5 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

5 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eveleme Fükümet Programı üzerindeki Meclis görüşmel*ri, taraf- sız denilen radyolarda saatler ve saatlerce de yayın- landığı icin memlekete göstermiştir ki Türkiyede “rejimi normalleştirme” adı altında son derece garip bir oyun oy- nanmıştır. Bir hükümeti devirmek için oylarını birleşti- ren siyasi partiler, devirdikleri hükümetin bütün fikir ve prensiplerini, tam bir fütursuzlukla “Protokol” ve “Prog- ram” adı altında yeniden kaleme almışlar, bununla Mev» e milletin, memleketin karsısına dılamiyinıdir. Hüki- i devirenleri başkanlığı altında toplasın diye sayın Gala iie tarafından keşfedilip ortaya itilen bağını» sız Suat Hayri Ürgüplünün kendisine, sorumlu bir Bas- bakan olduğu için Mecliste Muhalefet sözcilerince soru- lan sorulardan hiç birisine cevap veremeyisi hazin ol- muştur, Görüşmelerin, Hükümet adına sorumsuz parti başkanları mârifetiyle idare edilmesi büsbütün talihsiz bir manzara teşkil etmiştir. Bu görüşmelerde A.P, de kenar” da kalmayı tercih etmiş, hırçınlıkta ötekilerin sahnenin önünü işgal etmelerine bilhassa dikkat göstermiştir. Bir Osman Bölükbaşmın, oağızının hizasında radyonun da mikrofonunu bulduğu için zırt zırt kürsüye çıkması ve Sa- atlerce kendisinden, kabramanlıklarından, ne aslan oldu- #undan nasıl çileler çektiğinden ve “zindanlarda bozul- mis gözlerinden bahsetmesi ortalığa revnak ve neşe getir mişse de bir “Hükümet Programı Tartışması”nın ciddiye tini sağlamaktan uzak kalmıştır. N Muhalefet lideri ve sözcüleri, Hükümete o baykanlık eden zattan hazı hususları acık açık söylemesini istemiş- lerdir, Bu hususlar memlekette tartısması yapılan ve üzer- terindeki fikirler ikiye ayrılmıs konulardır. CJLP, bu fikir- lerden bir tanesinin sampiyonu olarak bilinmektedir. Kar- sı fikir ise A,P, tarafından temsil edilmektedir. Küçük perilerin bir fikir ve inanc sahibi bulunduklarını “öyle mek zordur. Bunlar bir temayülün temsilcisi olmaktan cok CTL.P. karşısındaki oyların urada ve burada A.P.'yi bulamamaları netiresi 1961 furyasında Parlâmentoya SIz- ms gruplardır ve zaten hadiselerin gelismesi sonunda ofa- larıp gitmektedirler Böyle bir durumda normal olan C.H.P, Hükümetini düsürerek isbasına gelen ve çekirdeği elbette ki A.P, tara fmdan temsil edilen yeni ekibin öteki fikirleri iktidara g»- trmesidir. Ama, hayır, İktidara gelen. O.H.P.nin fikir ve prensipleriyle. hattâ aym yolda tatbikat vanadleriyle bi tuhaf ekiptir. Sorumlu Basbakana soruluyor: “Peki. siz. Servet Beyannamelerini kaldıracak musınız?" Ne bir ses be bir nefes, “Peki siz herkesin ne kadar vergi verdiğinin açıklanmasını öngören tedbiri devam ettirecek misiniz?” Ne bir ses, ne bir nefes, “Peki siz, Bütç*deki cari giderlerle vatırım giderleri arasındaki dengeyi değistirecek misiniz ve finansman için yeni kaynaklar buldunuz mu?” Ne bh ses, ne bir nefes, “Hiç vergi vermedikleri halde göz ka- maşlırıcı hayat sürebilenleri ortaya çıkarmak için konul- mus gider beyanını siz ne yapacaksınız?” Ne bir ses, ne bir nefes, Başbakan Suat Hayri Ürgüplünün ağızından çikan tek ses “Hele siz bize bir güven oyunu verin de, üst tarafı