5 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

5 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haberler Bitirdiğimiz hafta Cuma akşamı ve- rilen senfoni konserinin “dehşeten- giz” piyanist Hugo Steurer, iki gün önce Çarşamba akşamı, Alman Ki- tüphanesinde bir de resital sundu. A- ma bu Tresita pek, cek” Kadar kötü değildi, Hattâ ikin- ci bölümde çaldığı Regerden Tele- mann teması üzerine çeşitlemeler ol- dukça iyi seslendirildi sayılabilir. Bi- rinei bölümdeki! Bach Partitası hiç de Bach'ı andırmadı ve Beethoven'in en güç sonatlarından “Füglü"” Op. 110 da eserin önemine yaraşacak olumluluk- ta çalınmadı. Ama herşeye rağmen Steurer orta seviyenin altına pek düşmedi. Arkaralı müzikseverler, bitirdiğimiz haftanın ilk gününden itibaren çok önemli sanat olaylarıyla karşılaş: tıkları için mutluluk duymaktadırlar. Pazartesi, ünlü Sovyet keman virtüo- zu Leonid Kogan bir resitâl verdi, Çar- şamba ve Perşembe akşamları da or- kestrayia konçertolar çaldı. Bunlara ait izlenimler gelecek haftaki AKİS'te yayınlanacaktır. Alman Kütüphabes! ise, milli sanat kıymetlerimizden Aylâ Erduranla Ergican Saydama bir r:si- tal verdirdi. Bitirdiğimiz hafta içinde, Cumhur- başkanlığı Senfoni oOrkestrasında vönetim kurulu seçimleri yapıldı. Es< Başkan Mükerrem Berk ile yardımcısı Ayhan Erman yine kazandılar. Ulvi Yücelen, Ermukan Saydam ve Orhan Nuri Göktürk iss yönetim &urulu ü- vesi oldular. AKİS, 5 MART 1965 Konseri verenler : Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Yöneten ; Prof. G, E. Lessing. Solocu ; Hügo Steurer (Alman piyanisti). Konserin yeri : Ankara Konser Salonu, Günü ; 26 Şubat 1965 Cuma, Saat 20.30'da, Program : Brahms'ın iki bestesinden kuruluydu : 1) Birinci Piyano kön- çertosu, Re minör, 2) Dördüncü senfoni, Mi minör. Konserin özellikleri ; Bellibaş'ı özellik olarak, konserin sadece -Brahms' ın çok sevilen iki bestesini Kapsadığı sayılabilir. Bunun yanında 'ne şef, ne de solocu Ankaralılara bir “özellik” getirebildi. Hele solocu, şimdiyedek An- karaya gelen alman müzikçilerin içinde' belki en kötüsüydü. Şef Lessing'in Brahms'ın Dördüncü s:nfonisini yeniden ele alârak ba» şarıyla çaldırması bile könsere özel bir 'önem kazandırmadı. Galiba, An&a- rada çeşitli ve renkli programıa”a, Ünlü olduğu kadar sanat ve teknik gücü yönünden Kuvvetli müzikçilere okadar 'alışıldı ki. artık böyle siradan mü- zikçiler ve tek yönlü konser programları pek fazla ilgiyi çekemiyor. Beğendiklerim : Btahms'ın senfonisini dinlediğimiz ikinci bölümü or- kestranın ve özellikle şefinin olumlu bir başarı sağladıkları bir sanat gös- terisiydi; Aslında Brahms'ın en özlü've beste olarak da değeri diğerlerinden ağır basan bu senfonisi birçok tlnlü yöneticiler tarafından başka başka yo- rumlara uğramış bulunmaktadir. Lessing, birbirine zıt karakterdeki bütün bu akımların ortasında kalmasinı bildi ve eser getçek yönleriyle ortaya çıktı. Orkestra herzamabki durumundan da (İyiydi, Özellikle enitonasyön, ne- tesli çalgıların girdikleri pasajlarda bile bozulmadı, Örnek olarak, ikinci bölümün başında hayli zor alan #o'mo borosu, dikkatin ve çalışmanın msh- sulü olarak daha önceki !cralarla kıyaslanamayacak: kadar düzgündü, Yaylı çalgılar üçüncü ve dördüncü bölümlerde isteneni tam olarak yerine getirii- ler. Genel beraberlik düzgün, sololardaki hatalar hissıdilmeyecek kadar alı. Özstle söylemek gerekirse, orkestra konserin şerefini kurtardı" ve dinleyici» lerin iyi izlenimlerle salondan ayrılmasıni sağladı. - 4 / Be işçim < 1942 yıındanberi Brahms'ım vatanı Almanyada: ağitli konservatuvarlarda, profesörlük yaptığı bivorzafisinden anlaşılan' bir piya- nist. az kalsın, konserin seviyesini sıfırın altına düşürüyordu! Konçertonun ilk bölümünde hemen hemen yanlış akor basmadığı veya tempoyu yok yere hızlandırıp yavaşlatmadığı. yahut da dinleyiciyi peşisıra sürüklemeyi başı'a «bildigi lek bir ölçü bile bulunmayan Konserde çalınan Brahms miydı, Lis#t miydi, yoksa henüz dünyaya gelmemiş," bilinmeyen bir başka bisteci miydi, anlayamadım. Orkestrayla uyuşmak şöyle dursun, 'kendi çaldığı parçanın gidişin! bile sık sık değiştiren, pavça parça; kişilikten, üslüptan ve en kötü- sü teknik olumluluktan yoksun bir çalıstı bu... i Sonuç ; İK! haftedanbsri devam edegelen bir çeşit “piyanist enflâsyonu” na karşı Orkestra yönetim kurulunun bir çare bulması zamanı gelmiş ve geçmiştir kanaatindeyim, Sırf biyografilerle veya orada burada çıkmış kri- tiklerin lehte olanlarını göstererek Konser Salonunun sahnesini işgal etmek devri kapanmalıdır artık... , Daniyal ERİC 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: