaş 1912 yılında, son- radan Paramount'a çevrilecek, olan Jesse L. Lasky Feature Play Com- pany'yi kurdular. Bir yıl sonra da Edwin M. Royale'ın ünlü tiyatro oyu nu "The Sguaw Man-Kızılderili" yi E M A (1913) sinemaya aktaran De Mille, ilk reji denemesine başladı. Birinci filmi "Kızılderili" ile ikin ci filmi "The Virginian'ın sağladığı kazanç dolayısıyla De Mille, sinema alanına bu defa bankaların da ilgisi- ni çektirdi. Giderek, bankalar filmci- lere gerekli krediyi açar oldular. Bu, amerikan sinemasının ilerlemesine faydalı oldu ama, gelecekte bankala- rn sinemayı kontrolleri altına alma- larına da yol açmış oldu. De e, bankalara yeni gelir alanları açmasının bedeli olarak Com mercial ll Trust and Saving Los Angeles'in başkanlığına * siena başkentinin (o kuru- cusu ve filmlerin kredi sağlanması yoluyla kurtarıcısı niteliğine : ulaşan De Mille, sinemada ilk suni ışığı kul- lanan rejisördür de. "The Man From Home-Hemşeri" de bir tiyatrodan ki- raladığı projektörlerle suni aydınlat- ma yolunu bulan De Mille, bu filmi- ni başdağıtıcısı Samuel oGoldwyn'e gönderdiğinde, dağıtıcılar, filme şim diye kadar ödediklerinin ancak oya- ———— verebileceklerim söylediler. Ku sur olarak da filmin aydınlatılması- nı yetersiz bulmuşlar, ışık oyoksulu saymışlarda. Film yan karanlıktı. De Mille, bu yeni aydınlatma yolunun Yul Brynner "On Emir" de Savrulan dövizcikler!. 32 "Rembranot Aydınlatması" olduğunu bildirdi ve Goldwyn ile öbür dağıtıcı- ları bilgisizlikle suçladı Işıldayan demir De Mille, durmaksızın çalışıyordu; bir filmi bitirmeden öbürüne baş- lıyor, çokluk iki filmi içice çekiyor- du, tik önemli filmlerinden o sayılan "The Oheat - Aldanma", bu çeşit bir çalışmanın ürünüdür. De Mille "Al- danma" ile birlikte bir Başka filme "The Golden Chance-Altıh Talih" e de başlamıştı. İkiye böldüğü günün çalışma, saatlerinin yarısında birini, yansında öbürünü çekiyor, ikisini bir arada yürütüyordu. De Müle'in sinemadaki en bü- yük özelliği, seyircinin günlük istek- lerine uygun filmleri, kotarıp önüne sürmesinden geliyordu. De Mille gö- züpek bir iş adamı, usta bir yapımcı ve iyi bir bankacıydı ama, hiç bir zaman gerçek sanat değeri taşıyan bir rejisör değildi. Olmadı. Olamadı a... Günün gidişine ve isteklerine uygun filmler yapıyordu. Havayı kont rol ediyor, günün geçer akçesi savaş mı, savaşı konu edinen, seyircinin sa- vaşla ilgili duygularını sömüren film- leri arkası arkasına pazara çıkarıyor- du. De Mille, savaştan yeteri kadar çıkar sağladıktan başka savaş son- rasından da kendine sömürecek konu- lar buldu. Savaş toplumlarda çeşitli sosyal değişmeleri hazırlamış, düşün- ce ve inanışlarda ilerici gelişmeler ol- muştu. De Mille, bu defa evlilik, ku- rumu, cinsel ayrışma ve kadın erkek ilişkilerini filmlerine konu edindi. Bu rada şunu da belirtmek gerektir : De Mille, farkında olmadan çağma o ve cağının toplumsal yaşayışına (oayna tutuyor, sinema yoluyla günün ger- çeklerini gün ışığına çıkarıyordu. A- na soylu bir sanatçı olmaması yü- cünden bu gerçekler çokluk sinema- nın uydurma gerçeklerine adapte edi- liyordu ve gerçek, gerçeklikten o çık- maktaydı. De Mille, filmlerine kah- raman olarak belli bir sınıfın (o belli yaştaki kişilerim seçmişti. Bunlar, ev- lilik kurumunu kendilerine göre dü- zenliyorlar, aşkı kendilerine göre yo- rumluyorlar, yine kendilerine (o göre bir görgü kuralı (o uyguluyorlardı. Da Mille de yasak aşkı işler ve seyircisine. verirken, yine elinden geldiği okadar gözaboyayıcı bir tutumu (o sürdürüyor- du. Bir süre sonra, kadın dernekleri, din adanıları ve ahlâkı korumakla gö revli çeşitli kuruluşlar, De Müle'in AKİS, 18 ARALIK 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: