18 Eylül 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

18 Eylül 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DIŞ GEZİLER çıkıyonmuşuz, Yol da, bir dik yokuşlu ki.. Eğer korkudan ölmeğdikss, bu bir »şsiz kah'amanlığın neticesidir! Hele bir süre sonra kilometre saatinin ibvs- si de kopunca, tamam oldu. Sovyetler Birliğinde bizim rasila- dığımız şoförlerin çoğu arabalarını aynı şekilda kulanıyorlar, Soçide bile Arşak, o bol virajları bir dönüyordu. gimiz ağızımıza geliyordu, Buna rağmen yollarda bir tek kaza âlâmeti- ne rastlamadık. Nerede bizim, her ki- lometresinde bir enkaz yatan Ankara - İstanbul yolu, nerede Sovyetler Birli- ginin lekesiz yolları. Bunda, vasıta y- dedinin fazla olmamasının rolü yo& değil, Fakat şoförlerin çalışma hayatı- nın normalliği de, elbette ki önemli bir unsur, Onsekiz saat durmadan araba kullanan bir soförü veya onun, direk- s:yonu fütursuzca alan ehliyetsiz mu- avinini bütün Sewretle Birliğini bir baştan ötek'ne karısieımız ki, bulası- niz, Şoförün. deliliğ'ni 'umızın gü- zelliği unutturdu. oOBiykal civarında, Sibirya yemyeşil OHer taraf göz ala- bildiğine orman, Buna tavga diyorlar, Ağaçlar o kadar sık ki yoldan, hemen birkaç metre ilerisi görünmüyor. Gür- büz, sıhhatli ağaçlar, Venyamin ahla- tıyor: Senede 22 milyon metre küp kereste alıyorlarmış. Fakat tayga aynı süreds 50 milyon metre küp artiyor- muş, Sibirya korkunç zenginlikler ül- kasi, Altın, kömür, demir., Şimdi sov- yetler bu zenginlikleri değerlendinmek- le meşguller. Bu kadar ham madde çok ileri bir teknikle birleşince şüphe- siz memleketi ihya ediyor, Slibiryanın artık her tarafında barajlar, endüstri kompleksleri, sanayi merkezleri göze çarpıyor, Bratsk, bunların içinde rus- ların en a ifthar ettikleri. Oray& yarım gidece Biraz sonra ç oluğlnln ucunda Baykal görünmekte geçikmedi. Asya kıtasının hemen tam ortasında, dün- vanın en meşhur gölü, Londranın ve Edinburgun hizasında, Yüzölçü- mü Belçika ve Hollanda kadar. Ge- nişliği, âzâm! 79,4 kilometre .Asga- ni 2 kilometre Hiç bir göl OBay- ka) kadar derin değil. En derin yeri 1620 metre, Bundan dolayıdır ki için- de, Baltık Denizinin suyu kadar &u var, Bu suyun hacmi, 23 bin kilometre küp! Dünyanın bütün mehirleri bir- den Baykal gölüne akmaya başlasa- lar, gölü doldurmaları için bir tam gün gelek. Ve Baykalın suyu öyle ber- rak, öyle tatlı renkte k!.. Gölün içinde- k! nebat ve hayvanların cinsi 1800 adet, Bunlardan bazıları ancak Baykalın saf sularında o yaşayabiliyor. Gölde günde 300 tona kadar balık tutulabi- liyor. Baykalı dolduran Üç nehirden biri Angara, Ötekiler de türk isimle- rini hatırlatıyor: İrkuüt ve Uşakofka. Venyamin “Bilir misiniz” dedi, “Baykalda güneşli günlerin sayısı, Nise nazaran daha fazladır.” Baykal kıyılarında vasati 260 gün güneşli o- a iü Fakat Baykalın fırtınaları daha ;meşhur. Rüzgâr saniyede 40 metre hızla esermiş, Tabi, kışın gö! Sibiryada Bratsk Barajı Orman ortasında göl 4 AKİS donuyor. Venyamin: «-— Buranın iklimi Moskovaya ki- yasla yumuşaktır”? dedi, ““Yumuşaklık”tın Ekmel Göle po anlayamadığım için gord “— Ne kadar soğuk yapar?" Batı Sibiryada, Bamavuda doğ- muş olan Genel Sekreter umursamaz bir eda ile: “— Ooo, eksi kırk derece civarın- da,” dedi Bu sırada, tatlı bir serinlik etrafı sarmıştı, Akşam oluyordu, Akşam, Si- biryada erken oluyor, Göl kenarındas bir kaç balıkçı kulübesin!i gezdik, Gü- z21, renkli, tahta binalar, İçerileri son dereca basit, Bizim balıkçı kulübeler. gibi. Ama, hem tahtayı bol bulmuşlar hem de içlerine o eksik olmaz konfor âletlerini koymuşlar: Radyo, televiz- yon, buzdolabı ve gazocağı, Dönüşte şoför lütfetti, biraz dah yavaş döndük. Onun için, tabiatın keyfine daha fazla vardık. Çarlıktan bu yana bütün rejimlerin sürgün yer. diye kullandıkları Sibiryanın burası olduğuna imanmak kolay değil, Ama kamplar çok daha kuzeydeymiş, Son zamanlarda okuduğum bir k'tabı ha- tırlıyorum, Yazarı bir rus, S!biryada bir çalışma kampını anlatıyor. Rusyada ya yınlanmış, Ama sonra, ruslar da pek hoşlanmamışlar. Bu Sibirya İle o Si- birya o kadar farklı &i. Tabii, mevsimin Yy değil de yazın en güzel zamanı olması da manzaraya tesir ediyor, Bol votkalı bir akşam yemeği ye- dik, Sabahleyin erken kalkacağız ama riyanı yok. Lâf lâfı açıyor, Komünizm. den, bizim sistemden, Rusyadan, Tür- kiyaden bahsediyoruz. Yanımızdaki masada iki amerikalı var, Sibiryada i£i amerikalıya rastlamak insana ga- rip geliyor, Life'ın mii e rikadan özel olarak gelmiş, Sibirya nın, Baykalın ve bilhassa büyük en- düstri merkezi Bratskın resimlerin çekecekmiş, Bratsk, amerikalıların Sovyetler Birliğinde en fazla İigiler- a bir nokta, bahleyin saai altıda bir uçak bi- gi yer götürecek, İkinci Salı A? gamanda çok yer dolaşmanın bir tek büyük mahzuru var. Karga yüzü nü yıkamadan siz yollara düşüyorsunuz. Salı sabahı uyandı, an sâat beş ya vardı, va yoktu, Allahtan ben, kaçta nasıl yatarsam yatayım, ertesi gün istediğim saatte kalkarını, Gözü- mü açtığım zaman gün ışımışlı. Altıya A 18 Eylül 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: