5 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

5 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Filmler “İstanbul Kaldırımlari” gavastan önce Türkiyede yılda 2-3 film çevriliyordu. Son iki yıldır yıl- Wk film yapımı 150 civarında dolaş- maktadır. Ama Türkiyen'n film yapı- mı kapasitesi nz 2-3 film, ne de 150 filmdir, Birine!si nekada” anormal bir sayı ise, ikincisi de o kadar, belki da. ha da anörmaldir. Teknik elemanları- nın, stüdyolarının, stüdyo donatımı- nin, oyuncularının, sermayesinin duru- muna göre Türkiyenin kapasitesi, civa- | r rastlanan nitelikleri. olduğu için, bu iş kör- topal, zorlamalarla vürütülmeğe çalışılmak- Bu durumda sıkıntılardan biri, ko- nu buimakta, senaryo hazırlamakta or saya çıkmaktadır. 150'lik film yapımı- nın büyük kısını nasıl bir avuç “yıl- dız'ın omuzlarına yükleniyorsa, senar. yolar da pir elin parmaklarına bile u- laşamayan senatyoculara düşmektedir. Film sayısının artmasıyla e sİ- nemacılığımızda bir 'nin git- tikçe azıtması ii. Yeri - ya- N EM A bancı romanları, hikâyeleri, tiyatro e. serlerini izinli - izinsiz aktarmak mı dersiniz, yazarının bile tanımıyacağı kılıklara sokarak ortaya sürmek mi, “dalgınlığa” gelip aynı senaryoyu baş- ka başka şirketlere satmak mu ne İS- terseniz hepsi var. Yağmalama kay- naklarından biri de yabancı filmler- dir. Bugün sinemacılarımız arasında, eski sinema romanlarını, “Photoplay” kolieksiyonlarndaki film hikâyelerini fişleyerek çok düzenli, çek sistemi! çalı şanlar, yabancı filmleri sahne sahne ak tarmakta uzman olanlar vardır. Türk sinemasını “Küçük Hollywooö” sıfatı- na lâyık kılmak için canla başla ça- lıştıkları insâr €dilemiyecek bu sine- macıların son birkaç yıl içindeki ak- tarmalarından yalnız birkaçını sırala. mak, yenli ve yabancı film seyircisinin gözlerinin faltası gibi açılmasına yeter de artar bile. Yağma Hasanın böreği Robert, Taylo"un “e. x yıllarında Mervyn Le n çevirdiği “Johnny Eagsr - e. Hilesi” bizim sinemacının elinde ““Macsralar Kralı” olmuştur. Rita Hayworth'u Ri- ta Hayworth yapan “Gilda - Şeytanın Türkân Şoraylı “Bomba Gibi Kız”a dönmüştür. William Wyler'in g g Kızı”, ii a i Chevalier “Ma Pomme”da #ağma Hasanın böreği Audrey Hepburm'la canlandırdığı bir prensesin, evet prensesin hikâyesine dayanan “Roman Holüday - Roma Tatili” bizim sinemacının elinde “Muh teşem Serseri” olup çıkmıştır. Biliy Wilder'in, gemi kılığına giren Curtis Il3 Jac Lemmon'u Marilyn ve Sadri Alışıklı “Fıstık Gibi Mâşal. lah”ı meydana getirmiştir. George Sts- venS'in ünlü “A Place in the Sun - İnsanlık Suçu"''ndan “Bütün Suçumuz Sevmek” çıkarılmıştır. Hintli Raj Ka- poor'un “Âvâre”si, isim bile değiştiril- meden, Sadri Alışıklı “Avâre” kılığı. na bürünmüştür. Sinemacılarımız tu- haflığı o kerteye vardırmışlardır ki, “Zorro" filmlerinden efeli “Dağlar Bu- lutlu Efem"ler, Hemingway'in ünlü ro- manından çevrilen “For Whom the Belis Toll - Çanlar Kimin İçin Çalı. yor?” -Türkiyede “Vatan Fedaisi”. dan “Osman Çavuş"lar, “Les trols moüs- guetaires - Üç Silâhşörlar"dan “Ana- dolu Çocuğu” çıkarmaktan bile çekin» memişlerdir. “Gökten bir elma düstü...” MDA EEDNIRİZİ çok sevdikleri bu, “iş bilenin, kılıç kuşananın” f:2lse- fesinin son kurbanlarından biri, F "ran- sanın sıradan yönetmenlerinden Marc- Gilbert Sauvageon'un bundan onbes yıl önce çevirdiği “Ma Pomme - Ser. seri Milyarder” filmidir. Onbeş yıllık bu film her nedense sinemacılamımıza öylesine çekici gelmiş ki, Sauvageon'un “Elma”sını kapabilmek için iki ayrı şirket varışa girmişler, bunun sonunda aynı “eyy n İki ri film türemiş- tir. de savcılık tarafın- dan unduğu için Adea- nada sfisten indirilen “Mirasyedi”: ö. bürü vine geçen hafta Ankara sine malarında boygösteren "İstanbul Kal- dırımları"'dır. S:naryosu da Sauvageon'un elinden çıkan “Serseri Miiyarder”, büyük mirasa konan bir kendini birdenbire, “sösyete"den olan öbür mirasçıların arasında bulmasından do- gan gülünç durumu ele uwlmaktadır Sauvageon'un filmi de k'ndisi gibi sı- radandir ama, vines de bu gülünç du. rumu, iki ayrı çevrenin dünya -görü şünün karşılaşmasını yansıtmakta kul- lanırken seyirciyi sıkmaz. Sauvageon'- un kafasınının dısında mevcut olması imânsız “serser! dilenci-şarkıcı” ka- rısımı sevimli tip, kendin: mahsus hürri vet, başıboşluk anlayışı. basit, fa sağduyuya dayanan ahlâk anla- ia zengin rmbalamin hişliğini, sahteliğini kolayca açığa vurmaktadır m Chevalier'nin ustalıkla çizdiği pin de yardımıyla. Sauvageon'un fil ns katmağı başardım mizah, öleştir! AKİS, 5 MART 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: