5 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

5 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Teşhis ve reçete r. Çoşdeğerli, gıda kontrolü için clddâi bir plân çizmişti. Bununla ilgil olarak, gezici belediye mahkeme- lerinin kurulmasını istiyordu. Ayrıca, ekmekisrin ambâlâjla satılmasını ön- görüyor ve şehrin havasını tehlikeli şexilde zehirleyen buca gazlarına, di- zelle çalişan ağır arabalardan çıkan egzos gazlarına karşı ciddi bir müca- dele kampanyası açılmasını uygun görüyordu. Meclisin muhalif - muvafık bütün üyeleri bu konuda kendisini tas vip ettiler. Baca gazları ile mücadele özellikle ilgi topladı. Hele, doktor teşhisini &oy- duktan sonra bir de reçeteyi ortaya çıkarınca, konu ile iligili oOönergeler Meclis Başkanlığına âdeta yağmaya basladı. Reçete, Ankaravı. Belediyenin ken- di imkânlarına dayanarak, yüzde 50- 60 nispetinda zehirli havadan kurtar- mayı vaadetmektedir. Derdin sebeple- ri ortaya çıktıktan sonra, bunlarla te- ker teker mücadele etmek gerekmek- tedir. Meselâ bunlardan biri, oAnka- tanın özelliği göz önünde tutularak şehre girecek olan kömür ve fuej oll'- in belirli bir kükürt oranını ihtiva et- mesi üzerinde gerekli makamlarla an- laşmaktır. Bu oran yüzde 2'yi geçmi- vecek, fazla kükürt ihtiva <daen kö- milrler ise daha havadar, geniş mınti- kalarda kullanılacaktır. Ayrica, bütün veni inşaatlarda bir “baca plânı” uv- gulaması istenmektedir. Çünkü belirli «ömürler İçin belirli baca ölçüleri ge- rekmektedir. Bu, şartname ile tespit e- dilmeli, buna göre ruhsat verilmeli- dir, Belediye, kalorifer yakacak Olan ximselerin “yakma ve kullanma” kur- suna devam etmelsrini şart koşmak- tadır. Aynı zamanda, kalorifer daire- lerine konulacak olan bir cihaz bol oksijenli hava verecek ve yakma ame- ivesini /kolaylaştıracaktır. Bu cihaz 80 liradır ve yerli olarak bulmak müm- kündür, Fabrikalar, oteller, fırınlar da bir filtre cihazı İle, yanan maddedeki pisliğin lâğım sularına gitmesin! sağ- uvabileceklerdir. Çevrenin, mezarlıkla- rın hızla ağaçlandırılması yönüne git- mek, binaları fazla vüksek yapmamak :skân sahalarının rüzgârlara elverişli istikametlerde tespitine çalışmak, yar dımcı faalivetler olarak ele alınmalı" dır. Müzeyyen Çokdeğerli (konuştukça. vüzlerdeki endişenin dağıldığı görülü- yo'du. Doktor sonunda, moğern tıbbın en etkili silâhına, ikna metoduna da başvurdu ve sözlerini şöyle bitirdi: “-—- Sakın, 'güçtür, yapamayız de- miyelim. Aman, bunu demiyelim! Ger çekten istersek, yapılamıyacak şey vok tur. Aksiyonlar İstek ve fikirlerden doğar. Başlarsak, bitiririz.” AKİS,5 MART 1965 Memurlar "Pürkiyede memurların durumu gerçekten acıklıdır. Ben burada, mOmu- run geçim şarilarından, formalitelerle bağlı, usandırıcı ve insanı öldüren, inisyatifi yok eden bir çalışma sisteminden söz etmiyeceğim. Me- murun buna karşı birtakım savunma araçları vardır: Spor vardır, hayal dünyası vardır, her sabah birkaç satırla yardımına koşan ve onu avutan, onunla dertleşen yazarı vardır, Vakit öldürmek için bazen, yazı masasının gözünde duran küçük ispirto ocağını çıkarır, kahve pişirir, bazen yün örer veya kafadar arkadaşı varsa lâflar. Bir takımı tutmak en iyisidir. Bu takım futbol takımı veya siyasi bir takım olabilir, fakat her ne olursa olsun, memurlara iyi vakit geçirmeyi sağlayan bir araçlır, Bazen söyledikleri ne kendisi de inanır ama, asıl maksadı, dairede, bitmez zamanı öldürmektir Sonra, canına tak derse, borç faturaları cebini doldurur, kasabın, bakka- ln önünden geçemez olursa, takımını değiştirir. Eh, bu da bir umuttur. Bir iktidar değişince en çok İktidar -Muhalefet münasebetleri söz ko- nusu edilir. Halbuki, bence en önemlisi, İktidar - Memur münasebetleridir. İktidarlara musallat olan ilk hastalık ârüzı, “tarafsız idare” sloganı allin- da “tasfiye” plânıdır. Yönetici organın başında bulunanlar, nekadar tem- kinli olurlarsa olsunlar, mensubu bulundukları parti teşkilâtı kendilerini hep bu yola itecek, zorlayacaktır, İktidar - Muhalefet münasebetleri zaman zaman tatlı bahar havaları ile ısıtılır ama, İktidar <* Memur münasebetleri hiçbir zaman düzelmemsiştir ve üstüne vardıkça da bozulur, “Memurun durumu acıklıdır” demiştim. Çünkü memurlar, çoğunlukla, ekmek paralarının yaptıkları işten çok, politik tutumlarına bağlı > hesaplarlar. Bü bakımdan, sırtları hiç yere gelmiyen memurlar vardır, Bun- lar geleni de, gideni de çok mükemmel idare ederler ve hattâ her gidiş - gelişten faydalanırlar da... Memurların, okudukları gazeteyi, ismini gizleyecek şekilde katladıkları devirler olmuştur. Bazıları da başka mizaçtadırlar: lâstik top gibi oradan oraya atılırlar ama, her gittikleri yerde âdeta bir kahraman gibi karşıla” nırlar: yeknesak hayatlarına biraz renk, biraz heyecan gelmiştir, Bu, karşı kaleye gol atmak için de en mükemmel pozisyondur. durumda kimisi “çevrede kahraman” olmakla yetinir, kimisi de gelecek için yatırım yap- mağa koyulur, Her ne olursa olsun, bu da bir yeniliktir, Memurun, siyasi fikirlerine sahip olamaması ve bu yüzden toplumumuzd yara, Yassıada Mahkemeleri sırasında, V.C. ocakları dâvası ile apöçık or- taya çıkmış ve üstelik, pojitikacıların bunca eziyete lâyik gördükleri bu memur sınıfının aslında nekadar güçlü olduğunu göstermiştir. Bu güç, me- murlar arasındaki dayanışmadan ve pasif korunmadan gelmektedir. Bu iti- barla, yapılacak şey şudur: Memur, yaptığı işe göre değerlendiritmeli ve da- ha olumlu; verimli bir yola yöneltilmelidir. Aksi halde pasif korunma İizu- mu memuru bugünkü durumundan kurtaramıyacaktır, Jale CANDAN üm HALI SÜPÜRGESİ, iç G ü 5 m e Bi.) re SÜPÜRGESİ TÜRKİYE G. SATICISI Tic, Ltd. Sti, (AKİS: 150) 24

Bu sayıdan diğer sayfalar: