sıni sağlamış. Gazeteciler rin Sevgilisi” ilân etmişler. Toplantının son günü duha sansasyonel bii" hâdise cereyan etmiş. İktidarın Taşlı#ı ba- sacağı rivayeti çıkmış. Sözümona Floryada bir bomba bulunmuşmuş, İktidar bu bombayı ba- hane yapacakmış, Taşlık aranâcakmış ve siya- si partiler kapatılacakmiış, İstanbula bu Tiva- yet yayılınca evin içi mahşere dönmüş. Bilhas- sa C.H.P.'liler emniyet tedbirleri için Taşlığa dolmuşlar. Hava müthiş gerilmiş. Telaşıyla Ka- sım Gülek de buna yardımcı olmuş. Heyetlerin birbirinden ayrılmaması için yemeği orada, birlikte yemelerini teklif etmiş. Fâkat İsmet Paşalar Taşlıkta kalmadıklarından dolayı ve- mek yokmuş. Her halde dışarıya bir yere gidi- lirse yemek paralarını kendisinin vermesi ihti- malini düşünerek Gülek, yemeği bedavaya cı- karmak ümidi ortadan kalkinca ısrardan vaz- geçmiş. Tabii, bir şey de olmamış, Sanırım bu, o siralarda Zaferin ve diğer iktidar organlarının yaptıkları yayının sebebi- yet verdiği bir rivayettir. iktidar, Taşlıkta top- lananlara ateş püskürüyordu. Zafer “Siyasi ah- lâksızlık için toplanan adamlar” diyordu. D.P. siyasi ahlâğı temsil ediyordu! İktidar ta- vafından gelen bu hücumlar, onları takip eden tehditler tabii liderleri daha anlayışlı olmaya itmiştir, mecbur etmiştir. Aslında, bana softradan İsmet Paşanın an- lattığı, toplantı öyle “yüksek bir basiret hava- s1” içinde geçmemiş. Hevetlerin kafasında kol- tuk hesabı hep kalmış. Öfice, C.H.P.'ye koltük- ların yarısının verilntesi, öteki yarısını C.M.P. ile Hür. P.'nin kendi aralarında paylaşmaları kabul edilmiş, Fakat bu defa C.M.P. “teşkilâtı dahi olmayan Hür. P." ile ayrı seviyede görün- meyi redöetmiş, C.M.P. diyormuş ki: — C.H.P. yüzde 50'yi alsın, kabul; Aihâ, “ Hür, P.'ye ne oluyor? Onun eti ne, budu ne? Kalan yüzde 50'nin yüzde 30'unu beh alırım, vüzde 20'si Hür. P.'ye yeter.." Buna, tabii Hür. P. kıyameti Okaoparıyor- muş. Kee, prestij meselesi! Onur üzerine, feda- kârlik getie C,H.P.'ye düştü. Söyle bir gtlaşma- ya varıldı: C.H.P.: yüzde 45, CM.P. ve Hür. yüzde Wer, müstakiller: yüzde 7. Bu, bir tebiğle umumi efkâra ilân edildi. İsmet Paşa Ankâraya döndüğünde “Tebliği nasıl cikardık, sen bir de bana sör” dedi. Töplanıyorlarmış, Ko- nüşüyorlarmiş, mutabakata varıyorlarmış. Tam kârar verecekleri zaman bir tanesi diyormuş ki: Erdalı “Gazetecile- — Bir de paçili. arkadaşlarla koöhüşa- r..” çi temsilciler (ogidiyorlarmış, “partili arkadaşlar” ile konuşuyorlarmış. Bazen kâfa- arı bozulmuş dönüyorlarmış, o zaman her şe- Ovhün Köprülü D,Poden istifa etli ve Hür, P.ye geğli. BU, onün için tabii yöldü, D.P.min İstanbul teşkilâtının başinda geçmişti ama, olanın menfa- — gtupü ile bağdâşmüasita imkân yoktu, Tipki abasinim Ankaradaki ayhi gfüpla O uyüuşamaması gibi. ye tekrar başlamak gerekiyormuş. Deveye hen- dek stlatılır gibi hihâyet bir metin üzerinde ân- lâşilmiş. Liderler, 3 Eylülde Atikâtada tekrar toplâracaklarıni dâ tebliğe bildirdiler. Bu sırada İktidar, kelimenin tam mâna- siyla hop otürüyor, hop kalkıyordu. O günler rösmi bir Ziyaret için Afganistan Kralı geldi. Bazi dâvetler tertiplendi. Daha bir süre önce İs- met Paşayı dâvet için dâvetiye göndermekle yetitimeyip Özel Kalem Müdürüne telefonlar ettirten Adnan. Menderesten ne bir ses'çıktı, he.bir nefes. İktidar kızgındı! D.P, İşbirliği Toplantılarının en gok müs- takillerle ilgili kismmnia içörlemişti. Bunu “si- yasi ahlâksızlık” sayıyordu. Muhalefet, D.P.'den adam ayartacak, bunları “müstakil” etiketi al- tında kendi listelerine alacak, D.P, içinde hu- zursuzluk yaratacaktı, Ama, ya mı.vardı? Bü eskiyalığa İktidar asla müsaade etmöyecek- ti. Gerekli bütün kanuni tedbiler alınacak, bu âhlâksızlık kapısı kapatılacaktı. Bu şarkıları söylerken D.P. Büvükleri Kasim Küfreviler, Muâfimer < Alakantlar üzerinde kuvvet veya nüfuz denemeleri yâpıyor, onları Hür.P. hâte- ketihden kobatıp ahvor, Menderes Küfveviyi vâanındü gezdiriyor, Alakanta ise Hür.P. ve İs- birliği aleyhinde demeçler verdiriliyordu. Hat- 199