kolay. Biz bütün bunları görüşür kararlaştırırız. sonra —— | HAFTANIN iGİNDEN | Geveleme Metin TOKER gelir, Bütçe görüşmelerinde size söyleriz” olmuştur. Bu bun türkçesi, sayın Cumhurbaşkanı tarafından ellerine memleket kaderi teslim edilen ve Meclisten güven isteyen ekibin hemen hiç bir konuda bir görüşe, bir karara, bir fikre, hattâ bilgiye sabip bulunmadığıdır. Böyle bir halde memleket devralmanın ciddiyet ve sorumluluk duygusunu fazla ölçüde taşıdığını iddia etmek kolay değildir, Meclis görüşmeleri tescil etmiştir ki bir çevre ve bir grup “Hele şu İsmet Paşadan bir kurtulalım..” diyerek kollarını $i- vamıştır. Ama, çeşitli desteklerle bu gaye tahakkuk etti- rilince ortaya sadece bir boşluk çıkmıştır. İlk gayret, boş- luğun, devrilen hükümetin programıyla doldurulması isti- kametinde olmuştur. Ancak bu gayretin manasızlığı he- men sırıtmıştır. Simdi, gerçek altematil aranmaktadır. Yani atların önüne koyulan arabanın nasıl hareket ettiri- leceği acı acı düşünülmektedir. Meclis görüşmeleri göster- miştir ki süper liderlerden müteşekkil ve Hükümet üstün- deki Süper Komite isleri kolaylastırmaktan çok işleri ka- rıştaracak niteliktedir. Memleket böylece ve “rejimin normalleştirilmesi” adı altımda, yedi ay icin son derece tehlikeli ve zararlı bir maceraya atılmaktadır. Rir fikre sahip bir iktidarın yerini bir başka fikre sahip bir baska iktidar alır, buna kimsenin diyeceği bulunmaz. Ama iktidar haline getirilen bir karma grup “Durun bakaum, biz de bir yol ivutarız" der, bu, mem leketi deneme: tahtası yapmakla birdir. Halbuki on yıllık bir perisan idareden çok bazin halde devralınan ve ancak plânlı bir ekonominin bütün engellere rağmen yürütülebil- mesiyle önünde umut kapıları almış Türkiye gibi bir memleketin bir deneme tahtası haline getirilmeye taham- mülü yoktur, Pilâvcı olduklarını açıktan ilân etmiş olan- ların plâncı kesilmelerini beklemek koruğun helva olma» sını beklemekten daha akıllıca bir davranış değildir. Kal- di ki bugünkü iktidarın gerçek bâkimi A.P/nip -amerr- kalıların iltifatkâr tâbiriyle - “batılı kafada iktisatcı” h- deri Süleyman Demirelin New York Times gazetesine açık” ladığı iktisat görüşleri ve söylediği Bütçeye kırmızı Oy ver- me sebepleri ilân edilen Hükümet Programı ile açık tezat. halindedir. Suat Hayri Ürgüplüyü sorulan sorular karşısında se$- siz ve nefessiz kalmış ol dolayı kınamamak lâzım dır. Nihayet muallâkta bir Başbakan için yapılacak bas ka elbette ki bir şey yoktu, Kusurun esası, Anayasanın bi- tüm badutlarının zorlanması suretiyle böyle bir hükümetin kurdurulmaşı yoluna <apılmasıdır. Bir Basbakan ki por- tisi yoktur, taraftarı yoktur, oyu yoktur. Bir Başbakan ki tek kuvveti istifa etme tehdididir ve şahsiyetleriyle mi- saçlarını Mecliste bir defn dahan milletin gözü önüne ser miş olan süper liderlere Süp:r Komitede lâf anlatabilmek için bu kılıçını sık sık kınından cekmek zorunda kalacak» ör, Böyle bir Basbakanın en esaslı konularda “danışma- dan” bir vaziyet söylemesi nasıl mümkün olabilir? Ama mümkün olmayan bir başku şey bu şekilde bülüi met edilebilmesidir ve oyunun Türkiye icin vahim tehli- kesi burada yatmaktadır. AKİS, 26 ŞUBAT 1965 zı

Bu sayıdan diğer sayfalar: