18 Eylül 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

18 Eylül 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den haberler Geride Kalan gürültü eçirdiğimiz hafta içinde birgün Ye- şilköyden kalkan Swissair uçağı, geride gürültülü söylentiler bıraktı. Uçağın yolcuları arasında tanınmış işadamı Orhan Dümer ile İstanbul sosyetesinin medense çok (tutmadığı kadınlardan Itır Yahya vardı, Bu çift. yaz boyunca İstanbulda hep beraber dolaştı, Aile ziyaretleri, Akçay yolcu- lukları, Vişnsezadedeki partıman katında verilen alaturka par- tilerdea birbirlerinden hiç ayrılmadı- lar, Bebekteki Süreyya o pavyonunda beraberce bir veda yemeği verdiler. Bu kadar beraberlikten sonra yapılan uçak yolculuğunu balayı diye düşünen- ler var, Fakat Yeşilköy havaalanında, iki tarafı da yakından tanıyanlar, I- tır Yahyanın Orhan Dümere hafiften klark çektiğini söylüyorlar ,Bu bakım- dan İstanbulda geçen tatil bir bala- yının başı olabileceği gibi, ötedenberi süregelen bir hikâyenin sonu da ola- bilir. O gün havaalarımda yorumlara yol açan bir başka çift daha va'dı Bir zamanlar dedikodu edebiyatında adı çok duyulan, şıklığı, yeşil gözleri, pa- rıltısı ile önde gelen genç kadın, ay- rıldığı eşi Ferruh Verdi ile beraberdi. Bu beraberliği görenğer, bir bârış ha- vası koklamak için kulak O kesildiler, fakat koku almak kolay. değildi, Söy- lentilere göre, eski Karı - koca ara- sında böyle buluşmaları yalnız: çocuk - larını ilgilendiren İsleri görlşe- cekleri zaman oluyormuş, Onun dış da bir barış havası yokmuş, Belki bir gün o da olur. Mütebessim diplomatlar (Çezavir Elçiliğinderi (o Misira atanan Semih Günver bir Silredir Ankarg- da Ve çok mütebessim bir Büyük Elçi pozunda, Görenler, *“Nasıl olmasın!” diyorlar. Zira Semih Günver, 21 Mayıs düşlinülen diplomatlarımızdan biridir. Bakanlığın, Yassıadaya paralel me adlandırılan Yassıodasında 97 5 Ye gm muhteşem a- . » madı, az çile çekmedi, Oradan buraya gelmek kolay değil Kimi bu gelişi, “yanlış hesâp Bağdattan döner” şek- linde yorumluyor, kimi de Semih Gün- verin kişiliğine bağliyor. Hangisi olur- sa olsun, dudaklarında tatlı bir gü- lüşle Bakanlık koridorlarında dolaşma - ğa hakkı var, değil mi? i Mütebessim aş biri de hiç şüphesiz İsmail Soysal, Yeni Ce- zayir Büyük Elçgimiz de hayatından çok memmun görünüyor. Şu Dışişlerin- de, elçiliklerin kime niyet kime kıs- met olduğu hiç bilinmiyor. İsmaij) Soysal, hayatından memnün, Cezayir yolculuğuna (o hazırlanadursun, bu 4- tanmayı bakanlıkiçi ve bakanlıkdışı bir çok çevreler büyük bir sürpriz ola- Tak kanşılıyorlar, Siyamlı kardeşler Birhan Ve Orhan' Apaydın kardeşler, Meclisin geçen döneminde birbirle- rinden hiç ayrılmadılar, Siyamlı kar- deşler gibi, politikadaki çizgilerini be- raber çizdiler. AP'deki faşist fikirlere birlikte karşı koydular, AP'den ayrıl- dılar, beraberce YTP'ye girdiler. Or- han diş ticaretin devletleşti- rilmesini öne sürdükten sonra YTP'- de. hoşnutsuzluk başlayınca yine be- milletvekili olarak devam ettiler, Fakat şim- di ayrılıyorlar. Orhan Apaydın OHP' den seçime katılıyor, Burhan Apay- dın ise İstanbulda tam bir tatil hava- sında, Milletvekilliğini Ankarada çok üslu geçiren, hiç bir hikâyesi duyul- mayan avukat, donjuanlık gün- lerini çok özlemişe benzer. İştanbulda nereye gitseniz onu görüyorsunuz, Ya nında da birçok kadın bulunuyor. Mavi boncuk kimde, artık orası da Delli değil!. Pe gelişi "Yazın sona erdiğini veda paertilerin- den çok, tanınmış terzilerin son- bahar Ve kış defilelerinden anlamak mümkün, bulun bütün ; terzileri birer ikişer Paris yolunu tuttular, Sos- yeteyi uzun bir siiredir tekelinde tu- tan Muallâ, 9 Fkimde Hiltonda bir de- file yapmağa hazırlanıyor. Mankenli- ğini, Amerikaya gidip hayal kırıklığı ile dönan yıldızlardan Nebahat Çehre ile Selma Güneri yapacaklar. İstanbu. bu defileyi her yıldan daha büyük filmeiliğe filmciliği yanyana yürütüp yürütme- yeceği bu defileden sonra anlaşılacak, diyorlar. Baleye paydos mu? üzel balerin Meriç Sümenin Mar. mara adasındaki tatilden sonra svleneceği, bu sayfada haber Vvoril mişti. Geçirdiğimiz Pazar akşamı. Me- riç gilesi bu mutlu olayı kutladı, Gii- Zel balerinin evlendiğini duyanlar hem seviniyorlar, hem de soruyorlar: Ba- leye veda pdecek mi, etmeyecek mi” Hayır, bale devam ediyor, Meriç gibi güzel bir kıza gönül vermeyi, hayatina ortak etmeyi anlamamağa, bu evliliği de gönülden kutlamamağa imkân yok. “ ancak, balemizin parlak bir vıldızını söndürme hakkı hiç bir delikanlıya verilemez!.. Aylâ Ünal gibi Meriç de dansa devam edecektir, Veda balosu Moda Klübü, artık mevsimi kapattı Geçen Cumartesi vetilen bir ye. mekle mehtaba da, şıklığa da Veda' Bundan sonra klüp kış uykusuna ya- tıyor, oyundan başka bir şey yok, Ve- da yemeği smokinli/di, kadınlar da birbirinden şıktılar, Ayla Dikmemin şarkıları ve Şeref Yüzbaşıoğlunun or- kestrası (kalabalığı iyice (coşturdu. Veda havasında geç saatlere ksdar dansedildi. i Ver elini Paris! Yaz tatilini İstanbulda geçiren hâ- rika kızlarımızdan İdil Biret, önü- müzdeki günlerde Parise dönüyor, Ö- nünde yüklü bir program var, şehir şehir gezip Konserler verecek, sanat elçiliği yapacak, İstanbul tatili öteki sanat elçileri için de yavaş yavaş 80- na eriyor, Açıkhava operasına gelen Orhan Günek, Milânoya çoktan dön- dü, Soprano Leylâ Gencer de Anado- luhlsarındaki tatiline son veridi yen! çalışmalara yöneldi, m e ba a 18 Eylül 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: